havadurum

Ah, Çanakkalenin lodosu

Ali Çiftçi -Eski Futbolcu ve Klasman Hakemi

8661

 Yine çok eskilerde kalan, ancak, benim için unutulması  mümkün olmayan bir futbol anımı sizlerle paylaşmak istiyorum. 1984-1985 sezonu ilk yarısının son müsabakasıydı.  3. Lig’de Şampiyonluğun en güçlü adayıydık. Nağmağlup liderdik. İkinci sırada Ayvalıkspor, üçüncü basamakta da  İnegölspor vardı.  İlk yarının son maçında,  evimizde diğer Şampiyonluk adayı olan İnegölspor ile karşılaşacaktık.  Aramızda 3-4 puan fark vardı. O hafta 1. Lig’de (Şimdiki Süper Lig) maç yoktu. Bu nedenle Ulusal Basın,  bizim karşılaşmaya çok önem vermişti.  O dönem,  Ulusal Basında spora  önem veren gazetelerden Tercüman Gazetesi bir ekiple Çanakkale`ye gelmiş, tarihi ve kültürel  mekanlarda boy boy çekilen fotoğraflarımız sayfaları süslemişti.  Kaptan olarak benimle de Troya`da, Troya Atı’nın üstünde  röportaj yapılmıştı.  Bu fotoğraflar ve röportajlar İnegölspor müsabakasından bir gün önce methiyelerle birlikte,  gazetenin spor sayfasında bol resimli yayımlanmıştı. Çok havaya girmiştik. Kazanacağımızdan çok emindik. Tek dileğimiz,  maçın oynanacağı gün havanın güzel olması idi. Negatif düşünmek,  olumsuzluğu çeker derler.  Maç sabahı bir kalktık ki, hava lodosa dönmüş. ‘Çanakkale`nin lodosunu bilirsiniz’. Saatte 90 km hızla esen bir lodos rüzgarı ile bu maçı kazanmak zorundaydık.  

Rakip takım taraftarları hayli kalabalık olarak, tribünlerde yerini almıştı. Bizim seyircimiz o dönemlerde bizi zaten hiç yalnız bırakmazdı. Hınca hınç dolu tribünlere karşı müsabaka başlamıştı.  Ben, sağ bek oynuyordum. Futbol hayatımda bir maçta hiç bu kadar çok taç atışı kullanmamıştım. Rakip takım defansı ayağına gelen topu rüzgarın da  etkisiyle hemen tribünlere gönderiyordu.  O etkili rüzgarda inanın abartmıyorum, belki otuz defa taç atışı kullanmıştım. Rakip bir puana razı olduğu için hava durumundan da faydalanarak oyunu dan duna çevirmişti.  Bu bizim hiç işimize gelmiyordu. Rakip takımın,  oyun oynamak yerine,  oyun oynatmamak taktiği işe yaramış ve bizim sinirlerimizi  bozmuştu.  Lakin yapacak bir şey yoktu. Taktikleri tuttu ve müsabaka gol pozisyonu dahi olmadan 0-0 bitmişti. 
Seyri  hoş olmayan bir maç sona ermişti. Seyircimizin ve bizim sinirlerimiz çok gergindi. Maç sonunda karşılıklı , ufak tefek münakaşalar oldu. Bu gerginlik iki takım seyircisine de yansımıştı. Emniyet Güçleri, seyircimizi bir an önce stat dışına çıkarmak isterken,  bir faciadan dönülmüştü. Olayı yaşayanlar,  o sıkışma anında eğer kilitli olan dış kapı yıkılmasaydı,  çok ölüm olabileceği söylemişti. Neyse ki,  üzücü bir hadise olmadı
Bir gün önce bizi methiyelerle gururlandıran Tercüman Gazetesi,  o günkü  manşetini  “İnegöl’lü futbolcular ve seyirciler  Çanakkale`den canlarını zor kurtardı" şeklinde atmıştı.  İnegölspor, o sezon son maçta bizi 1-0 yenerek bir puan farkla İkinci Lige çıkmıştı. Bizde ligi İkinci sırada bitirmiştik.