havadurum

"STK'lar torbaya sığmaz"

3561
Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Ve Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi` 19 Aralık 2020 tarihinde TBMM Adalet Komisyonunda görüşülerek Genel Kurula sevk edildi. 6 kanunda değişiklik öngören 43 maddelik teklifin içerisinde yer alan bazı maddelere `dernekler kanununda yapılan değişikler ile mevcut dernek ve vakıfların örgütlenme özgürlüğünü, ifade özgürlüğünü ciddi şekilde kısıtlanmakta ve İçişleri Bakanlığınca dernekler üzerinde vesayet sağlayacak yeni düzenlemeler içerdiği gerekçesi ile itiraz edildi. İda Dayanışma Derneği tarafından İçişleri Bakanına dernek yöneticilerine soruşturma açma, soruşturma açılan dernek yöneticilerini görevden uzaklaştırma veya dernek faaliyetlerini durdurma yetkisini düzenleme yetkilerinin verildiği belirtilerek, `dernek faaliyetlerinin durdurulmasının` yasa ile mümkün kılındığı ifade edildi. 
 
"Soruşturma, savcılık makamınca yürütülen bir işlemdir"
İda Dayanışma Derneği tarafında konuya dair yapılan açıklamada; "Ülkemizde, asılsız bir takım iddialarla hak ihlallerine duyarlı binlerce kişiye, dernek yöneticisine, sivil toplum aktivistine, gazeteci, siyasetçi, meslek örgütü mensubuna, hemen her gün soruşturma açıldığını düşünürsek ki; soruşturma, bir şüphenin varlığı halinde, savcılık makamınca yürütülen bir işlemdir. Kesin bir hüküm değildir. Dernek yöneticilerinin, mahkeme kararı olmadan suçlu gibi işlem görmeleri, başta masumiyet karinası ve Anayasaya aykırı iken, İçişleri Bakanlığınca bir kişi hakkında soruşturma açıldığı gerekçesiyle dernek faaliyetlerinin durdurulması bu yasa ile mümkün kılınmaktadır" ifadelerine yer verildi. 
 
"Toplum, STK ile nefes alır"
Derneklerin tabanın sesi olduğu belirtilen açıklamada; "Ülkemizde, İçişleri Bakanlığı Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü verilerine göre güncel rakam olarak 121.718 dernek bulunmaktadır. Yönetimleri ve üyeleri dışında bu kurumlar milyonlarca gönüllü ile çalışmaktadırlar ve toplumsal muhalefeti oluştururlar. Demokratik toplumlarda çok önemli bir toplumsal eleştiri mekanizmasının aracıdırlar. Karar vericiler üzerinde etkili olduklarında, toplumu rahatlatan bir işlev görürler. Tabanın sesidirler, Toplum, STK ile nefes alır. Aksi durum, karar vericide de toplumda da stres ve tahammülsüzlük biriktirir. Otorite böyle düzenlemelerle toplumun nefes borularını kesmektedir. Atılan adım yanlıştır. STK`ları rahat bırakın" denildi.
 
"STK`lar, hızlı bir kapatma riski altında"
Açıklamada son olarak; "Sonuç olarak, yine bir oldubittiyle TBMM Genel Kuruluna getirilen bu torbanın yasalaşması durumunda, insan hakları, çocuk hakları, kadın hakları, doğa ve toplum, kültür-sanat, hukuk, vb. alanında faaliyet yürüten tüm STK`lar, hızlı bir kapatma riski altındadırlar. Bu aslında sivil toplumun tümden kapatılması ve büyük uğraşlarla elde edilmiş toplumsal kazanımların yok edilmesi anlamını taşımaktadır. Parlamentodaki duyarlı milletvekillerine sesleniyoruz. Bu torba yasayı durduralım lütfen. Zira STK`lar torbaya sığmaz..." ifadelerine yer verildi.
(Eren Aşnaz)
Paylaş