havadurum
Damla Yeltekin

damlayeltekin@gmail.com

Bahar mitleri ve yaşam

4555
Her bir kültür birbirinden olanca anlatım farklarıyla ayrı gibi gözükse de, ortak en büyük yanı içinde bulunduğumuz dünyanın doğası. Evrenin kozmik gücünde, gezegenlerin birbiriyle olan çekimsel hareketliliği. Dairesel kıvrımları. Dünyanın doğası gereği her kışın sonu şiirlerde şarkılarda geçtiği gibi 
 
"Göklere erişti feryadım ahım
Bu da gelir bu da geçer ağlama

Bir gülün çevresi dikendir hardır
Bülbül gül elinden ah ile zardır

Ne de olsa kışın sonu bahardır
Bu da gelir bu da geçer ağlama..."
 
Kışın sonu bahardır dizelerindeki gibi bir şiarla geçmiş dünya... Yüzyıllar boyunca da böyle gelip geçmiş. Toplumlar, kışın ağır koşulları altında ezilirken, yeniden daha iyi yaşam şartlarına baharda erişebilmişler ve hikayeler, masallar, mitler ortaya çıkmış. 
7 kıta, yüzlerce hatta belki çok daha fazla insan toplulukları birer hikaye yazmışlar. Birer mit. 
Her bir mitin belli başlı ortak özellikleri ise; sert geçen kış aylarında gösterdikleri dayanışma, baharı sevgiyle kucaklama, kış aylarının ölüm şartlarına karşı direniş...
 
Her bir hikayenin döngüsünün bitmesi de bu nedenledir ki az çok da olsa bilimle özdeşleşmiş. Göçmen kuşlaın hareketi, cemreler; bilimsel açıdan bakacak olursak doğanın takvimin birer parçası olarak görülmüş ve sözler; bu parçalara mistik hikayelerle bağlanmış...
 
Hıdırellez var mesela?
Orta Asya, Ortadoğu, Anadolu ve Balkanlar`da kutlanan bahar mevsimi bayramlardan biri olan Hıdırellez günü, çiçek açmış bir gül dalı bulunur mesela. Mis gibi kokusuyla, soğuğun ardındaki anne sıcaklığınca... Hızır, darda olana koşar, tüm dünyayı dönüp dolaşır; insanlara şifa, sağlık, uğur getirir. Doğaya ise diriliş, uyanış ve canlılık... 
 
Ya Persephone`nin ilk adımı?
Yunan mitolojisinde ise Zeus ile kız kardeşi Demeter`in kızı Persephone`nin asıl ismi Kore`dir. Hades Persephone ismini, O`nu yeraltına kaçırdıktan sonra vermiştir. Kaçırılıp Persephone orada, Hades`in sunduğu nardan biraz yedikten sonra, "ölüler ülkesinde bir şey yiyenlerin yeryüzüne çıkma hakları bulunmamaktadır" kuralı nedeniyle, ölüler ülkesinde kalmak zorunda kalmıştır. Yediği dört nar tanesi yüzünden Persophone yılın üç ayını yeraltı dünyasında geçirir. Demter, dünyayı boranlara, tipilere boğar. Diğer dokuz ay ise Demeter, kızı Persephone yer yüzüne geldiği için olanca coşkusuyla toprağı çiçekler ve yapraklarla donatır. Persephone`nin cehennemde geçirdiği 3 ayın sonunda yer yüzüne ilk attığı adımla ilkbahar başlar...
 
Göktürkler, Ergenekon Destanına göre, demirden dağları eriterek çıkarlar. Dağın içinden çıktıkları o gün bahardır. Kürt Mitolojisine göre ise aynı tarihlerde demirci Kawalar, zalim Kral Dehak`a karşı savaş açar. Yaşıl Han, Hızır, Persephone, Ostara, Kostroma, Brigid, Flora, Yarilo, Marteniçkalar...
 
 
Baharın hissi, ölüm bereketsizliğinin bembeyaz karla yağmış olduğu topraklarda, yeniden filizlenen her bir canlının selamlanışı gibidir. Ölüme karşı yaşamın bir savaşı, mücadelesi, direnişidir.
 
O nedenledir ki, her bir kültürde; bahar mitolojisi şu ya da bu şekilde vardır. Başka bir deyişle her topluluk, her toplumun özü, doğanın döngüsü içinde yaşama arzusudur. Coğrafyalar farklı olasa dahi, her bir insan toplumunun ortak paydası, aç kalmadan, açıkta kalmadan, insanca yaşama arzusudur.
 
Netice de, kışın sonu bahar... 
Kıyamet gibi boranların gelmediği, küresel ısınmanın yavaşlayarak durduğu, doğayı daha az kirlettiğimiz, mevsim döngülerine daha az müdahale ettiğimiz, filtreleme yöntemlerini geliştirdiğimiz ve en uygun şekilde kullandığımız, doğaya karşı değil; doğayla beraber yaşadığımız, canlıya ve cansıza saygı göstermeyi öğrendiğimiz ve özümsediğimiz nice bahar bayramlarına... Nice yeni birlik, dayanışma ve yaşam diyebildiğimiz bahar mitolojilerini hep birlikte yazmaya...