havadurum

Baraner "Ben Çanakkale kadar kendi içinde kavgalı bir kent görmedim"

2877

 Aslen Çanakkaleli olan ve corona döneminde Çanakkale’deki evinde dinlenen Dünya Kardeş Kentler Turizm Birliği Genel Sekreteri, Turizmci Hüseyin Baraner, gazetemiz Çanakkale OLAY’ın sorularını yanıtladı… 1957 yılında Çanakkale’de doğan Baraner, uzun yıllar Almanya’da ve İsviçre’de turizmci olarak faaliyet yürütürken, bu konuda ÖGER Tur ve TUİ AG gibi üst düzey yöneticilik yaptı. TÜRSAB Temsilciliği, başta olmak üzere Avrupa’da, özellikle STK’larda, başkanlık, yönetim kurulu üyeliklerinde bulundu. Son olarak yine bir STK olan, merkezi İsviçre/Zürih/Gossau’da bulunan Dünya Kardeş Kentler Turizm Birliği Genel Sekreteri olarak görev yapıyor.

 

“Uluslararası turizm toplantıları düzenliyoruz”

Dünya Kardeş Kentler Turizm Birliği hakkında bilgi veren Baraner, “Dünya Kardeş Kentlerinin turizm akışını, aktivitelerini, projelerini hızlandıran, tertipleyen, yöneten, destek olan bir çalışma grubu bu. Ben de onun Genel Sekreteriyim… Bugüne kadar üç büyük toplantı yaptık dünyada. Biri Mersin’de, 60 ülkeden 320 Belediye Başkanı katılmıştı. İkincisi Malezya’nın turistik adası Langkawi’de gerçekleşti. Orada 3 bin kişi katıldı, yaklaşık 40 ülkeden belediye başkanları ve dünya turizmcileri katıldı. Bu, Asya-Pasifik Turizm Örgütü şemsiyesi altında yapılmıştı. Üçüncüsünü, İsviçre’nin başkenti Zürih’te yaptık. Burada daha çok kardeş şehir turizm projelerinin akademik boyutunu işledik. Bu konuda, dünya üniversitelerinde doktora çalışması yapan öğrencileri davet ettik. Onların doktora çalışmalarını irdeledik. Son olarak da yine Dünya Kardeş Şehirler Turizm Birliği olarak corona öncesi, özellikle kardeş şehir olup da karşılıklı antik kentleri bulunan belediyelerin müşterek turizm pazarlama imkanlarını masaya yatırdık” dedi

 

Çanakkale’deki dev toplantıya corona engeli!

“Dünya genelinde çok farklı çalışmalar başlatacağız” diyen Baraner, “Mesela Çanakkale’yi, ben de Çanakkaleli olduğum için, Dünya Antik Kentler Birliği’nin merkezi yapmak istiyoruz… Bu konuda birçok çalışma yaptık. 6 Mayıs’ta, dünyanın en önemli kültür turizmcileri ve bu konuda ilgili belediye başkanları ile Kolin Otel’de ilk toplantımızı yapacaktık. Çok kapsamlı bir çalışma yaptık. Sağ olsun ÇATUD da destek oldu ama bu corona virüsü salgını, her şeyi bozdu. Gelecek yıla ertelendi. Bunun dışında merkezi Almanya’da bulunan RTK isimli 9 bin seyahat acentesi olan ve 6 milyar avro ciro yapan şirket ile ortak bir pazarlama şirketi kurduk coronadan önce. Biz burada 40 destinasyon belirledik, seyahat acentelerinin bu destinasyonlardaki otelleri veya ürünleri turizme satabilmesi için yeni projeler geliştiriyoruz. Çok önemli bir şirket bu.  Yani 40 ülkenin destinasyonlarının, özellikle ve sadece Almanya, İsviçre, Avusturya, Polonya, Hollanda, Belçika, Lüksemburg’ta pazarlanmaları ve yoğun turist almaları için bu şirketin yönettiği çalışmalar yapıyoruz” dedi.

 

“Çanakkale’de de çalışmalar yürütüyorum”

Corona için Çanakkale’ye geldim, evime yerleştim. İki buçuk aydır Çanakkale’deyim. Buradan devamlı sosyal medyada, Türkiye’nin kanaat önderleri ile sanatçıları ile programlar yaptım. Bunların dışında, Almanya Federal Meclisi’nde kapalı oturuma bağlandım. Yine Federal Almanya Başbakanı Angela Merkel’in sağ kollarından biri olan ve uzun süre milletvekilliği yapan, Türkiye kökenli İsmail Tipi ile canlı yayına çıktım. Burada da konu kısmen Çanakkale oldu. Şimdi ben, Çanakkale’nin önemli turizmcilerinden İsmet Balkan ile birlikte Merkel’e, bir mektup göndereceğiz. Onu Çanakkale Troya Müzesi’ne davet ettik. Milletvekili İsmail Tipi söz verdi, ‘ben bu daveti, bizzat elimle başbakana ileteceğim’ diye” ifadelerini kullandı.

 

Çanakkale-Antalya arasında bisiklet otobanı projesi

“Bunların dışında Çanakkale’nin çok yönlü tanıtımını yapıyoruz” diyen Baraner, “Benim en çok çalıştığım konu, Çanakkale’den göç etmiş, çoğu New York’a yerleşmiş Çanakkale Yahudi’lerinin yeniden kente dönmesi projem var. Bu konuda oradaki ataları Çanakkale’de doğmuş, büyümüş, burada vefat etmiş ve gömülmüş Çanakkalelilerin bazılarını Çanakkale’ye getirdim. Bunlar dünyayı yöneten insanlar durumunda şuan. Çanakkale’yi aşırı derecede seviyorlar. Sonuçta onların da dedeleri buranın evlatları. Bunun dışında bir de son olarak devlete yeni bir proje sunuyorum. Bir fikir projesi bu. Çanakkale Havalimanı’ndan, Antalya Havalimanı’na kadar bütün deniz sahilini kapsayan, bir antik rotadan geçen bir bisiklet otobanı düşünüyoruz. Yani Çanakkale’den bisiklete binip, Antalya’ya kadar gidebileceksiniz, etap etap… Her etapta yeme ve konaklama imkanları olacak. Etaplar; Çanakkale, Behramkale, Assos, Edremit, Ayvalık, Bergama, Çandarlı, İzmir, Kuşadası, Didim, Bodrum, Marmaris, Datça, Köyceğiz, Kalkan, Kaş, Demre, Finike, Fethiye, Kemer, Antalya… Bunun etap olarak yapılmasını istiyoruz. İspanya bunu zaten yıllardır yapıyor. Biz bu proje ile yılda 3 milyon kişiye ulaşmayı planlıyoruz. Bunu bir yatırım projesine dönüştüreceğiz. Bu benim için çok önemli bir proje. Çünkü bu proje, Türkiye’yi ayağa kaldıracak, Türk turizmini yeniden halk sanayisine döndürecek, Türk turizmini yüzde yüz sırf otelcilikten kurtaracak, yeni outdoor, dış alan ürünlerinin de oteller kadar para kazandırdığı, güçlü hale getirecek bir proje. Bunun dışında Çanakkale Belediye Başkanımız ile görüştük. Burada İsmet Beyin önderliğinde, bir karavan kamping için imkanları araştırıyoruz” dedi.

 

“Alman turistler karantinanın kaldırılmasını bekliyor”

Baraner, “Bizim burada, bugün için tek sorunumuz, ‘Türkiye karantina mecburiyetini kaldırmazsa gelmeyiz’ diyorlar. Şuan herkes Türkiye’ye giriş yapabiliyor, hiçbir sorun yok. Havalimanlarında corona testine tabi tutuluyor. Eğer corona çıkarsa, Türkiye’de kalmak şartıyla 14 gün karantina uygulanıyor. Bunu Yunanistan yapmıyor, İspanya da yapmıyor. Onun için karantina mecburiyeti olduğu için insanlar gelmiyor. Korkuyorlar… Onun dışında tabi, özellikle Alman toplumu, Avrupa toplumu üç aydır bir travma yaşıyor. Onlar bizim gibi rahat, doğa içindeki evlerinde değiller ve sıkıldılar. Türkiye’ye gelmek isteyen çok Alman var, gelmek isteyen ve gelecekler de. Sonbaharda epey bir yoğunluk olabilir. Burada tek sıkıntı, Türkiye’nin yaptığı çalışmaları, birebir Avrupa toplumuna tanıtmasıdır. Bizim halka inmemiz lazım, büyük gazete ilanları ile bunu Avrupa toplumlarına anlatmamız lazım” dedi

 

“Barışın kenti” sloganını değerlendirdi

Baraner, açıklamasında” Çanakkale, “barışın kenti” diyerek kendini anlatıyor dışarıya ama ben Çanakkale kadar kendi içinde kavgalı bir kent görmedim. Çanakkale’nin dinamikleri barışı yansıtmıyor. Şehir olarak yansıtıyor, toprak olarak yansıtıyor, kültür olarak yansıtıyor… Sosyal yaşam olarak çok bölünmüş bir kent maalesef ve ayıpsanıyor. Bu kadar şehidin yattığı topraklar üzerinde yaşayan insanların, bu kadar ucuz konular için kavga etmesini garipsiyorlar. Projeyi kendi kavgaları ile parçalıyorlar. Bunun dışında Çanakkale, yapmacık, çok ucuz etkinliklerden kaçmalı. Barışa yakışan, dünya akademisyenlerinin, dünyadaki 500 bin okulun hocalarının geleceği uluslararası düzeyde, düşündüren, tartıştıran, birleştiren ve araştırtan, Çanakkale’ye yakışan projeler gerekiyor. Elinde su şişesiyle adam koşturmakla burada hiçbir yere varamayız. Bunun dışında aynı şekildi, dünyadaki bütün tur operatörlerini Çanakkale’ye getirip, iki su şişesi satıp Çanakkale’de ellerinde su şişesiyle dolaşmalarını engelleyecek yeni pazarlamalar yapmalıyız. Mesela özellikle, Çanakkale’nin hak ettiği müşteri, şuan New York’ta, Londra’da, Stockholm’de, Berlin’de, Münih’te, Zürih’te, Milano’da, Prag’da, Tokyo’da, Pekin’de, Moskova’da, kültür, sanat ve akademik konularda başarılı olmuş, 100 milyon kişilik bir müşteri grubu var. Biz bunlardan neredeyse bir tanesini bile Çanakkale’ye getiremiyoruz. Yanlış yerlerde Çanakkale’yi tanıtıyoruz. Bunun değiştirilmesi gerekiyor. Halk turizmden hiç nemalanmıyor. Halka hiçbir dönüş yok. bunun kırılması için gerçek projelerin, bütün Çanakkale dinamiklerinin katılımı ile bu işin yeniden değerlendirilmesi lazım. Çanakkale’de kapalı kutu turizm yapanlar oluşmuş, bu kutuların yıkılması lazım…” ifadelerini kullandı.

(Eren Aşnaz -  Seçkin Sağlam)

Paylaş