havadurum

"Irkçı ve faşist söylemleri kınıyoruz"

1955

 Kent Konseyi Mahalle Meclislerinin seçimli olağan genel kurulları hafta sonu tamamlandı. Cevatpaşa Mahalle Meclisi ile tamamlanan genel kurullarda yeni yürütme kurulları oluşturuldu. Cevatpaşa Mahallesi seçimli genel kurulu sırasında yaşandığı ileri sürülen bir olay sosyal medyada tartışmalara neden oldu. Çanakkale Kent Konseyi Yürütme Kurulu Üyesi ve Çanakkale Şehit Aileleri Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Gülşen Uz ile Kent Konseyindeki görevliler arasında çıkan tartışmada, ‘ırkçılık’ iddiaları büyük tepki çekti. Çanakkale Kent Konseyi Yürütme Kurulu Üyesi ve Çanakkale Şehit Aileleri Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Gülşen Uz, Fevzipaşa Mahalle Meclisi seçimli genel kuruluna neden katılmadıklarını; “Fevzipaşalıların kendilerine kötü davranacaklarını, itileyeceklerini, ucube gibi olduklarını ve çirkeflik yaparak kendilerini orada istemeyeceklerini, kovacaklarını” ifade ederek açıklaması tepkilere neden oldu.  Kent Konseyi Yürütme Kurulu üyesi ve Çanakkale Şehit Aileleri Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Gülşen Uz’a çoğunluğunu Romanların oluşturduğu Fevzipaşa Mahallesi’nden de tepki geldi.  Fevzipaşa Mahallesi Mahalle Meclisi’nde, mahalle halkı ve Türkiye Roman Dernekleri Konfederasyon Başkanı ve Fevzipaşa Mahallesi Muhtarı Hacı Ramazan Işıldak’ın da katıldığı basın açıklaması yapıldı. Kent konseyi üyelerinin de destek verdiği açıklamada Fevzipaşalı vatandaşlar Kent Konseyi Başkanı Engin Kandemir’e tepki gösterdi. Kandemir, tepkiler üzerine toplantıyı terk etmek zorunda kaldı.  


“Nefret dilini kabul etmiyoruz”
Fevzipaşa Mahalle Meclis Başkanı Mustafa Özen Kırıkkulak tarafından yapılan açıklamada; “Bugün bir ayrımcılığa, ötekileştirmeye ve hatta ırkçılığa karşı bir araya geldik. Bizler, bu kentin asli unsurlarından, bu kentte yüz yıllardır var olan Romanlarız. Bizler, bu kentin taşında toprağında emeği olan bir halkız. Son süreçte yaşanan ötekileştirici, yok sayıcı açıklamalar, bizleri derinden üzmektedir. Bizler bu açıklamaları kınıyoruz.  Bunun son örneği de, 28 Ekim Cumartesi günü yaşandı. Cevatpaşa Mahalle Meclisi Seçimli Genel Kuruluna gelen Çanakkale Kent Konseyi Yürütme Kurulu Üyesi ve Çanakkale Şehit Aileleri Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Gülşen Uz, 23 Ekim tarihli Fevzipaşa Mahalle Meclisi seçimli Genel Kuruluna gelmeme nedeni olarak Fevzipaşalıların kendilerine kötü davranacaklarını, itileyeceklerini, ucube gibi olduklarını ve çirkeflik yaparak kendilerini orada istemeyeceklerini, kovacaklarını ifade etmiştir. Bu sözlere, sadece orada bulunan Romanlar değil, herkes tanık olmuştur.  Gülşen Uz, Fevzipaşa Mahallesinde yaşayan Roman vatandaşlara velhasıl tüm Roman etnik kimliğine sahip vatandaşlara ön yargılı davranarak diğer mahallelerde yaşayan vatandaşlardan ayrıştırmış ve bu nefret diliyle Roman vatandaşlarını aşağılayıp hakaret etmiştir.  Bu ifadeler, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi başta olmak üzere tüm ulusal ve uluslararası anlaşma ve bildirgelere, Kent Konseyi yönetmelik ve yönergesine göre kabul edilemez. Ayrımcılık ve ırkçılık suçtur.  Olayın taraflarından birinin Kent Konseyinde görevli bir çalışan, diğerinin ise Kent Konseyi Yürütme Kurulu üyesi olması nedeni ile aynı zamanda bir mobbingtir.  Ülkemizin her köşesinde yaşayan yurttaşlarımızın bir bütün olarak, din, dil, ırk, renk ve cinsiyet ayrımı gözetilmeksizin çatışmadan uzak, `Yurtta Barış, Dünyada Barış` ilkesi içinde, insan hakları ve hukukun üstünlüğü ilkelerine dayalı, terör, şiddet ve baskıdan uzak ve hak ihlallerinin olmadığı bir ortamda yaşam hakkını savunan bir kurumda yürütme kurulu üyesi olarak görev alması bizi ayrıca yaralamıştır ve Kent Konseyi çalışma ilkeleri ile ters düştüğü için kendilerini istifaya davet ediyor, Irkçı ve faşist söylemlerinden dolayı kendilerini kınıyoruz.  Tüm Dernek, Federasyon, Konfederasyon ve Roman vatandaşlarına da çağrı yapıyoruz. Bu ayrımcılığa, ötekileştirmeye ve nefret diline, hatta ırkçılığa varan söylemlere karşı gereken mücadeleyi vereceğiz” denildi.
 
“İlgilileri göreve davet ediyorum”
Roman Dernekleri Konfederasyonu Genel Başkanı Hacı Ramazan Işıldak, ise yetkileri göreve davet ederek; “Allah insanları yaratırken, ırk ırk, kavim kavim ve renk renk yaratmıştır. İnsan insandan üstünlüğü takvadır. Takvadan başka bir üstünlük yoktur. Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı; ‘Romanlar bu ülkenin asli unsurlarıdır. Romanları öteleyen, romanları ön yargı ile yaklaşan ayaklarımın altındadır’ diyor. Şehitler ve Gazilerin Başkanlığını yapan bir hanımefendi çıkıyor Kent Konseyi Mahalle Meclisi seçimlerinde atmosferin çok sönük olduğundan bahsediyor. Kardeşimiz Aslı Kırıkkulak; ‘Mahallemize gelseniz ne kadar canlı bir ortam olduğunu görürdünüz’ diyor.  Hanımefendi ise Kırıkkulak’a; ‘Çingene mahallesinde bizim ne işimiz var. Onlar kötü insanlar, ucube gibi çirkef gibi’ sözler ediyor. Roman Dernekleri konfederasyon Başkanı olarak romanlara yapılan hareketi sadece benim mahallemde değil Türkiye’deki, tüm romanlara yapılmış kabul ediyorum. Çanakkale Valisi’ni ve Kent Konseyi Başkanını göreve davet ediyorum. Çanakkale Belediye Başkanı Sayın Ülgür Gökhan’ı da bunların takipçisi olmasını istiyorum. Bu kadın istifa etmezse ve çıkıp romanlardan özür dilemezse bu konuyu çıkıp Cumhurbaşkanı’na kadar taşıyacağım. Türkiye’de roman vatandaşlar 8 milyondur. Bu 8 milyonun 5 milyonu da Türkiye Romanlar Konfederasyonunda bizlerle beraberdir” dedi.  
 
“Irkçılık yapan biri bence insan değildir”
Roman Dernekleri Konfederasyonu Genel Başkan Yardımcısı Teşkilatlardan Sorumlu Başkanı Kamber İşçi’de ayrımcılık yapan bir kişinin insan olamayacağını vurgulayarak; “Çanakkale’de yaşanamaması gereken bir olay yaşandı. Gülşen hanımı hoş olmayan beyanlarından dolayı üzülerek anıyoruz. Roman halkı bir renk, bir güzelliktir. Genel Başkanımın da ifade ettiği gibi hiçbir insanı rengini, cinsini, cinsiyetini, seçme gibi şansı yoktur. Rabbim ne nasip ederse onu yaşar. Gülşen Hanım ise o kadar kutsal olan bir kurumsal yapının olduğu koltuğa yakışan bir insan değildir. Öteleyen ırkçılık yapan bir insanın bence insan değildir. Önce kendisini yargılaması gerekir” dedi. 
(Eren Aşnaz-Seçkin Sağlam)
Paylaş