havadurum

"Hayır herkesin olacak"

425

 Geçmişte AKP’den milletvekili adayı olan ve Anayasa değişikliğine karşı Hayır Partisini kuran Tuna Bekleviç, referandum çalışması kapsamında dün Çanakkale’ye gelen Bekleviç, beraberinde Trakya’daki Hayır Partisi kurucuları ile birlikte Belediye Başkanı Ülgür Gökhan’ı ziyaret etti. Ziyarette günden Anayasa referandumu oldu. Ziyaretten dolayı memnuniyetini dile getiren Belediye Başkanı Ülgür Gökhan; “Burada sizin geçmişteki siyasi görüşünüzün ne olduğu önemli değil. Burada Anayasa değişimindeki yaklaşım önemli. Madem ki bir araya gelmişsiniz, geçmişiniz ne olursa olsun, işi partileşme sürecine vardıran ve bir sivil inisiyatif gibi büyüyerek gelişen bir hareketin ne dediği önemli. O anlamada bu anlamlı bir şey. Bu bir parti meselesi değil. Bir iktidar değişmeyecek. Mesela ‘hayır’ çıktığında bunu CHP tek başına üstlenmeyecek. Bunu diğer partiler, Saadet Partisi, Vatan Partisi, MHP’nin büyük bölümü, AKP’nin içerisindeki bunu yanlış bulanlar, STK’lar ve ‘hayır’ diyen sade vatandaş, bu ‘hayır’ herkesin olacak. Ama ‘evet’ kesinlikle ve kesinlikle AKP’nin olacak. MHP ve BBP destekli, ama yöneticileri anlamında, tabanı anlamında değil, yöneticileri tarafından destekli, Bakanlar, Cumhurbaşkanı yardımcılarının desteklediği bir ‘evet’ olacak. Onun için ‘hayır’ın anlamı çok önemli. Beni umutlandıran da o. AKP’nin içerisinde de bu değişikliğe ‘hayır’ diyen olacak. Partim AKP, genel seçimde yine AKP’ye vereceğim diyorlar. Hatta, ‘Recep Tayyip Erdoğan’ı seviyorum, ona vereceğim’ deyip, ‘ama bu Anayasa değişikliği noktasında bunu kabul etmem mümkün değil, bu kadar yetki bir kişiye verilmemeli’ gibi bir düşünce ile ‘hayır’ vereceğini söyleyen çok kişi var” dedi. 

 
“Sıkıntıdan kurtulmuş olacak”
16 Nisan’da verilecek ‘hayır’ oylarının herkese ait olacağını, ancak ‘evet’lerin ise sadece AKP’ye ait olacağını ifade eden Başkan Gökhan; “Bir kere ‘hayır’ diyerek, bu noktada Sayın Cumhurbaşkanının da sıkıntıya düşmesini engellemiş olacağız. Biliyorsunuz Sayın Cumhurbaşkanı şu anda bir yemin altında. Tarafsızlık yemini var. Yemin önemli bir kavram. Dolayısı ile bu yemin devam edeceğine göre, Anayasa’da o yemin değişmediğine göre, bu bağlamda da bir yemin altında olduğuna göre, ‘hayır’ çıkarsa, o sıkıntıdan kurtulmuş olacak. Çünkü yarın, ‘Arkadaş sen yemin altındasın’ diye eleştirilere muhatap olmayacak. Dolayısı ile Cumhurbaşkanlığı yine devam edecek. Hükümet yine devam edecek. Ama ‘hayır’ çıkarsa hükümete şöyle bir sorun var, ‘Binali bunu beceremedin, Davutoğlu gibi sen de bir kenara çekil’ denme riski var. Bu onların iç işleri, bizi ilgilendirmiyor” dedi. 
 
“Ne Cumhurbaşkanını ne de bir başkasını kurtaracak”
Anayasa değişikliği sürecinin Türkiye’ye zaman kaybettirdiğini ifade eden Başkan Gökhan; “Hayır çıkarsa millet rahatlayacak, işimize bakacağız. Şapkalarımızı önümüze koyacağız ve birlikte ne yaparız diye düşüneceğiz. Sizin işiniz de o gün bitmeyecek. ‘Hayır’dan sonra ne yaparız noktasında yine hep beraber ortaya akıl koyacağız. Sizler, diğer siyasi partiler, STK’lar, parlamenter sistemimizi nasıl güçlendirebiliriz, nerede eksiklerimiz var, ne yapılmalıdır, dünyadaki saygınlığımızı nasıl yeniden kazanabiliriz, nasıl öne geçmek için çaba göstermeliyiz, eğitimde ne yapmalıyız, dış ilişkilerde, sanayide, tarımda ne yapmalıyız, yani ortak akıl üretmeliyiz artık. Burada ciddi bir vakit kaybına uğradık. Fuzuli, anlamsız, tehlikeli bir süreçte çok zaman kaybediyoruz. Ben şu önümüzdeki 5 günü de büyük kayıp olarak görüyorum. Dün Rusya yine charter seferlerini yine yasakladı. Güvenilmez bir ülke, yani güvenliği sakıncalı bir ülke statüsüne aldı. Biliyorsunuz, Venedik Komisyonunun raporu var. Yarın öbür gün bizim için ciddi sıkıntı yaratacak. Avrupa Konseyindeki varlığımız sorgulanacak. Yani ‘evet’ kimseyi kurtarmayacak. Yani ne iktidarı kurtaracak, ne Cumhurbaşkanını ne de bir başkasını kurtaracak. Ülke olarak yeni sıkıntıların içine gireceğiz” dedi. 
 
“Devleti tanımayanı ilk defa duyuyoruz”
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum’un rejim değişikliği olacağı yönündeki sözlerini de hatırlatan Başkan Gökhan; “Aklımızı kullanıyoruz ve aklımız bize tek adama bu kadar yetkinin verilmesinin demokratik bir sürece fayda sağlamayacağını, huzura, barışa, kardeşliğe fayda sağlamayacağını söylüyor. Bizim aklımız bu. Biz bunun için mücadele ediyoruz. Bence onların aklının da ötesinde başka bir akıl var. Bu süreçte Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum’un ‘Millet Devletini kuracak’ sözü, çok ağır biz sözdür. Yani bugüne kadar biz bu devleti tanımıyoruz diyen çıkmamıştı, şimdi çıktı. Atatürk’ü tanımayanı, laikliği tanımayanı, hatta Anayasayı tanımayanı duyduk, ama devleti tanımayanı ilk defa duyuyoruz. ‘Hayır’lara vesile olsun” dedi.   

“Hayır vicdan cephesi oldu”
Ziyarette konuşan Hayır Partisi kurucusu Tuna Bekleviç, ‘hayır’ın bir vicdan cephesi halinde örgütlendiğini ifade ederek;  “Hayır cephesi, çok renkli bir vicdan cephesi gibi oldu. Ben 67 şehri gezdim. İnsanlar İç Anadolu’da, Karadeniz’de, ağızları ile ‘hayır’ diyemeseler bile, gözleri ile ‘hayır’ diye haykırıyorlar. Bu da ‘hayır’ damarının çok güçlü olduğunu gösteriyor. Bu gerçekten bir vicdan cephesi gibi şekillendi. Kimsenin makam, mevki ihtirası ile şekillenmedi. Ama karşı tarafın algısı, bu kadar para harcaması, dünya siyasi tarihinde belki de olmadığı kadar vahşi bir kampanya yapmasının sebebi, tamamen yeni bir rejim inşa etme olmalı.  Seçim gözlemcileri ile biz de bir toplantı gerçekleştirdik. Onlar Hayır Partisinin yolculuğunu çok merak ediyorlar. Seçim güvenliği açısından önemli olgulardan birisi olduk. Böyle adaletsiz bir seçim sürecini başka hiçbir ülkede görmedik dediler. Bu ülkemiz için çok üzücü bir durum. 2011-2012 yılından bu yana hem madden, hem manevi olarak tüm kaynakların durdurulmasına, tek bir kişinin geleceğinin oylanmasına odaklandık. ‘Evet’ teki bir kişinin istikbali, ‘hayır’ ise tüm Türkiye’nin istikbali için önemli. Parlamenter sistemden başkanlık sistemine geçen ülkeleri inceledik. 5 tane ülke var bu konuda deneyimi olan. Bunlardan bir tanesi Sırbistan-Karadağ, bir tanesi Moğolistan, bir tanesi Sirilanka, Zimbabwe, bir de Bangladeş var.  Bu ülkelerin hiç biri huzur yüzü görmedi. Zaten Sırbistan-Karadağ da bölündü. Bangladeş tekrar parlamenter sisteme geri dönüş yapmak zorunda kaldı. Diğer ülkeler de kendi sıkıntıları ile boğuşmaya devam ediyorlar. Yani bu ülkelerin rejimlerine baktığımız zaman, aslında bu sistemin sürmeyeceğini görüyoruz. Tekrar geriye döneceğimiz bir sistem için niye seçim yapıyoruz?” dedi.  
 
“Yozgat’ta ‘hayır’ çıkması sürpriz olmaya bilir”
Türkiye genelinde yaptığı ziyaretlerde gördüğü tabloyu anlatan Bekleviç, ‘evet’ oyunun yüksek çıkması beklenen illerde ‘hayır’ın güçlü bir şekilde çıkacağını ifade ederek; “Madde değişimleri ile ilgili vatandaşlar ile görüştük. Vatandaşlar maddeler ile tek tek ilgilenmiyor. Ama çok sürpriz iller var. Yozgat ve Konya. Yozgat’ta ‘hayır’ çıkması sürpriz olmaya bilir. Antalya çok güçlü, zaten ‘hayır’ beklenen bir şehirdi. Karadeniz’in iç kesimleri biraz ‘evet’e yakın. Bu da tamamen Almanya ve Hollanda’da çevrilen dolap nedeni ile bu hale geldi.  Orada biz çok güçlü bir reaksiyon gösterdik. Biz 16 Nisan’dan sonra ‘evet’ de çıksa, ‘hayır’ da çıksa, bu ülke biz gençlere emanet ise, biz mücadele etmeye devam edeceğiz.  Her türlü çalışmada biz bu zihniyetin karşısında olacağız” dedi.
 
“Her türlü bu zihniyetin karşısındayız”
16 Nisan’dan sonra da mücadele etmeyi sürdüreceklerini ifade eden Bekleviç; “15 Temmuz hepimizi çok derinden yaraladı. Eğer Sayın Cumhurbaşkanı o süreçten sonra kucaklaşmayı tercih etseydi, çok farklı olabilirdi. Ama Bahreyn’e giderken etmiş olduğu cümle ki, biz bununla ilgili mahkemelik de olduk, aynen şu cümleyi etti; ’16 Nisan’da ‘hayır’ oyu verecek olan kişiler, 15 Temmuz’un devamıdır’ dedi. Yani bir nevi terörist imasında bulunması ile ilgili mahkeme şöyle bir karar verdi, ‘Bu eleştiri mahiyetindedir, dolayısı ile yargılanamaz’ dedi. Fakat, bizim vicdanımızda yargılandı. Ama şunu demiş olsaydı, ‘Ben ‘evet’çilerin de, ‘hayır’cıların da Cumhurbaşkanıyım. Seçime adil gidin, ne çıkarsa ben kabul ediyorum’. Ama böyle demedi. Bir bizi ‘hayır’cılar olarak kucaklamadı. Şu an gidip ‘hayır’ çadırını ziyaret etmesi bizim için bir şey ifade etmiyor. İkincisi, ‘Bu seçimin sonuçlarını kabul edeceğim’ de demedi. Ben bunu son derece tehlikeli buluyorum. Eğer bu zihniyet ile devam edecek ise, biz her türlü bu zihniyetin karşısındayız” dedi.  
(Burhan Mert Balcı)
Paylaş