havadurum
Turgut Çamer

turgutcamer@hotmail.com

‘İBRETLİK’ BİR OLAY

1706
      Değerli okurlarım, Misak-ı Milli sınırlarımızın geleceği üzerine kaygılanmamak mümkün mü? Ülkemizin ağırlıklı gündeminde neler var?..TUBİTAK’ın komik montaj-dublaj raporu!Mecliste yolsuzluk ve rüşveti araştırma komisyonunun kurulup da bir türlü çalışmaya başlayamaması! Türk Bayrağını indirme olayları!!! Cumhurbaşkanı adayı nasıl biri olmalı tartışmaları! Bunların ötesinde e-postama gelen bir iletiyi paylaşmayı yeğliyor ve bu haftaki yazımı bir öneriyle sonlandırıyorum.
***
            Muallim Ahmet RIFKI
            YIL 1915
            Çanakkale’de kızılca kıyametin koptuğu günler…
            Aylardan Mayıs…
            Vefa Lisesi Fransızca Öğretmeni Ahmet Rıfkı her günkü gibi sınıftan içeri girer.
            Selam verir Ahmet Rıfkı ama çocuklar karşılık vermezler!..
            Ahmet Rıfkı iyice şaşırmıştır.
            Arka sıralarda oturan öğrencilerden biri ayağa kalkarak;
            “Hocam, mahallemizde eli ayağı tutan ağabeylerimiz Çanakkale’ye gönüllü gittiler, ama siz hala buradasınız! Biz de gitmek istiyoruz, fakat yaşımız tutmuyor, söyler misiniz bize, vatanımız elden giderse sizin verdiğiniz eğitim ne işe yarar?”
Ahmet Rıfkı yaşlı gözlerle sınıftan çıkar ve okul idaresine dilekçesini verir.
Arkadaşlarıyla, öğrencileriyle vedalaşır ve evine gelir.
Ahmet Rıfkı’nın hayattaki tek varlığı yaşlı annesi Ayşe Hanımdır ve Şehzadebaşı semtindeki evlerinde beraber oturmaktadırlar.
Durumu annesine anlatır, ondan hakkını helal etmesini ister.
Ardından mahallenin bakkalı, güngörmüş bir zat olan Selahaddin Adil Efendiye uğrar ve şöyle der:
“Selahaddin Amca, Allah’ın izniyle vatanın bağrına saplanmış olan düşman hançerini çıkartmaya Çanakkale’ye gidiyorum. Senden isteğim, anamı iaşesiz bırakma! Kısmetse dönüşte borcumu öderim!”
Muallim Ahmet Rıfkı Çanakkale’de çeşitli cephelerde savaşa katılır.
19 Aralık 1915 günü şehit olur…
Annesi haberi alır, çok üzülmesine rağmen olayı tevekkülle karşılar.
Aklına, veresiye yiyecek aldığı bakkal gelir.
“Yedi aydır senden veresiye alırız, borcumuzu verelim de oğlum kabrinde borçlu yatmasın!” der.
Bakkal Selahaddin Efendi şöyle cevap verir:
“Ayşe Hanım, sen okuma-yazma bilmezsin, okuma bilen bir yakınını getir de hesabı o çıkarsın!”
Bunun üzerine Ayşe Hanım, komşusunun kızı Gülşah’la birlikte dükkana gider.
Selahaddin Adil Efendi, “Ahmet Rıfkı” bölümünü açarak veresiye defterini Gülşah’ın önüne koyar!
Gülşah onlara veresiye defterindeki kırmızı harflerle yazılmış satırları gösterir.
Şöyle yazıyordur defterde:
“BU HESAP AHMET RIFKI’NIN KANIYLA ÖDENMİŞTİR, VESSELAM!
                                               ***
Sevgili Çanakkale OLAY okurları, Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli Çanakkale Savaşlarının Anafartalar Kahramanı Mustafa Kemal ATATÜRK ve silah arkadaşlarının mücadele bilinciyle atılmıştır. Bu bilinçte ötekileştirme-bölücülük ve çıkarcılık yoktur. Yukarıda ki İBRETLİK olay gibi benzeri dayanışmalar vardır.
Önerim:B – C Planları olanların o planlarını ivedilikle gözden geçirip Çanakkale Zaferinin MİLLİ MÜCADELE bilincini edinmelerinde sayısız yararlar vardır.