DOLAR 32.3459 %0.13
EURO 35.1411 %-0.11
G.ALTIN 2241.5307 %-0.09
BITCOIN 63004.6308 %-6.46
ETHERIUM 3259.4836 %-7.05
havadurum

BEYNİMİZDE BAKTERİLER OLABİLİR

İnsanların bağırsaklarında yaşayan mikropların pek çok şeyden sorumlu oldukları ve sağlığımızı, genlerimizi, hatta duygularımızı etkiledikleri düşünülüyor.

6401

 

 

 

Bilim insanları, insan mikrobiyomunun ölçeği ve etkileri hakkında sürekli yeni keşifler ortaya çıkarıyor; fakat son bulgular çok şaşırtıcı: Bu gönençli bakteriler alemi, kafanızın içinde ikamet eden, ayrı bir “insan beyin mikrobiyomu” ile bağlantılı olabilir.

 

İngiltere’nin Birmingham şehrindeki Alabama Üniversitesi’nde çalışan araştırmacılar, şimdilik başlangıç aşamasında olan bulguları, geçenlerde Sinirbilim 2018 yıllık toplantısındaki poster oturumunda sundular.

 

Bunu açıkça belirtmekte fayda var çünkü bu tür bilimsel sunumlar, genelde yeni veya devam eden araştırmaların sonuçlarını paylaşmaya yönelik oluyor ve bu araştırmalar, diğer bilim insanları tarafından denetlenmiş olmayabiliyor; bu sunumda da aynı durum söz konusu.

 

Bu durumun önemli olmasının sebebi ise; şimdiye kadar bağırsaktaki bakterilerin, beynin işlevini ve davranışları nasıl etkilediğini hâlâ öğrenmekte olmamız ve eğer ortaya atılan bu yeni iddialar (yani insan beyninde de mikrobiyom popülasyonunun bulunması) gelecekte yapılacak çalışmalarla doğrulanırsa, söz konusu bulguların bir dönüm noktası olabilecek olmaları.

 

Çalışmada yer almayan ve Los Angeles şehrindeki California Üniversitesi’nde çalışan sinirbilimci Ronald McGregor, Science bültenine konuşarak, “Haftanın en önemli haberi bu” diyor.

 

“Bu şey, [beyinde] kendine özgü ihtiyaçları olan tamamen yeni bir moleküler fabrika gibi. … Bu akıl almaz bir şey.”

 

Yeni araştırmada, sinir anatomisi uzmanı Rosalinda Roberts’in önderlik ettiği bir takım, 34 ölü insandan alınan beyin örneklerini incelemiş; bunların yaklaşık yarısı, ölmeden önce şizofreni sahibi, diğer yarısı ise sağlıklı olduğu düşünülen insanlarmış.

 

Araştırmacılar, tezlerinin özet bölümünde şöyle açıklamışlar: “Saptama ve miktar tanısı yapmak için, seri bölüm analizi gerçekleştirdik”

 

“Her vaka, değişen miktarlarda bakteri içeriyordu. Bakteriler çubuk şeklindeydi ve bir kapsül, nükleoid, ribozomlar ile hücre içi boşluklar içeriyorlardı.”

 

Araştırmacılar, bakterilerin yoğunluğunun bulundukları beyin bölgesine göre değiştiğini ve kara kütle, hipokampüs ile prefrontal korteks bölgesinde bol miktarda mikrop bulunduğunu söylüyorlar.

 

Bakteriler ayrıca, astrosit adı verilen ve sinirlerin iletişim şeklinde önemli bir paya sahip olduğu giderek daha fazla anlaşılan hücrelerde de bulunmuş.

 

Araştırmacılar, bakterilerin oraya nasıl gittiklerini bilmiyor fakat Roberts’in tahminine göre, kan damarlarıyla taşınıp, aksonlara ve kan beyin engeline yerleşmiş olabilirler.

 

Takım, ölüm sonrası yapılan ameliyatlar sırasında, mikropların bazı cerrahî bulaşma süreçleriyle beyin dokusuna ulaşmış olabileceklerini kabul ediyor fakat mikropların dokunun her tarafına yayılmış olması, farklı bir durumu akla getiriyor.

 

Zaten takımın yaptığı sonraki deneylerde, söz konusu bakteri olgusunun insan beyniyle sınırlı olmadığı bulunmuş: Farelerde yapılan araştırmalarda da, sağlıklı farelerde beyin mikrobiyomuna dair bulgular ortaya çıkarılmış; fakat bu fareler, mikroorganizmalardan arınmaları amacıyla tecrit halinde yetiştirilen, bakteri barındırmayan farklı bir fare grubu değilmiş.

 

Elbette, hüküm vermek için henüz çok erken fakat gelecekte yapılacak araştırmalar, bu beyin mikrobiyomunun mevcudiyetini ve bunun beyin hücrelerini nasıl etkilediğini açıklamaya yardımcı olabilirse, bağırsak mikrobiyomunun keşfiyle aynı derecede köklü bir değişim yaşanabilir.

 

Bu durum, sinirbilimde atılan büyük bir adım olacak ve söz konusu araştırma alanında, bu konuyla ilişkili diğer bulguların güçlenmesine yardım edecek.

 

Bu çalışmada yer almayan ve Baltimore şehrindeki Maryland Üniversitesi’nde çalışan psikiyatrist Teodor Postolache, Science bültenine konuşarak, “Araştırılması gereken çok şey var” diyor.

 

“Beyinde diğer şeylerin yaşayabildiğine çok şaşırmadım, fakat elbette, eğer bu doğruysa, devrimsel bir şey.”

 

Bulgular, ABD Sinirbilim Derneği’nin geçen hafta San Diego şehrinde gerçekleştirilen yıllık buluşmasında, Sinirbilim 2018 isimli bir poster sunumu oturumunda sunuldu.

 

Kaynak:

1) Ozan Zaloğlu (popsci.com.tr)

2) Science