havadurum
Seçkin Sağlam

ssboreas17@gmail.com

AKP’Lİ VEKİLİ ANLAMAK...

1668
Geçtiğimiz hafta İl Genel Meclisi’ne başkanlık eden Vali Güngör Azim Tuna, burada açıklama yaparak, “Sayın milletvekillerimizin termik santrallerin önünün kesilmesi konusunda çalışmaları olduğunu biliyorum” demişti. Vali Tuna’nın bu açıklamasının ardından gözler, AKP’li “Sayın” milletvekillerine çevrilmişti.
 
Hal böyle olunca önceki günkü toplantıda garip ama “çevre konusunda” milletvekillerinden bir müjde bekliyorduk. Baştan söyleyeyim hata etmişiz! Çünkü termik santraller konusunda verdiği cevapla hala “çiçeği burnunda” olan AKP’li vekil İsmail Kaşdemir, öyle bir açıklama yaptı ki; ben karar veremedim, termik santrale karşı mı değil mi? anlamak güç, eminim kendi de anlamamıştır, okuduysa.
 
AKP’li “Sayın”vekil, şu cümleleri kullandı;
Bu konu hassas bir konu.
Kuru kuruya hayır diyemeyiz.
ÇED süreçleri hukuki süreçlerdir.
Nihai karar Çanakkale`deki çevreyi korumaktır.
Kuru kuruya biz istemezük zihniyeti sergilemek değildir.
Çanakkale`nin termik santral bölgesi ve cenneti olmasını istemiyoruz
 
Tüm bu cümleler, bir paragraf içinde kullanılınca anlamsız oluyor. Ne söylenmek istendiği anlaşılamıyor. Belki de bu cümleleri, tek bir paragrafta toplamayı başarmış, “Sayın” vekilin söylediklerinden bu nedenle bir şey anlamadık.
 
Zaten, yıllardır Çanakkale’de kopan fırtınaya gözlerini, kulaklarını kapatan AKP’den başka bir açıklama gelse şaşardık. Çanakkale’de AKP, çevre konusundaki günahlarının bedelini ödeyecek gibi geliyor. En azından seçimlerde bu stratejileri sandıklara yansır diye tahmin ediyorum.
Vali Tuna’nın bu konudaki hassasiyeti, duruşu ve söylemleri, inandırıcı ve samimi. En azından geçtiğimiz dönemler bize bunu gösterdi. Çanakkale’de halk, Vali Tuna’nın samimi açıklamalarına karşı güven duymakla birlikte, siyasi aktörlerin Vali Tuna’ya sahip çıkmaları, her şeyden önce kentin gelişimi noktasında son derece önemli. Sayın Vekil, Vali Bey’le de ters düşmüş oldu böylece.
 
“Sayın” vekil, bu söylemleri ile tipik bir AKP’li olmaktan öteye geçemedi, çünkü yine beklenene, yine ihtiyaca cevap veremedi!
 
***
 
AH BU İSTERÜKÇÜLER!
Artık herkesin yakından bildiği gibi AKP’lilerin dışında kalan kesimin genel bir ismi var; İstemezükçüler! Tabi ki bunların karşısındaki kesim ise; isterükçüler!
 
İlk olarak ÇOMÜ ile birilerinin dillerine pelesenk olan bu tanımlamada kafalarda oturtulmaya çalışılan düşünce şu; “Biz hizmet etmek istiyoruz ama bu istemezükçüler hizmete de karşılar” küçük olsun bizim olsun mantığı ile hareket ettiği iddia edilen bu istemezükçükişileri, isterükçülerin tersine maalesef ki sayıları da fazla!
 
İsterükçülerin anlamadıkları ise hizmete değil, halka ‘rağmen’ hizmete karşı olunmasıdır.
Yani bu kentte birileri, sizin deyiminizle “istemezükçüler”; Kazdağları’nda altın madenciliğini istemiyorlar.
Termik santrallere karşılar
AKP anayasasını ‘dur’ diyorlar
Referandumda “İstemezük” dediler
Seçimlerde merkezde “AKP’ye hayır” dediler, genelde ise ciddi bir artış gösterdiler
Savaşa karşılar vb,
 
Üzgünüm ama size rağmen, önümüzdeki süreçte de bu ve benzeri uygulamalar bu kentte yine kabul görmeyecek.
 
İsterükçüler ise ne istediklerini ve neden istediklerini bilerler mi bilmem ama onlar; isterük diye bağırmaya devam ederler. Şimdiye kadar ÇOMÜ yönetimi ve ÇOMÜ yönetimi menşeli yazar ve yayın organlarında rastladığımız bu isterükçüler, artık AKP’de de kendilerini göstermeye başladılar. Bakalım daha isterükçülerden kimlerle tanışacağız. Merakla bekliyoruz…
 
PROVOKASYONA DİKKAT!
Ülkenin bir çok yerinde olacağı açıklanan 21 Mart etkinliklerinin Çanakkale’de de yapılacağı öğrenildi. Bir kaç gündür bazı yerel gazetelerde ve internet sitelerinde her alan haberlere göre BDP (Barış ve Demokrasi Partisi) tarafından organize edilen bu etkinliklerin Çanakkale’deki kamplaşmayı ve çatışmayı körükleyeceği iddia ediliyor.
 
Birbirinin kopyası sözlerle, Çanakkale’de çatışma kültürünü yerleştirmeye çalışan bazı çevreler, boylarından büyük iddiaların altına girmeye çalışıyor. Çanakkale’de organize edilecek, en küçük bir provokasyon, kimseye yarar getirmeyeceği gibi çok kişiye de zarar verir. Her şeyden önemlisi, “Barışın kenti” söylemi de boşa çıkmış olur.
 
Şimdiden Çanakkale Valiliği, İl Emniyet Müdürlüğü ve yerel yönetim olarak Çanakkale belediyesi yetkililerini daha duyarlı ve hassas olmaya davet etmekte fayda var.
 
Çünkü bu kentte 21 Mart çeşitli etkinliklerle yıllardır kutlanır. Kimse de buna ses çıkarmaz. Sorun da çıkmaz zaten. Ancak kavga ve şiddet kültüründen beslenen geri kafalıların kışkırtmasına değil, sağduyuya, hoşgörü ve birlik beraberliğe kulak vermekte fayda var.
 
Bugünlerin ayrıştığımız değil birleştiğimiz, savaştığımız değil barıştığımız günler olması dileklerimle…
 
Unutmayalım, barışta ısrar insanlıkta ısrardır… Barışa hizmet, insanlığa hizmettir…