havadurum
Ensar İlyasoğlu

ensarilyasoglu@gmail.com

"YENİ"

Sonunda İstanbul'a ihanet edildiği itiraf olundu!... Hani neredeyse senelerdir, İstanbul'a ihanet edildi denilmese de, İstanbul?un İstanbul olmaktan çıkarıldığı, bir köy haline getirildiği, işin uzmanları tarafından söylenir dururdu.

6439

 Yani, görünen köy kılavuz istemiyordu. Şimdi, yapılmak isteneni tek bir cümle ile özetlersek, İstanbul’un rantını yiyip, koca kenti koca bir köy haline getirenler, şimdi büyük bir manevra ile görünen köye kılavuz olmak istiyorlar. Her ne kadar atalarımız “görünen köy kılavuz istemez” demişlerdi ise de, şimdi bunlar “yeni” kılavuz olmak için kolları sıvamışlar bile… Başka bir çok şeyde yaptıkları ve yapmayı tasarladıkları gibi!… 

 
“Yeni Türkiye”, “Yeni devlet”… Şimdi öyle anlaşılıyor ki, bir süre sonra karşımıza “yeni AKP” diye bir slogan çıkabilir. Bugüne değin, Türkiye’nin ayağına dolanan, başına çorap olan ne kadar problem varsa, çözülmemiş, birikmiş sorun varsa, ne kadar eleştiriye hedef olan konu varsa, dış politikadan iç politikaya; içeride ve dışarıda Türkiye’nin başını ağrıtan sorun varsa, tamamı, ‘eski Türkiye’ gibi, ‘eski AKP’nin boynuna yıkılarak bir kurtarıcı gibi, “Yeni Türkiye”, “yeni devlet”, “yeni AKP” sloganları ile önümüzdeki seçimde bu temel hat üzerinden, bu ana propaganda ekseni üzerinden dirilirse (ki kuvvetle muhtemeldir) şaşırmayalım… 
 
Biraz geriye gidelim, 3-5 yıl kadar önce, “İleri demokrasi” diye bir kavram kullanılıyordu… Demokrasiyi “aşmış”, onun tüm kurallarını, kurumlarını, geride bırakmış, “ileri aşamaya”, “ileri demokrasi” aşamasına geçmiştik… O ileri demokrasiden, gele gele OHAL ile yönetilen Türkiye’ye geldik. Hatta, parlamenter demokrasinin geçersiz kılındığının açıkça ilan edildiği bir ‘tek adam’ Türkiye’sine gelip çattık. “İleri demokrasiye rahmet ola!...”, “Parlamenter demokrasinin ruhuna el-fatiha!...” denilerek, Türkiye, OHAL demokrasisi(!) çıkmaz sokağına ulaştırıldı.  
 
İşte ‘yeni Türkiye’, işte ‘yeni devlet’…
 
 
İktidar sahipleri sözlerini tükettiler, önümüzdeki döneme dair söyleyecekleri laf kalmadı, torbalar boşaldı… Şimdi, belediye başkanları ve parti yöneticileri talimatla görevden el çektirilerek ve muhtemelen bu bir yenilikmiş gibi, özellikle AKP’nin yenilendiği imajını kamuoyuna kabullendirmek için atılan adımlar gibi görünüyor. Yaşanılan diğer problemleri hepimiz bildiğimiz için yazmaya gerek yok. Şimdi buradan tek çıkış, tarihsel ömrünü tamamlamış bir siyasetin kendi iktidarını önümüzdeki üç seçimde de sürdürebilmek için alışılmadık manevralara ihtiyaç duyduğu görülüyor. Cilalanmış, yeni bir örgüte ihtiyaç duyuluyor. Ve sadece İstanbul’a ihanet değil, olası tüm problemlerin yaşadığımız tüm baskı, yoksulluk, yolsuzluk olaylarının faturası, ‘eski AKP’ye fatura edilerek, ‘yeni AKP’ kurtarıcı olacakmış gibi siyaset arenasında arz-ı endam eyleyecekmiş gibi görünüyor.
 
Türkiye halkının, emekçilerinin, bu yeni ambalajlı, AKP’ye ve onun yönetim kadrosuna ne kadar pirim vereceğini göreceğiz. 
 
Eğer demokrasiden, özgürlüklerden ve insanoğluna yakışır bir hayattan yana olanlar, aydınlık bir Türkiye isteyenler, güçlerini birleştirmeyi başarırsa, başarmanın olanakları düne göre çok daha fazlalaşmış iken verili durumun gereğine uygun davranılması halinde gerçek anlamda OHAL’den kurtulmuş yeni bir Türkiye’yi gerçekleştirmek hiç de abartılı bir beklenti değildir. 
 
Başta işçi sınıfı olmak üzere, tüm emekçilerin ve aydınların, bu genel perspektif içerisinde daha sorumlu davranmasını zorunlu kılacak günlerin eşiğinde olduğumuzu ifade edelim.