havadurum
Ensar İlyasoğlu

ensarilyasoglu@gmail.com

"Dünya 5'ten", gerçek yalandan büyüktür!...

Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada "Dünya 5'ten büyüktür" sözünü bir kez daha yineleyerek, BM'nin örgütleniş biçimini eleştirdi. Bu söz, birçok kişinin katılacağı ve altına imza atacağı bir sözdür. Sözü ve ifadeyi onaylayacak insan sayısının, hatta hükümet ve devlet başkanı sayısının azımsanmayacak bir oranda olabileceğini öngörebiliriz. BM'nin oligarşik bir yönetime sahip olduğu tarihsel bir gerçekliktir. BM'nin bu yapılanmasının sayısının nedeni vardır. Ancak şimdi konumuz bu değil.

668

 

 

 

Sayın Erdoğan’ın bu ifadelerinden ve BM’ye yönelik eleştirilerinden benim anlayabildiğim en temel önerme, BM’nin yeniden, çoğulcu ve demokratik bir yapıya ve yönetime kavuşması örgütlenmesidir.  Ancak Sayın Cumhurbaşkanı, BM için çoğulcu ve demokratik bir yapılanmayı önerdiği anlamı çıkarabileceğimiz görüşler ileri sürerken, Türkiye’de ise çoğulculuğu, katılımcılığı değil, giderek daraltılan ve yetkilerin tek bir kişinin ve/veya yürütmenin elinde toplanmasını ve bunu da ‘başkanlık sistemi’ olarak formüle etmesini ileri sürmektedir.

 

Bu durum bir çelişki olarak değerlendirilebilir. Elbette, dünya 5’ten büyüktür. Ancak, hem dünya ölçeğinde hem ülkemizde benzer çelişkilere tanık olmakta ve bu çelişkileri en yıpratıcı sonuçlarıyla yaşamaktayız.

 

En güncel olanında başlayarak örnekleyelim. Cerattepe için direnen Artvin halkı, Cengiz Holding’ten BÜYÜKTÜR...

 

TÜİK’in açıkladığı gelir dağılımına göre, en alttaki yoksulların sayısı, en üstteki zenginlerin sayısından daha büyüktür. Üreten, değerleri yaratan çok geniş emekçi yığınları bir avuç ‘küçük’ azınlık tarafından emekçinin aleyhine işleyen bir mekanizma aracılığıyla sayılmaktadır…

 

Dürüstler, emeği ile geçinenler, hırsızlardan daha BÜYÜKTÜR…

 

Adalet isteyenler, özgürlük isteyenler, eşitlik isteyenler zulüm yapanlardan ve zalimlerden daha BÜYÜKTÜR… Daha çoktur ve tek haklı olanlardır…

 

Demokrasi isteyenler, demokrasiyi talep edenler ve onun için direnenler darbe teşebbüsçülerinden, ihanet şebekelerinden daha BÜYÜKTÜR… Daha çoktur ve haklıdır…

 

Püskürtülmüş FETÖ darbeciliğinden sonra, özgürlüklerin demokrasinin ve hukukun sınırlarının genişletilmesini isteyenler, darbeciliğin sonuçlarından iktidarlarını güçlendirmek ve baskıyı kurumsallaştırmak isteyenlerden daha BÜYÜKTÜR… Çoktur ve haklı olandır…

 

Laik, demokratik, insan haklarına saygılı bir cumhuriyet isteyenler, ülkeyi din esaslarına göre, şeriat kurallarına göre yönetmek isteyenlerden, halifelik arzulayanlardan daha BÜYÜKTÜR… Haklıdır ve çağa uygun düşünmektir…

 

Çocukların giderek artan ve çoğalan ölçüde dindar nesiller haline getirilmesine, bilimsel eğitimden vazgeçilmesine karşı çıkanlar, hayatın bütün alanlarında şeriatın temellerini oluşturmak için her fırsatı ve her olanağı kullanmak isteyenlerden daha BÜYÜKTÜR… Haklıdır…

 

Çocuk beyinlerinin hurafelerle, hastalıklı hale getirilmesine karşı çıkanlar, bu genç beyinleri zehirleyenlerden daha BÜYÜKTÜR… Daha çoktur ve haklıdır…

 

Günlük hayat içerisinde kadının giyimine-kuşamına, saçına-başına,  bakışına, oturuşuna, gülüşüne duruşuna yalnızca kadınların karar verebileceğini söyleyenler, kadına saldıranlardan ‘tekme atma, mırıldan’ diyenlerden, kadını köleleştirmek için fırsat kollayanlardan, kazanılmış haklarını ellerinden almak isteyenlerden daha BÜYÜKTÜR… Daha haklıdır, daha insancıldır…

 

Barış isteyenler, barıştan çıkarı olanlar, savaş isteyenlerden, savaş çığırtkanlarından ve savaş lobilerinden daha BÜYÜKTÜR… Haklıdır ve kazanacaklardır…

 

Demokrasi diktatörlükten, özgürlük esaretten, adalet eşitsizlikten daha BÜYÜKTÜR… Ve insana, ve çağdaş bir ülkeye daha çok yakışandır…

 

Mazlumlar zalimlerden, ezilenler-emekçiler ezenlerden ve sömürenlerden daha BÜYÜKTÜR… Haklıdır ve kazanacaklardır…

 

Halklar, bütün partilerden, yönetilenler yönetenlerden, Türkiye kendisini memleketin sahibi zannedenlerden daha BÜYÜKTÜR…

 

Gerçekler yalandan, gerçekleri savunanlar yalan çığırtkanlarından her zaman daha BÜYÜKTÜR… Daha haklıdır ve tarih tanıktır ki sonunda kazanan/kazanacak olan onlar olmuştur ve onlar olacaktır…