havadurum

Adalet Yürüyüşü'ne katılan Başkan Gökhan; "Yollara pislik dökenler acz içindeler"

535

 CHP Genel Başkanı Kemal Kııçdaroğlu önderliğinde başlatılan Adalet Yürüyüşü devam ediyor. Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, on dördüncü günde, eşi Hale Gökhan ve diğer CHP’li Belediye Başkanları ile beraber yürüyüşe destek verdi. Bolu yokuşundan başlayarak, Düzce düzlüğüne kadar süren yürüyüşte yer alan Başkan Gökhan, yürüyüş ile ilgili görüşlerini gazetemiz Olay’la paylaştı. Yürüyüşün adalet arayışı içerisinde olan herkes için gerçekleştirildiğini belirten Gökhan; “Bu adalet arayışımız sadece tutuklanan CHP’li Milletvekillimiz ile ilgili değildir. Tüm haksızlığa uğramış bütün insanlar ve yurttaşlarla ilgilidir. Haksız yere KHK’lar ile atılanlar, ölüm orucuna terk edilenler, daha önce haksız yere FETÖ’nün kumpasları ile hapislerde yatanlar, ölenler, onların aileleri herkes için bir adalet arayışımız var. Daha doğrusu ‘Hukuk Devleti’ arayışımız var” dedi. Gökhan, Düzce’de yürüyüş güzergâhına gübre dökülmesi gibi provokatif eylemlere de sert tepki gösterdi. Bu tip eylemleri yapanların insan olamayacağını belirten Gökhan; “Düzce’de olan olayda AKP’li olan Düzceli’liler bile buna tepki gösterdi. Sonuçta demokratik bir eylem yapılıyor. Kimseye zararı yok. Yolun kenarından yüzlerce insan yürüyor. Bu yürüyüşün bir anlamı var. Dikkat çekiyor. Kimseye sataşmıyor, kimseye küfretmiyor, kimseyi nitelemiyor, ona buna sataşmıyor. Sadece önünde adalet yazılı bir tişört ve şapka ile yürüyor” dedi. Belediye Başkan Yardımcısı Rebiye Ünüvar’da gerçekleştirilen yürüyüşle ilgili görüşlerini sundu. Yürüyüşün, adalet arayan herkes ve katledilmek istenen tüm doğa için gerekleştirildiğini ifade eden Ünüvar; “Bu sadece insanlık için değil. Diğer canlılar için, doğa için yapılan bir yürüyüş. Ülkenin her yerindeki muhteşem güzellikler katlediliyor. Şu anda maden arama adı altında Kazdağları katledilmek isteniyor, Karadeniz HES’lerle katlediliyor” dedi. Hukuk arayışı içerisinde olanların ölüm orununa yattığını ifade eden Ünüvar; “Semih ve Nuriye eğer yasa dışı örgüt üyesi iseler, üye oldukları açlık grevinden sonramı akıllarına geldi? Adli sicillerini daha yeni almışlar ve tertemiz. Artık hiçbir konuda güven kalmadı” şeklinde konuştu. 

Başkan Gökhan gazetemize yaptığı açıklamada Genel Başkan Kılıçdaroğlu önderliğinde Adalet için yürüdüklerini ifade ederek;  “‘Hak, Hukuk, Adalet’ sloganımız bu. Partimizin Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun önderliğinde adalet arayışı için yürüyoruz. CHP olarak değil, demokrat insanlar olarak. Referandum sürecinde antidemokratik Anayasa’ya hayır diyen bileşenlerin destek ve katkıları ile adalet arayışımızı sürdürüyoruz. Bu adalet arayışımız sadece tutuklanan CHP Milletvekillimiz ile ilgili değildir. Tüm haksızlığa uğramış bütün insanlar ve yurttaşlarla ilgilidir. Haksız yere KHK’lar ile atılanlar, ölüm orucuna terk edilenler, daha önce haksız yere FETÖ’nün kumpasları ile hapislerde yatanlar, ölenler, onlarıın aileleri herkes için bir adalet arayışımız var. Daha doğrusu Hukuk Devleti arayışımız var. Hukuk Devleti sonunda da elbetteki bir adaletin gerçekleşmesini istiyoruz” dedi.
  
“Amacımız hukuksuzluk ve adaletsizlikleri vurgulamak”
Yürüyüşün bahsedildiği gibi iktidarı yıkmak gibi amacı olmadığını belirten Gökhan; “Genel Başkanımız tek başına en önde bu yürüyüşün öndeliğini yapıyor. Hiç kimse yanında yok. Bizde dün Çanakkale’deki CHP’li Belediye Başkanları ile beraber, il başkanımız beraberliğinde orada da Sayın Milletvekilimiz Bülent Öz bizi karşıladı. Onlarla beraber Bolu’nun tepesinden Düzce düzlüğüne kadar bir yürüyüş gerçekleştirdik. Hedefimiz bu. Tek slogan var. Başka hiçbir ve slogan ve amblem yok. ‘Hak, Hukuk Adalet.’ Provoke etmeye çalışıyorlar. Provokasyonlara karşı tedbirleri alınmış. Aynı referandum sürecinde olduğu gibi biz Türk Halkı’nın beklentilerine, taleplerine, ihtiyaçlarına cevap vermeye çalışıyoruz. Bizim ne muhalefet, ne iktidar partisi, ne hükümet ne de Cumhurbaşkanı ile hiçbir ilgimiz yok. Biz sadece bu ülkedeki hukuk düzeni ve adaletsizlikler ile ilgili olan olumsuzlukları vurgulamak ve Türk toplumunun buna dikkatini çekmek istiyoruz. Buna karşıda çözüm önerilerimizi ortaya koymak üzere böyle bir eylemliliğin içerisindeyiz. Bizde bu desteği verdik, vermeye de devam edeceğiz” dedi.
   
“Yapılanlar acziyetin ifadeleri”
Düzce’de gerçekleştirilen yol güzergahına ‘gübre dökme’ gibi provakatif eylemlere sert bir dille eleştiren Gökhan; “Bunlar acziyetin ifadeleri. Acz içerisinde olan insanların yapacağı işler. Demokrasiden nasibini almamış toplumsal barışı özümsememiş, adalet anlayışından hiç nasibini almamış insanların, insan tiplerinin, bunlara insan demekte ne kadar doğru bilmiyorum ama, bunların yarattığı provokatif eylemler. Bunlar çok küçük boyutta, gerçekten gündeme gelmesi bile anlamsız olaylar. Dün Düzce’de olan olayda AKP’li olan Düzceli’liler bile buna tepki gösterdi. Sonuçta demokratik bir eylem yapılıyor. Kimseye zararı yok. Yolun kenarından yüzlerce insan yürüyor. Bu yürüyüşün bir anlamı var. Dikkat çekiyor. Kimseye sataşmıyor, kimseye küfretmiyor, kimseyi nitelemiyor, ona buna sataşmıyor. Sadece önünde adalet yazılı bir tişört ve şapka ile yürüyor. Merak ederek ne istiyorsunuz demiyorlar. Ne zannediyorlar, kime karşı bir eylem zannediyorlar. Herhalde Cumhurbaşkanı, iktidar düşsün devrilsin diye yapıldığını sanıyorlar. Böyle bir şeyimiz yok. Seçimlerle bunları yapacağız. Onunla ilgili mücadelemizi gerçekleştireceğiz. Bu bir demokrasi ve hukuk arayışı. Burada yapılanlar ile ilgili on iki maddelik bir genelge yayınlandı. Bu tipleri bile alkışlayarak, içinden bir tanesini bile kazansak bu bile kardır diye düşünüyoruz” dedi.  
 
“Bu yürüyüş katledilmek istenen tüm doğa için”
Belediye Başkan Yardımcısı Ünüvar’da gazetemize yürüyüşle ilgili değerlendirmede bulundu. Yürüyüşün, adalet arayan herkes ve katledilmek istenen tüm doğa için gerçekleştirildiğini belirten Ünüvar; “Türkiye deki durumu hepimiz biliyoruz. Bu adalet için bir temsil yürüyüşü. Bizim Milletvekilimiz ve eski gazetecinin başına gelmiş gibi görünse de. Bu bardağı taşıran son damla. Onun temsilinde aslında bütün adalet arayışı içerisinde olanlar için yapılan bir yürüyüş. Hem ülkemizde, hem de dünyada ilgi görüyor. Haksızlığa uğrayanlar her kimse onun için dil, din, ideoloji fark etmiyor. Hukukun üstünlüğü’nün olduğu ve adaletin herkes için tecelli ettiği bir ülke arayışı içerisindeyiz. Bu konuda aslında insanların duygusal olduğunu biliyoruz. Hükümetin baskıcı yıldırmacı politikaları ile polisin pek çok gücü elinde tutmuş olması insanlarda korku iklimi yarattı. İnsanların üzerine ölü toprağı serildi diye düşünüyorum. Yoksa herkes şu ya da bu şekilde adaletsizlikler ile karşı karşıya kalıyor. Bu yürüyüş sadece insanlık için değil. Diğer canlılar için, doğa için yani ülkenin her yerindeki muhteşem güzellikler için. Şu anda maden arama adı altında Kazdağları katledilmek isteniyor, Karadeniz HES’lerle katlediliyor. Her şey inşaattan ve para kazanmaktan ibaret. Her şey hunharca katlediliyor. İnsanlarda haksız yere hapislere tıkılıyor. Mesela Kadri Gürsel neden yatıyor bilmiyoruz. Semih ve Nuriye eğer yasa dışı örgüt üyesi iseler, üye oldukları açlık grevinden sonramı akıllarına geldi? Adli sicillerini daha yeni almışlar ve tertemiz. Artık hiçbir konuda güven kalmadı. Huzurda kalmadı. Herkesin buna ihtiyacı var. Dikkat ederseniz yürüyüşlerde hiçbir şekilde parti amblemi yoktur. Belki de toplumun diğer bloğu ile kucaklaşarak, bu konuyu gündemde tutmak ve sonuna kadar da gitmek. Bu sadece yürüyüşün sona ermesi değil. Benim Genel Merkez’den izlediğim kadarı ile yürüyüşü her  konuda sivil itaatsizliğin bir başlangıç olarak düşünüyorum. İyi de gidiyor. Bir takım provokasyonlar olsa bile Genel Başkanımız bu konuda son derece kararalı. Hiç kimse ile diyaloga girmeyin, provokasyona gelmeyin, size kötü söz söyleseler bile onları alkışlayın diyor. Dolayısı ile her ne kadar Gezi harekete getiriliyor gibi sanki provokasyon yaratmak istiyormuşuz algısı yaratılmaya çalışılsa da, toplumun bütün kesimleri bizim ne istediğimizin farkında. Biz, barışçıl bir şekilde yürüyerek adalet arayışını artık netleştirmek istiyoruz” şeklinde konuştu. 
(Eren Aşnaz)
Paylaş