havadurum

"Masha'nın katili molla rejimidir"

521
Çanakkale Kadın Platformu`nun çağrısıyla Mümtaz Pirinççiler Meydanı`nda toplanan kadınlar İran`da katledilen Mahsa Amini için basın açıklamasında bulundu. Kadınların sosyal medyada başlattıkları `saç yoksa günah yok` protestosuna katılan kadınlar saçlarını keserken başörtüsü yakılarak, İran rejimine tepki gösterildi. Çanakkale Kadın Platformu adına konuşan Ada Kart, "Mahsa`nın direnişi ve mücadelesi biz kadınların da mücadelesidir. Günlerdir İran sokakları yanıyor. Günlerdir dünyanın her yerinde biz kadınların içi yanıyor, öfkesi, isyanı büyüyor. İran çok uzağımızda değil. Tarikatlar talep ediyor, İstanbul sözleşmesi feshediliyor" dedi.
"Biz kadınların içi yanıyor, öfkesi, isyanı büyüyor"
Kadınlar adına konuşan Kart, "Mahsa`nın katili dinci faşist molla rejimidir. Mahsa`nın direnişi ve mücadelesi biz kadınların da mücadelesidir. Günlerdir İran sokakları yanıyor. Günlerdir dünyanın her yerinde biz kadınların içi yanıyor, öfkesi, isyanı büyüyor. Bir kadın daha ona dayatılan sınırları reddettiği için devlet şiddeti ile öldürüldü. 22 yaşındaki Kürt kadın Mahsa Amini, İran`da Molla rejimi tarafından yönetilen ve "Ahlak Polisi" diye bilinen irşad devriyeleri tarafından başörtüsünü düzgün takmadığı gerekçesiyle işkenceyle tutuklandı. Polis karakoluna götürülen Mahsa, aynı gece hastaneye kaldırıldı ve oradan da ölüm haberi geldi. Amini`nin başına aldığı darp nedeniyle beyin kanaması geçirmesi sonucu yaşamını yitirdiği kesinleşti. Yani polis tarafından katledildi" sözlerine yer verdi.
"İran`da 1979`dan bu yana kadınlara başörtüsü dayatılıyor"
Dünyanın dört bir yanında kadınların, Mahsa Amini`nin katledilmesine karşı başta İran olmak üzere sokaklara döküldüğünü belirten Kart, "Faşist İran rejimini ve kadınların yaşam tarzlarına müdahale eden ahlak polisi gibi kurumları protesto eden gösteriler, yürüyüşler yapılıyor. Kadınlar toplu halde başörtülerini çıkararak, ateşe vererek mücadelelerini yeni bir boyuta taşıyor. İran rejimi ise Kürt halkının yoğun yaşadığı bölgeler başta olmak üzere halkın üzerine ateş açmaya, saldırmaya devam ediyor. Mahsa`nın katledilmesi İran`da 43 yıldır süren dinci ve kadın düşmanı politikaların sonucudur. İran`da 1979`dan bu yana kadınlara başörtüsü dayatılıyor. Sokaklarda irşad devriyeleri adeta cadı avına çıkıyor. Kadınlar tutuklanıyor. LGBTİ+ların cinsel, duygusal, romantik ilişkilenmeleri suç sayılıyor. Geçtiğimiz günlerde LGBTİ+ aktivisti olan Zahra Seddighi ve Elham Choobdar `yeryüzünde fitne çıkarma` iddiasıyla idama mahkum edildi" ifadelerine yer verdi.
"İran çok uzağımızda değil"
Kart sözlerini şu şekilde sürdürdü, "İran uzağımızda değil. Yanı başımızda. Bu topraklarda LGBTİ+ların varlığına karşı düşmanlık geçen hafta sonu devlet desteğiyle sokağa döküldü. Valilik izniyle, RTÜK`ün reklam desteğiyle İslamcı gerici bir güruh ve kendilerine cumhuriyetçi diyen bir başka ırkçı grup bir arada nefret söylemleriyle yürüyüş yaptı. Bu ülkede hakkını aramaya çalışanlara sokaklar yasak, bir kişi daha eksilmemek için meydanlara çıkan kadınlara karşı polis şiddeti, işkence ve taciz var. Ama şeriat propagandası, ırkçılık, nefret söylemi devletin izniyle büyütülüyor. İran çok uzağımızda değil. Tarikatlar talep ediyor, İstanbul sözleşmesi feshediliyor. Bir grup erkek kendini mağdur baba ilan ediyor nafaka hakkımız gasp edilmeye çalışılıyor. Aktroller hedef gösteriyor, konserler yasaklanıyor, sanatçılar, gazeteciler tutuklanıyor. Kadınların sadece aile olduğunda, o şiddet dolu ailelerin içine hapsolduğunda var sayıldığı, LGBTİ+ların varlığının yok sayıldığı bir dayatmanın, bir faşizmin altında her şeye rağmen yaşıyoruz, direniyoruz. İran uzağımızda değil. Bu ülkede hukuk toplumun belirli kesimlerine karşı, kadınlara karşı, LGBTİ+lara karşı düşman hukukuyla işliyor."
(Damla Yeltekin)
Paylaş