Değerli okurlarım;
Ülkemizde nefes alıp veren, ülkenin ekmeğini yiyen öyle zihniyetler var ki; ben onların bu topraklarda barınıyor olmasından hiç hoşnut değilim. Bu vatanın şanlı tarihi 26 Ağustos 1071 ile başlayıp 30 Ağustos 1922 tarihinde alınan zaferle tasdiklenmiştir. Bu iki değerli tarih arasında yüzlerce mücadele verilip birçok zafer kazanılmıştır.
Şuan yeni bir algı oluşturulmaya çalışılıyor. Osmanlı’nın küllerini yeniden doğurmak istiyorlar; iyi güzel de liderleri yönetimi nasıl belirleyeceksiniz? Osmanlı’da tahta çıkacak padişahların ne gibi yöntemler uyguladığını hepimiz biliyoruz. Tabi bir de valide sultanların yaptıkları darbelerle padişahların seçilmesinde önemli bir etkisi vardı.
Şimdi soruyorum sizlere böyle bir yönetim anlayışının günümüz Türkiye’sine evrildiğinde sonuçlarının ne olacağını düşünüyor musunuz? Velev ki bu istenen gayeye ulaşıldı bizlere seçim hakkı bırakılabilecek mi? Bizler hangi liderle yol yürüyeceğiz? Yukarıda anlattığım gibi hangi ananın aslan oğlunu bekleyeceğiz? Recep Tayyip Erdoğan’dan mı başlayacak bu tahta geçiş? Ardından şehzade olarak Bilal Erdoğan’mı yoksa Damat Berat Albayrak mı gelecek? Bunlar çok ciddi ürkütücü sorular.
Bugün biz son büyük devrimin, Mustafa Kemal Atatürk’ün mirası olan Türkiye Cumhuriyeti’nin çocuklarıyız. Bıraktığı bu cumhuriyetin demokrasi yapılanmasıyla herkese seçme ve seçilme hakkı vermiştir. Babadan oğula olan rejimi tamamen ortadan kaldırmış toplumun memnuniyeti için halkın belirlediği yönetim anlayışını ortaya koymuştur. Tabiki Alparslan Bey ve Osmanlı Devleti bizim tarihimiz, lakin bugün dünyamızın konjonktürel anlayışı geçmişten çok daha farklı.
Bakın beyler eğer bu işi Osmanlı Devleti üzerinden yapmaya çalışırlarsa yarın ortaya bin tane hanedan çıkar. İngiltere ve Türkiye’de birçok hanedan var ve bunların bir kısmını yakından tanıyorum. Onların böyle bir iddia ve talepleri yok. Fakat onlar adına konuşan birileri var ve kendi kendilerin gelin güvey oluyorlar.
Bu insanların dertleri Osmanlı Devleti’ni tekrar kurmak vs. değil… Bunlar İslamiyet adı altında Afganistan, İran gibi tecrit devleti kurmak istiyorlar. Olmadık kanunsuzluklar yapıp, astığım astık, kestiğim kestik bir yapılanmadır bu da.
Halkımıza tavsiyem Taksim ve Aksaray’a gidin Afgan ve İranlı kadınlara sorun kendi ülkelerindeki yaşantılarını. Devletin verdiği izinle 5 kadınla evlenebiliyorlar. Kadınlarına istedikleri gibi davranıyorlar. İnsan gibi yaklaşmıyorlar kadına. Sizler bu duruma razı olmak istiyorsanız bu yolda devam edebilirsiniz. Ülkemiz erkek egemen bir toplum olmasından dolayı bu ortam erkekleri cezbedebilir. Yalnız beyler bacılarımız, kız çocuklarımız var bir kişinin beşinci karısı olmasını istemeyiz.
Bu gerici kafadan çıkmalıyız. Toplumsal zeminde bu tip konuşmaların bir karşılığı var. Ülkenin ve halkın bu gündemlerden çok daha büyük dertleri var. Odaklanılması gereken mevzular bunlar değil. İnsanımız açlık sınırında yaşıyor. Sizler halkın aklıyla dalga geçiyorsunuz. Anladık halktan korkmuyorsunuz, sözde alnınız nasır tutmuş, Allah’tan da mı korkmuyorsunuz?
Hangi baraj sele dayanmış? Halkın seli başladığında bırakın barajları dağları taşları yerinden söker, işte felaket o zaman başlar.
Aileleri ile beraber tarihin tozlu sayfalarına gömülmüşlerdir.