havadurum

"Mera alanlarımız tarım bölgesi olmaktan çıkarılmıştır"

2701

 Yukarıköy sınırlarındaki Tuzla sulama barajının kenarına JES yapmak isteyen Transmark A.Ş. evden çıkmanın bile zor olduğu bu salgın günlerinde işlerini hız kesmeden devam ettiriyor. Transmark A.Ş. JES projesi henüz dava aşamasındayken Uygulama İmar Plan değişikliği için başvurmuş, Kültür ve Turizm Bakanlığı ise imar planını 20 Nisan 2020 tarihinde onaylamış, plan değişikliği İl Özel İdaresince 29 Nisan 2020 tarihinde ilan edilmişti. Gülpınar Sürdürülebilir Yaşam Derneği tarafından ilanın 29 Mayıs 2020 tarihine kadar askıda kalacağı ve bu süre zarfında Çanakkale İl Özel İdaresine dilekçe ile itiraz edilebileceği açıklandı. Yapılan açıklamada, imar planı değişikliği ile artık söz konusu bölgenin turizm ve tarım bölgesi olmaktan çıkarılarak, enerji üretim bölgesi haline getirildiği belirtilirken, itiraz dilekçelerinde Jeotermal sıvıların içerisinde kanserojen maddelerin bulunabildiği. Bu maddelerin insan, bitki ve hayvan sağlığı ciddi bir risk oluşturduğu belirtildi. Projenin kabul edilmesi halinde bölgede oluşacak zararlar maddeler halinde sıralanırken; “Dava süreci devam ederken imar planı değişikliğinin onaylanması kabul edilemez, bu durum telafisi mümkün olmayan bir çevre tahribatına yol açabilir. Bozulan ekosistemin yol açtığı olumsuz etkilerin, tarımsal üretime, insan, bitki ve hayvan sağlığına zararlarının telafisi mümkün değildir” denildi. 

 
“CİMER üzerinden de itiraz ve iptal isteklerinizi iletebilirsiniz”
İtiraza dair yapılan açıklamada; “Transmark A.Ş. JES projesi henüz dava aşamasındayken Uygulama İmar Plan değişikliği için başvurmuş, Kültür ve Turizm Bakanlığı ise imar planını 20 Nisan 2020 tarihinde onaylamış.  Bu imar planı değişikliği ile artık söz konusu bölge turizm ve tarım bölgesi olmaktan çıkarılmış, enerji üretim bölgesi haline getirilmiştir. Yani mera alanlarımız tarım bölgesi olmaktan çıkarılmıştır. Buna engel olabilmek için 29 Mayıs 2020 tarihine kadar itiraz edebiliriz. Bölgemizden ne kadar çok kişi itiraz dilekçesi ile başvurursa, o kadar etkili oluruz. Zeytinlikleri, sebze ve meyve bahçelerini, hayvancılığı, içme ve sulama suyunu, soluduğumuz havayı, sağlığımızı ve tarihi dokuyu korumak ve yaşatmak için dilekçelerimizle itiraz edelim. İtiraz etmek isteyenlerin işini kolaylaştırmak için dilekçe örneği hazırladık. Bu dilekçeyi ya da kendinizin hazırlayacağı benzer bir dilekçeyi 29 Mayıs 2020 tarihine kadar Çanakkale İl Özel idaresine teslim edebilirsiniz ya da sizin yerinize teslim edilmek üzere derneğimize ulaştırabilirsiniz veya CİMER üzerinden de itiraz ve iptal isteklerinizi iletebilirsiniz” denildi.
 
“Tüm planların iptal edilmesini talep ediyorum”
Dernek tarafından, sunulacak dilekçede; “Kültür ve Turizm Bakanlığı Yatırım ve İşletmeler Genel Müdürlüğünce 20.04.2020 tarihinde onaylanan ve 29.04.2020 tarihinden itibaren bir (1) ay süre ile İl Özel İdaresi internet sayfasında ve İmar ve Kentsel İyileştirme Müdürlüğü ilan tahtasında ilan edilen; Çanakkale İli, Ayvacık İlçesi, Yukarıköy Köyü, 128 ada, 143 numaralı parselin bulunduğu alanda “Yenilenebilir Enerji Kaynaklarına Dayalı Üretim Tesis Alanı (JES)” amaçlı 1/25.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliği ile 1/5.000 ölçekli Nazım İmar Planı ve 1/1.000 ölçekli Uygulama İmar Planlarının onaylanmasına aşağıdaki nedenlerden dolayı itiraz ediyor ve onaylanan tüm planların iptal edilmesini talep ediyorum” ifadelerine yer verildi.
 
“Proje, insan sağlığı için de ciddi risk oluşturmakta”
Dilekçede yer alan itirazların gerekçeleri ise; “Jeotermal enerji, yerkabuğunun alt tabakalarında bulunan sıcak suyun yüzeye çıkarılmasıyla elde edilen enerjidir. Jeotermal sıvıların içinde hidrojen sülfür, amonyak, metan, bor ve arseniğin yanında radon ve toryum gibi radyoaktif kanserojen maddeler bulunabilmektedir. Bu maddeler yer altından çıkınca sıvı ya da gaz olarak su ve havaya karışıp, insan, bitki ve hayvan sağlığını olumsuz etkilemektedir. Söz konusu yerde Jeotermal Enerji Santrali yapılması ve işletilmesi bitkisel ve hayvansal üretime olumsuz etkileri yanında insan sağlığı için de ciddi bir risk oluşturmaktadır. Bunun sonucunda; a. Yörenin turizm merkezi olma özelliği ciddi bir darbe alacak hatta zamanla ortadan kalkabilecektir. Çünkü Ayvacık Tuzla Termal Turizm Merkezi sınırları içinde kurulacak tesis, bölgede yaşayan binlerce insan ve turizmden yararlanmak isteyerek yöreye gelen ve gelecek olan on binlerce insan için ciddi sağlık riski oluşturabilecektir. b. Söz konusu yer Tuzla Büyük Ova bölgesinde olup, bu yere yapılacak bir JES bölgedeki bitkisel ve hayvansal üretime büyük zarar verecektir. Bu bölgenin hem Ezine peynirinin coğrafi bölgesi olduğu hem de İstanbul başta olmak üzere büyük kentlerin sebze kaynaklarından birisi olduğu göz önüne alınırsa, milyonlarca insanımızın yeterli ve dengeli beslenmesi de bu bölgenin kaderine bağlıdır. c. Bölge Türkiye’nin zeytin yörelerinden birisi olup, çok sayıda aile/işletme organik zeytin üretimi yapmaktadır. Yörede Türkiye’nin nefaseti en iyi zeytin ve zeytin yağları üretilmektedir. Ekosistemin bozulması böylesine önemli ve değerli bir ihracat ürünümüzün de zarar görmesi demektir” şeklinde ifade edildi.
 
“Dava süreci devam ederken imar planı değişikliğinin onaylanması kabul edilemez”
Mahkeme sürecinin takip edildiği ve projenin telafisi mümkün olmayan zararlara yol açacağı ifade edilen açıklamada; “Ayrıca Transmark Jeotermal Enerji Santrali projesi ile ilgili Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevresel Etki Değerlendirmesi, İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü tarafından 16.05.2019 tarih ve 2019173 sayılı “Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir” kararına itiraz edilmiş ve Çanakkale İdare Mahkemesi’nde 21.06.2019 tarih ve 2019/943 E. sayılı dava açılmıştır. Mahkeme süreci devam etmekte olup, söz konusu değişiklik ile ilgili belgelerde bu durumdan söz edilmemektedir. Dava süreci devam ederken imar planı değişikliğinin onaylanması kabul edilemez, bu durum telafisi mümkün olmayan bir çevre tahribatına yol açabilir. Bozulan ekosistemin yol açtığı olumsuz etkilerin, tarımsal üretime, insan, bitki ve hayvan sağlığına zararlarının telafisi mümkün değildir” denildi. 
(Eren Aşnaz)
Paylaş