havadurum

"Suyumuzu korumak benim görevim"

1007

 Gündemine Kazdağları, Atikhisar Su havzası üzerindeki madencilik faaliyeti ve ağaç katliamını alan Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, dün basın mensuplarının karşısına geçerek, gündemdeki iddialara ve açıklamalara cevap verdi. Kazdağları’nda 2000’li yılların başından beri mücadelenin sürdüğünü söyleyen Başkan Gökhan, dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ziyaretinden, önceki dönemlerde yapılan yazışmalara kadar birçok konuda hatırlatmada bulundu. Başkan Gökhan, “Tarihi 2001 yılı Çanakkale Kent Konseyince Kazdağları Birinci Ulusal Sempozyumu Altınoluk’ta düzenlenmiş. Sayın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Çanakkale Belediyesini ziyaret ettiğinde kendisine Çan’a giderken, ‘Sayın Cumhurbaşkanım helikopter giderken yukarıdan bir aşağıya bakarsanız ne demek istediğimi anlayacaksınız’ demiştim. O dönemki Orman Bakanı, ‘Sayın Başkanım oradaki maden sahalarında kapalı sistem maden aranacak’ demişti. Bu kayıtlarda vardır. Hep örtülmeye çalışılıyor. O dönem içerisinde yine Sayın Vali Güngör Azim Tuna zamanında yargıya taşınan konular kararlaştırılıncaya kadar ilgili ruhsatın şirkete verilmemesi istenmişti. O zaman, o valiler onay vermediler. Yine 2013 yılında bölgenin ‘doğal sit alanına döndürülmesi’ konusunda Mecliste karar alınmış. O günden bugüne bir şey gelişmemiş. Sonuç itibari ile bu süreçler devam ediyor. 2017 senesinde ÇED raporu mahkeme kararı ile Danıştay tarafından iptal dilmiş. Bizde Orman Bölgeye, orman kesimlerinin durdurulmasını istemiştik ancak kesimler devam etti.  Bizde oradaki çalışmalarımıza devam ettik. Genel konularda tepkimizi gösterdik. Çanakkale suyuna sahip çıkıyor noktasında su ve vicdan nöbeti çalışması başlatıldı.  Mücadeleye devam diyoruz” dedi. 

 
“Ne yetkim var?”
Başkan Gökhan, Çanakkale Belediyesi’nin sorumluluğunda olan Atikhisar Barajı’nı korumasının görevi olduğunu da hatırlatarak, “ÇED sınırı şu anda bizim koruma alanımız içerisine nüfus etmiş bir alan. Bu 600 Hektarlık bir alan. Biz bu alandaki faaliyetlerin bizim sınırlarımız içerisinde olması dolayısı ile buna müdahale ediyoruz.  Ne yetkim var? Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve DSİ’nin 25’inci Bölge Müdürlüğü bir protokol hazırlamışlar. Bu protokolle, Atikhisar Barajından içme ve kullanma suyu verilmesi, koruma alanlarındaki tedbirler 2000 yılında Çanakkale Belediyesi’nin sorumluluğuna verilmiş. Baraja en ufak etki edecek eylem ve işlemler dolayısı ile bizim sorumluluğumuzda.  Bu protokol gereği mücadele ediyorum.  Neden müdahale ediyoruz. Yine, Çanakkale’nin marka ürünlerini tehlike altına alan bir süreç. Altın işletmesinde siyanür bulaşırsa sadece sularda değil, buharlaşma sureti ile yağmurlarla da bulaşması mümkün.  O zaman marka tescillerinin hiçbir anlamı kalmaz. Tarım ekonomimize ciddi bir etki yaratır. Çanakkale Belediyesi Başkanı olarak görevim bu su havzamı korumak. Bunları dile getirmek ve elbette ki çalışmak” dedi.
 
“Burası, Kazdağları ekosistemi içinde”
“Yanlış bir polemik yürütülüyor; ‘Burası Kazdağları değil?’ deniliyor” diyen Başkan Gökhan, “Bizim konumuz sadece Kazdağları değil, bizi konumuz Kazdağlarının tepesinde siyanürlü altın işletmesi konusu. Bu Kazdağları olur, başka yer olur hiç önemli değil. Üniversitemizin bilimsel kadroları da bunu yayınlamışlardır. Buranın Kazdağlarının devamı niteliğinde olduğunu ve Biga Yarımadasını kapsadığını bilimsel olarak sunmuşlardır. Buraları bir ekosistem orman alanı. ‘Biz buraları yok ederiz, sonra fidan dikeriz’ demek aklımızla alay etmek demektir. Orman alanımızla ve özellikle su alanımızla ilgili mücadeleye devam edeceğiz” ifadelerine yer verdi. 
 
“Devlet kamunun yanında duracağına madencilerin yanında duruyor”
Gökhan, açıklamasında; “Bir başka konu da iktidar, ‘bizim hükümetimizden önce yasalar değişerek buralara ruhsat verildi’ diyor. 2000-2001 yılında CHP mecliste yoktu. Biz baraj altında kalmıştık. Devlet bugün kamunun yanında duracağına bu altın madencilerinin yanında duruyor.  Yine, ‘Çanakkale Belediyesi neden itfaiye ruhsatı için olumlu raporuna izin verdi?’ deniliyor. 2013 yılında madencilerle itfaiyeciler arasında bir yazışma olmuş. İş yeri açma ve çalışma ruhsatı konusunda Çanakkale İtfaiye Müdürlüğünden rapor istenmiş. Biz de dilekçeye 2013 yılında; ‘Ruhsat alanında herhangi bir faaliyet ve yapılandırma olmadığı tarafımızca tespit edildiğinden dolayı, tekrar müracaat durumunda yeniden yapılacak kontrol ve incelemede raporun hazırlanması sağlanacaktır, mevcut alanda yapılanma olmadığı için rapor verilememektedir’ denilmiş.  Bunların hepsi kasıtlı yanlış bilgiler” ifadelerine yer verdi. 
 
“Firmanın CEO’su saçmalıyor”
“Bizim burada hedefimiz, bu topraklara bir gram siyanür düşmesini engellemek” diyen Başkan Gökhan, “Çünkü bunun geri dönüşü yok. Sen orada siyanürlü maden çıkartarak siyanür döktüğün noktada, nerede yaparsan yap, bu toprağa bulaşmış siyanür gerek hava, gerek suyolu ile bütün alanları etkileyecektir. Koca dağı indireceksin, kirli toprak bırakacaksın ve bu verimsiz alanda nasıl yeşillik kuracaksın? Bunu da merak ediyoruz. Ağaç dikilir ancak orada orman olmaz. Orman olması yüzlerce, binlerce yıla tekabül eder. İlgili firmanın CEO’su da saçmalamaya devam ediyor. Kendisi ile kamuoyu önünde konuşalım. Bu vahşeti kendi memleketinde yapabiliyorsa bunu göstersin” ifadelerine yer verdi. Gökhan, son olarak mücadeleye katkı sunanlara da teşekkür etti. Gökhan, “Bu noktada bu mücadeleye katkı veren herkese teşekkür ediyorum. Uluslararası camiada katkı veren özellikle sanatçılara, herkese teşekkür ediyorum. Başarılı olacağımıza sonuna kadar inanıyorum. Bu bir inanç meselesidir. Bu vicdansızlığa insanoğlu evet demez diye düşünüyorum” dedi. 
(Eren Aşnaz)
Paylaş