"Korunma statüsündeki alanlar yapılaşmaya açılıyor"

Mimarlar Odası, `Cumhuriyetin İkinci Yüzyılına Doğru Mimarlık ve Kentleşme Buluşmaları`nın ilki olan `Biga Yarımadası`nda Mimarlık ve Gelecek` etkinliğini Çanakkale`de düzenledi. Yapılan etkinliğe Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, Bandırma Belediye Başkan Vekili Mesut Özdemir, Çanakkale Belediye Başkan Yardımcısı İrfan Mutluay, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz, Mimarlar Odası Genel Başkanı Eyüp Muhcu, Mimarlar Odası Balıkesir Şube Başkanı Betül Gemalmaz Dikici, Mimarlar Odası Çanakkale Şube Başkanı Sevil Ural ve çok sayıda mimar katıldı. Açılış konuşmalarının ardından gün boyu Biga Yarımadası ve çevresinin geleceğinin değerlendirilebilmesi ve sorunlara karşı ortak çözümler üretilebilmesi hedefiyle sunumlar gerçekleştirildi.

Mimarlar Odası Çanakkale Şube Başkanı Sevil Ural, "Mimarlık odasının kamu yararını gözeterek Toplum hizmetinde yürüttüğü çalışmaların bir ayağı olarak mücadelemiz devam edecektir. Mimarlığımızı Cumhuriyetin ikinci yüzyılındaki geleceğimizi konuşmak için buluştuk bugün" sözleriyle açılış konuşmasını gerçekleştirdi. Mimarlar Odası Balıkesir Şube Başkanı Betül Gemalmaz ise "Biga yarımadası Antik ismiyle ya da Çanakkale Boğazı`nın ikiye böldüğü Anadolu ve Rumeli bağlantısının doğu kısmıdır. Biga yarımadasında bulunan Kaz Dağı antik dönemde İDA olarak adlandırılmıştır. Balıkesir ve Çanakkale illerinin ortak özellikleri çok fazla. İki deniz bir şehir olan kentlerimizden. Bu coğrafyada mevcut doğal çok zengin doğal arkeolojik kültürel miras anlamında çok zengin bir bölge. Tarım alanları verimli toprakları her şeyiyle çok zengin. Madenleriyle de zengin. Son yıllarda biliyorsunuz Kaz Dağlarımız bir deşik edilmekte. Mevcut doğal sit alanlarının daraltılarak yapılaşmaya açılmasına fırsat veren rant odaklı çevre düzeni planları yapılıyor ne yazık ki. Mutlak koruma statüsündeki alanlar yapılaşmaya açılıyor. Bu planların uygulanmasına başlandı. Ama oda olarak yapısal anlamda bir sürü mücadelede öneriyoruz. Kültürel ve doğal mirasımızın yok edildiği an, yaşam biçimimiz, yaşam izleri de yok olmakta kentlerimizde" sözlerine yer verdi. 

Mimarlar Odası Genel Başkanı Eyüp Muhcu, Cumhuriyet Dönemi Mimarlığında kentsel planlama, ekonomi, sağlık, ulaşım alanlarında bütüncül bir planlama anlayışının yürürlüğe konduğunu aktardı. Muhcu, "Mimarlar Odası Cumhuriyet dönemin mimarlığının yapıtlarının korunması için tescil etme çalışmalarını bütün birimleriyle sürdürmekte ve envanter çalışmalarını yapmaktadır. Cumhuriyet mimarlığına karşı bugün izlenen politikaları hep birlikte görüyoruz" dedi.

TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz, "Kirazlı`da devam eden maden sömürüsüne ve doğa katliamına karşı Çanakkale halkımızla dayanışmamızı belirtmek için tüm TMMOBB örgütlülüğü olarak Çanakkale`ydik Kirazlı`daki Su ve Vicdan Nöbetinde hep birlikteydik. Çanakkale halkının kararlı mücadelesi ve bunun sonucunda yaratılan toplumsal dayanışma ve kamuoyu vasıtasıyla madem şirketin ruhsatını uzatılmadı. Ama bu şirketten bize yüz binlerce aracın tahrip ettiği bir orman tahribatı kaldı. Türkiye`de yürütülen bu madencilik faaliyeti bir sömürge madenciliğidir. Ülkeye hiçbir katkı sunmadan yeraltı zenginliklerimizin yurt dışına çıkartıldığı geriye tahrip edilmiş, yağmalanmış, çorak arazilerin bizlere bırakıldığı bir madencilik anlayışıdır. Biz bu anlayışa kesinlikle karşıyız" dedi.

Bandırma Belediye Başkan Vekili Mesut Özdemir ise "Öncelikle belirtmek gerekiyor ki Türkiye Cumhuriyetin ikinci yüzyılında tarihi anlamda bir plansızlık ve karmaşa halinde geliyor. Toplumun demokratik yapı değişimi, gelir adaletsizliği, yönetememe krizi ve altyapısına bakılmaksızın düşünülmeden ve sonuçları gözetilmeden alınan kararlar, çıkarılan yasalar, karmaşa ve çelişkiler derinleştiriliyor. Şehirleşme ve buna bağlı olarak yerel yönetimler düğümlenmiş yumak içerisinde çırpınır durumda yönetme çabası içerisinde mücadele ediyor" diye belirtti.

Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan ise, "Türkiye Cumhuriyeti`nin kuruluşunun ikinci yüzyılda doğru ilerlerken ülkemizin tarihi, doğal, kültürel ve mimari miraslarının sorunlarını merkezine alan yeni bir yaklaşım oluşturulmalıdır. İmar ve çevre tahribatını doruğa çıkartan kararlar da mevcut iktidar, cumhuriyetin temel değerlerine alenen saldıran politikalarla ülkemizde geri dönüşü olmayan tahribatlar vermekte meşru şekilde yağmalamakta ve yabancılara peşkeş çekmektir. Bunu Gezi`de, Kanal İstanbul adı verilen garabette, İstanbul`un siluetini değiştiren, gökdelenlerle, sosyal konut yaftasıyla sonlanan TOKİ`lerde gördük" dedi. Gökhan ayrıca, "Toplum olarak küresel krizler ile mücadele ederken bir taraftan da geleceği düşünmek zorundayız. Gelecek yıllarda etkisini derinden hissedeceğimiz iklim sorunlarını önemseyerek, yarışmayla belirlediğimiz ve yapımı devam eden Yeşil Yerel Yönetim ve Kültür Merkezi binamız ile 2023`e Cumhuriyetimizin ilk yüzyılına bu kentin mevcut değerlerine çağa yakışır şekilde bir yenisini eklemenin gururuyla hazırlanmaktayız" sözlerine yer verdi.
(Damla Yeltekin-Atilla Akın)