havadurum
Yusuf Sonkurt

yusuf@canakkaleolay.com

BARIŞÇI VE KAVGACI OLMAK

Dünya'da milyarlarca insan, binlerce ırk, yüzlerce millet ve devlet var. Her bir insanı Irk'ın, milletin kendine özgü yaşam biçimi, gelenek-görenekleri, yetişme tarzları değişiktir.

589

  Yüzleri benzemez ki, huyları –karakterleri benzesin. İki kardeş hatta ikiz kardeşler dahi birbirlerine benzeseler dahi göz rengi, saç, burun biçimleri benzemez. Fizikman küçük ayrıcalıkları vardır.

                Devletler-millet toplulukları, kavimler, aileler ve bireyleri çeşitli nedenlerle barışçı, kavgacı, cengâver, bilek gücü veya beyin gücü kuvvetli topluluklardır. Aile, toplumun en küçük ünitesidir. Aile’de çoğunluğu erkek ve ya kadın reis otoriter, kavgacı, pederşahi kişiliğe sahipse çocuklar öyle yetişir. Hayatlarını yetiştikleri biçimde sürdürürler. İstisnaları vardır ama kaide bozulmaz. Aile’nin büyütülmüşü kavimler, çağımızda millet topluluklarıdır. Kimi barışçı beyin gücü kuvvetli, kimisi şiddete dayalı kavgacı milletlerdir. Kaba kuvvetine dayanır, dayı değil kabadayıdır. Çağımızda geri kalmış ülkeler olarak hayatlarını sürdürürler, sürünürler.

                Beyin gücüne sahipler kavga, savaş sevmezler, kavgadan değil barıştan beslenirler, ülkemiz Atatürk cumhuriyeti koskoca 2’nci dünya savaşında dört yanımız cayır-cayır yanarken işte o iki sarhoşun beyniyle bulaşmadan atlatma başarısını gösterdi, çünkü “yurtta barış-dünyada barış” değişmez ilkesiydi, her ne kadar rahmetli İsmet İnönü’ye bizi harbe sokmadın ama erkekliğimize yediremedik diyen bizi ekmeksiz bıraktın diyen milletvekilleri çıktı, onlara sizleri yetim analarınızı dul bırakmadın diye yanıtlamıştı.

                Hoşçakalınız.