havadurum
Ensar İlyasoğlu

ensarilyasoglu@gmail.com

`GÜNEŞİ ÖLDÜREMEZSİNİZ!...`

1216
Koşar adımlarla seçime doğru ilerliyoruz. Siyasiler, dolu dizgin!... İlk söylemleri, ilk verileri değerlendirdiğimizde; seçim atmosferinin, gerilim ortamının ipuçlarını görebiliyoruz. Özellikle AKP üst yönetiminin ve siyasetten günlük politik ilişkilerden elini çekmeyerek AKP genel başkanı gibi davranan Cumhurbaşkanının yeni gerilim ve bölünme hattı üzerinden güç toplama, iktidarını yenileme stratejisi izlediklerini söyleyebiliriz.
    Üniversiteler kaynıyor!... 12 Eylül öncesini anımsatan çatışmalar yaşanıyor. Genç insanlar ölüyor, öldürülüyor!... Gözaltılar, tutuklamalar!...
     Kadın cinayetleri, kadına yönelik şiddet ve cins ayrımcı söylemler, her gün artarak devam ediyor. Herkesin, her yurttaşın Cumhurbaşkanı olması gereken, en azından anayasal hükmün böyle tanımladığı yetkileri elinin tersiyle iten sayın Erdoğan, mini etek ve dekolte giyinenleri ötekileştirerek, TÜRGEV`in düzenlediği açılış töreninde karşıtlık ve bölünme söylemlerine bir yenisini ekliyor!...
     Cezaevlerindeki çocuklara yönelik aşağılık istismarlar gün yüzüne çıkıyor. Çocuklara; dikkat ÇOCUKLARA müebbet hapis cezaları isteniyor!...
     Grevler yasaklanıyor, hak talep edenler sokağa çıkanlar; Gaziantep` deki esnaflar bile(!) gazlanıp coplanıyor. Yani, eskilerin deyimiyle asayiş berkemal!... Memleket günlük güneşlik, köşkler, saraylar huzur içinde...
     Biraz şu Merkez Bankası başkanı huzur kaçırsa da nasılsa paralel bağlantısı imaları ile onun da defteri dürülür. Bu ülkenin Merkez Bankasından daha çok huzura ihtiyacı var!...
     Öyle bağımsızlık ayağına yüce makamlara kafa tutmanın bir faturası olmalı değil mi!...
     ehh... Tek eksiğimiz, iç güvenlik tasarısının yasalaşması... O işte; kafa göz kırarak, huzur içerisinde, demokratik işleyişlere uygun, milli irade adına muhalefet milletvekillerine, `beş altı yumruk salladım.` Böbürlenmeleri eşliğinde; kafa göz hatta kaburga kırarak madde madde yasalaşıyor.
     Manzara bu. `Ahval ve şerait` böyle...
     Ülkenin bu huzur ve güven ortamına istikrarlı gidişine ah! bir de HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, açıklamaları ile müzakere taslağının on maddelik tartışma metnini deşifre etmesiyle gölge düşürmeseydi; gel keyfim gel, yeme de yanında yat bir güzellik olacaktı.
     Hadi Demirtaş`ın açıklamalarına bir soru ile bir omuz da biz verelim. Bugün, TBMM`de iç güvenlik paketi değil de Demirtaş`ın kamuoyuna açıkladığı on maddelik müzakere taslağı görüşülseydi, Türkiye`nin geleceği, demokratikleşmesi, kürt sorunu ve kürt sorununun zaman zaman belirlediği, zaman zaman etkilediği ve iç içe geçtiği diğer sorunların çözümü bakımından nasıl bir gelecek hayali kurabilirdik, hangisi Türkiye`nin demokratikleşme, özgürlük ve sorunların çözümüne daha çok katkı yapardı. Kısaca yinelersek, Demirtaş`ın kamuoyuyla paylaştığı on maddelik taslak metin mi, yoksa iç güvenlik paketinin 132 maddelik metni mi Türkiye`nin ihtiyaçları ve sorunlarının, birlik, katılımcılık, açıklık, demokratik çözümüne katkı yapar. Sizce üzerinde düşünmeye değmez mi!?
     Süpriz bir cümleyle yazımızı tamamlayalım; Beşiktaş`ın Lıverpool`u elemesini yorumlayan bir spor yorumcusu, şöyle demişti; ` Doğru olan (doğru oynayan) güçlü olanı yendi.` anlamlı değil mi!?    
     Bir Ezidi şeyhi ne demişti; ` Güneşi öldüremezsiniz.` gerçeklerin, haklı olanın kazanacağına olan umudumuzu asla yitirmemeliyiz.