havadurum
Turgut Çamer

turgutcamer@hotmail.com

AL BENDEN DE O KADAR...

2634

"İtiraf etmek zorundayım ki, son zamanlarda yazı yazmak istemiyorum. İçimden gelmiyor."

"KAMUOYUK" logosuyla gazetemiz Çanakkale Olayda yazan, Sayın Kadir Kenar`ın üç gün önceki cümlesiyle satırlarıma başladım.

Köşe komşum öylesine haklı ki "Al benden de o kadar..." başlığını yazdırdı bana!

***

Memleketimizin hal-i pürmelali ortada... Sabah akşam TL`nin akıbetini ve Amerikan Dolarının yükselişini anbean izlemek zorunda kalan bir ülke olduk ne yazık ki.

Bizi yönetenler "Ekonomik Kurtuluş Savaşı(!)" ilan ederek ülkemizi düze çıkaracaklarını hamasi söylemlerle sıkılmadan sürdürüyorlar, sanki bu tablonun sorumlusu değillermiş gibi!

***

Masal bu yaa... Malikanenin bahçesine giren şeytan yukarıdaki merdivenin başında bağlı duran bir kuzu gördü. Kuzuya yaklaşıp boynundaki ipi gevşetti. Hareket alanı genişleyen kuzu toslayarak karşısında duran heykeli devirdi.

Gürültüyü duyan hizmetçi kız dışarıda neler olduğunu anlayabilmek için bahçeye çıktı. Heykelin kırıldığını görünce de korkuya kapılıp ağlamaya başladı.

"Evin beyi çok sevdiği bu heykelin kırıldığını görünce beni kesinlikle kovar" dedi, kendi kendine. Sinirlerini denetleyemeyince gidip kuzuya bir tekme attı. Attığı tekme darbesiyle merdivenden aşağı yuvarlanan hayvan boynundaki ipin sıkışmasıyla boğularak öldü.

Bu sırada sesleri duyan uşak da kapıya gelmişti. "Burada neler oluyor?" diye hizmetçi kıza telaşlı bir biçimde sordu. Hizmetçi kız, olanları bir çırpıda anlattıktan sonra bu kez uşak "Bunu nasıl yaparsın?" diye ona bağırdı. "Şimdi bey ikimizi de kovacak."

Korkudan ne yapacağını şaşıran uşak, hizmetçiyi şiddetli bir biçimde itti. Sendeleyen hizmetçi merdivenlerden aşağı yuvarlanırken boynunu kırdı.

Bu kez çığlık seslerini duyan evin hanımı koşarak geldi ve yerde cansız yatan hizmetçiyi görünce uşağa saldırdı. Uşak kendini korumak için geri çekilince, hanım dengesini kaybederek merdivenden aşağı yuvarlandı. Olduğu yerde yığılıp kaldı.

Sonunda evin beyi duyduğu gürültüleri merak edip koşarak dışarı çıktı. Daha ilk adımda, kapının önünde çok değer verdiği kırık heykelle sadık hizmetçisinin ve sevgili eşinin hareketsiz yatan bedenleriyle karşılaştı. Gördükleri karşısında büyük bir şok yaşadı. Kendine geldiğinde hemen uşağa dönerek "çabuk bu akıl almaz olayların nasıl olduğunu bana anlat" dedi.

Korkudan dili dolaşan uşak yaşananları soluk soluğa anlattı. Kendini kaybeden adam, bir anda silahını çekip uşağı vurdu.

Elinde silahıyla kalan adam birden "Eyvah, ben ne yaptım" diyerek, bir çığlık attı. Büyük bir suçluluk duygusuyla silahını kendine yöneltip tetiğe bastı.

Kenarda olan biteni izleyen şeytansa omuzlarını silkti ve kendi kendine "Ben yalnızca kuzunun boynundaki ipi gevşetmiştim" dedi.

*

* Öğretmenler Gününüz Kutlu Olsun... T.Ç.