havadurum
Ensar İlyasoğlu

ensarilyasoglu@gmail.com

BAŞKAN SUSTURULUP-KAWA "ETKİSİZ HALE GETİRİLDİ" Mİ?!

18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi'nin 103. Yıl dönümünde, kentin belediye başkanı Ülgür GÖKHAN, resmi törenlerin dışında bırakıldı. Karar, daha doğrusu yasak kararı daha önceden ilan edilmişti.

8114

  “Törenlerde konuşturulmayacak! . 18 Mart törenleri esnasında, yasak kararı daha da genişledi, belediye başkan vekili Adnan GÜLER ve meclis üyeleri de “Akredite değilsiniz” diye tören alanına sokulmadı. Hani sözün bittiği yer derler ya, tam da orasıdır!

 

                Düşünebiliyor musunuz? Bir kentin yerel yönetimi, belediye başkanı dahil olmak üzere siyasi bir kararla ve o kentin adını dünyaya duyurmuş olan bir savaşın yıl dönümünde resmi törenlere alınmıyor. Bu yasak kararı hukuksal nedenlerle değil, yasal nedenlerle değil, sadece siyasi nedenlerle alınabiliyor. Bu karar bir kentin iradesini yok saymaktır. Sadece bu kadar da değil, Çanakkale’nin onuruna, demokratik kültürüne bir saldırıdır aynı zamanda. Başkan GÖKHAN, bu yasak kararına karşın, sosyal medya üzerinden geniş yankılar uyandıran, anlamlı bir konuşma yaptı. “103 yıl geriden mesaj var” dedi. Biz de 103 yıl geriden “mesaj verebilecek “ bir tarihe, bir kültüre ve haksız savaşların en büyüklerinden birisi olan,  Birinci Emperyalist Paylaşım savaşının özel bir mekanını ve hikayesini bağrında taşıyan ve nice savaş anılarına sahip olan Çanakkale halkının bu tarihsel geleneğin ve devraldığı mirasın yol göstericiliğinde iradesini ve onurunu yok sayanlara en demokratik yolları ve araçları kullanarak cevap verme iradesini ve cesaretini mutlaka göstereceğini buradan hatırlatmış olalım. 

           Yine 18 Mart törenleri esnasında, Türk Silahlı Kuvvetlerinin ve ÖSO mensuplarının Afrin’e girdiğini öğrendik. Bekleniyordu. Siyasi irade ve TSK’nın Afrin Operasyonu, amaç ve hedefleri arasında bulnmamasına ve ilan edilmemesine rağmen, ÖSO mensuplarının Afrin meydanındaki Kawa heykelini önce kurşunlayıp sonra yıktıklarını ajanslardan öğrendik. Bir heykel, bir insan için tehlikeli olabilir mi? Heykel silah kullanabilir mi? Heykel bomba atabilir mi? Heykel bir insanı öldürebilir mi? Ve Afrindeki Kawa heykeli operasyonun hedefi olan herhangi bir örgütün mensubu olabilir mi? Eğer, bu sorulara hayır diyorsak ve heykellerin ve Kawa heykelinin sadece Kürt halkının değil, Kafkasyadan Önasyaya, Anadoluya, Balkanlara ve Ortadoğuya değin yaşayan halkların farklılıklar gösterse de, kökleri Milattan Önce 8000 li yıllara uzanan ortak bir kültürel ve mitolojik değeri olduğu bilindiği gerçeği unutulmadan heykel yıkıcılığına karşı çıkılmalıdır. Peki, heykeli kurşunlayıp yıkanların amacı ne olabilir? Zulme karşı başkaldıran Demirci Kawa’nın heykeli, özellikle Kürtler için özel bir anlam taşıyan ve Hükümdar Dehakın zulmüne son veren Kawa’ nın heykeline karşı gösterilen bu düşmanlığı nereye oturtacağız? Kawa heykeli yıkılarak Kürtlerin güveni ve dostluğu kazanılabilir mi?

                Nitekim TSK bu olaydan sonra; “Halkların kültürel değerlerine saygılı olunmalıdır” diye bir açıklama yapma gereği duymuştur.

                Buradan içerideki heykel düşmanlıklarını hatırlamamak mümkün değil. Bilinir ki, heykeller halkların ve ulusların, tarihlerinin, mücadelelerinin ve buradan şekillenen kültürlerinin “içerilmiş”, özümsenmiş , “kristalize olmuş” ve kuşaktan kuşağa aktarılan tarihsel serüvenlerini özetleyen anlamlı sembollerdir.

                Ancak heykel düşmanları, düşmanlıklarını putlaştırmalara ve putlara karşı oldukları görüşünün arkasına gizlemeye çalışırlar. Ama bilinir ki hükümdarların, kralların, sultanların, diktatörlerin, zalimlerin önünde diz çöküp, onları kutsayıp, onlara tanrısal özellikler atfedip, zalimliği ve zulmü alkışladıklarını unutturmaya çalışıp, putlara karşı yıkıcı düşmanlıklarını gizlemeye çalışmaları ise tarihin gözünden kaçmayan, bezirgan kurnazlığından ve ikiyüzlülüğünden öte bir anlam taşımamaktadır. 

                Öyle anlaşılıyor ki, ÖSO mensuplarının bilinçaltı zulme karşı başkaldıran, Demirci Kawa’nın taşıdığı anlamı düşman görebilecek, yok etme duygusuna saplanıp Dehak’ın ruhuna bir ses gönderebilecek psikolojinin derin etkisinden kendisini kurtaramamıştır.

                Evet, “Kawa etkisiz hale getirildi...” Mi?!.. Bilinmelidir ki, zulüm var olduğu sürece, çağın Dehakları kan emiciliklerine devam ettikleri sürece Kawalar yaşayacak ve halkların yüreğini ve yolunu aydınlatmaya devam edecektir.