havadurum
Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Bozacının şahidi, şıracı

AKP merkez ilçe örgütü hafta sonu golf çay bahçesinin önünde Lodos'tan sonraki alanın halka açılması için bir basın açıklaması yapmış…. AKP'nin yereldeki siyasete müdahale temelinde attığı her adım, çam devirme tarzında skandallara yol açıyor. Bu alanın halka açılması için Çanakkale Belediyesi'nin yıllar önce başlattığı girişim ne yazık ki bürokrasinin hantal yapısı nedeniyle tıkandı kaldı. İktidar partisi olarak bu konuda çözüm üretmesi gerekenler bu sorumluklarını unutup tribünlere oynayan bir rol üstlenince; ortaya doğal olarak böylesi görüntüler çıkıyor.

1583

 AKP yereldeki siyaset yapma tarzını CHP ile polemik yaratmak düzeyinde oluşturunca; kendilerinin de gerçeklerden koptuklarının bakalım ne zaman farkına varacaklar!

Bu tarz ile siyaset yapan AKP, aynı zamanda inandırıcılıktan uzaklaşarak kendi içerisinde gelişen sorunlar ile mücadele etmek zorunda kalırken, diğer yandan devletin imkanlarını kullanma adına bazı girişimlerde bulununca çok daha zor durumda kalıyorlar.

Toprak Malzeme Ofisi yerinin ihaleye çıkarılması ile ilgili olarak, Kepez Belediye Başkanı Ömer Faruk Mutan’ı hedef alarak sürdükleri polemik de bu şekilde sonuçlandı.

Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan ve Kepez Belediye Başkanı Ömer Faruk Mutan ihale öncesinde yaptıkları basın açıklamasında bu yerin ihaleye çıkarılması konusundaki kaygılarını ve sakıncaları paylaşınca her zaman olduğu gibi sadece savunma refleksi ile AKP merkez ilçe başkanı, “kamuoyunu yanıltıyorsunuz” diye bir çıkış yapmıştı.

Ancak ortada yanıltılan kamuoyunun söz konusu olmadığı ihalenin iptal edilmesiyle ortaya çıktı.

İhale sonrasında İlgilerin bir araya gelerek yaptıkları değerlendirmede; “Kepez Beldesinde bulunan söz konusu taşınmazın atıl durumda olduğu, KİT’lerin atıl durumda olan varlıklarının satılarak değerlendirilmesinin gerektiği ancak, mevcut imar durumu olan TMO Resmi Kurum Alanı olarak ihaleye sunulması halinde gerçek değerinin altında değerlendirilebileceği kanaatine varılmış, bu nedenle tapunun 1649 parselinde kayıtlı 37 bin 409 m2 miktarındaki taşınmazın mevcut imar durumunun yapılacak imar tadilatı ile (Konut Dışı) Turizm+Sağlık+Ticaret Alanı olarak düzenlenmesi ve düzenleme sonucunda ihaleye çıkılmasının hem kamu menfaati hem de bölge için daha uygun olacağı hususlarında görüş birliğine varılmıştır” şeklinde bir sonuç çıktı.

Ancak ilginç olan Toprak Malzeme Ofisi’nin ihaleye ilişkin görüşleri bu denli net bir şekilde ortaya konmuş, CHP’li belediye başkanlarının bu konudaki kaygıları anlaşılmış iken; gazetelerde çıkan haberler üzerine Toprak Malzeme Ofisinin sözde tekzip etmek adına kaleme almış oldukları metinde “Çanakkale Kepez Belediyesi sınırları içerisinde yer alan Toprak Mahsulleri Ofisi’ne ait arsa satışı konusunda Kuruluşumuzu töhmet altında bırakan, asılsız bilgiler içeren, kamu itibarını zedelemeye yönelik haberler yayımlanmıştır” şeklindeki değerlendirmesi;  bu ne perhiz bu ne lahana turşusu ahvalinde olmuştur.

Hem CHP’li belediye başkanlarının kaygılarına hak verip, imar değişikliği yapıldıktan sonra ihaleye çıkılmasını doğru tutum olarak değerlendireceksin, hem de bu kapsamda görüş belirten belediye başkanlarının basın toplantısını haberleştiren gazeteleri suçlayacaksın.

Tecrübelerime göre, böylesi bir durumda bu işin altında bire bit yeniği olmalıdır.

Bürokrasinin siyaset ile ilişkisi ne yazık ki, son yılarda siyasetçileri aklamak, yeri geldiğinde kurtarmak noktasında olmaktadır.

Ancak yaşayarak gördük ki, bu ilişki özelikle 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında ne denli tehlikeli sonuçlar yaratabilecek noktalara kadar taşınmıştır!

Hala bu darbe girişiminden ders almayanlar, bürokrasiyi kendilerine yedeklemek isteyen siyasetçiler aslında kendi varlıklarını tehlikeye sokmaktadırlar.

Bürokrasinin siyasetin hizmetinde olması durumu bomba üzerine oturtulan bir devlet yönetimi gibidir.

Ne zaman patlayacağı belli olmaz.

Kendilerini doğrulatmak adına bürokrasiyi kullanmak isteyen siyasetçiler tutundukları dalı kestiklerini unutmasınlar.

Halkı yanılttıklarını söyleyerek, CHP’li belediye başkanlarını suçlayan AKP merkez ilçe başkanının iddialarını doğrulamak tarzındaki Toprak Malzeme Ofisi’nin sözde tekzibi, bir gün sonra yapılan toplantıda yine aynı kurumun yöneticileri tarafından yok sayılıyorsa; sözün bittiği noktaya gelinmiş demektir.

AKP’li yöneticilerin, yerelde siyaset üretmek adına akılcı hareket etmeleri gerekmektedir.

Bugüne kadar her seferinde duvara toslamışlardır.

Bakalım bundan sonraki süreçte 15 Temmuz birlik ruhu adına nasıl manevralar gerçekleştireceklerdir.

Özellikle Çanakkale’de izledikleri çatışma üzerinden kurgulanan siyaset tarzı nasıl bir değişikliğe uğrayacak, ne kadar inandırıcı olabilecekler.

Unutulmasın ki burası Çanakkale, barış ve hoşgörünün, kardeşliğin farklılıklara saygının yaşam bulduğu bir kent…

Özellikle Çanakkale Milletvekili Bülent Turan milletvekili seçildiği günden beri, seçim kampanyaları dönemleri de dahil olmak üzere Belediye Başkanı Ülgür Gökhan’ı hedef alarak, çatışmacı bir politika sergiledi.

Ancak hedeflerine ulaşamadıklarını herhalde anlamışlardır.

Gelinen noktada çark edip, uzlaşmacı bir üslup ve tarzı rehber edinirlerse de; bu süreç bir sınav süreci olacaktır.

Çanakkale halkı bu yönelişin samimiyetini yakından takip edecek ve tavır değişikliğinin gerçek niyetini kavrayabilecek bir düzeye de ayrıca sahiptir.

 

Vedat Türkali hep kalplerimizde yaşayacak

Edebiyatımızın çınarı, barış özgürlük ve demokrasinin sesi Vedat Türkali’yi kaybettik.

Onu her zaman özlemle anacağız, değil mi ki; bu ülkede tüm hayatı ve mücadelesi insanlığın hizmetinde olmuş, Latin Amerika halklarının ulusal ve sosyal kurtuluşları için sonuna kadar mücadele etmiş, dünya halklarının kalplerinde taht kurmuş bir devrimci, laiklik karşıtı çocuk istismarcısı ve savaş politikalarının hizmetindeki kendini bilmez anlayışın temsilcisi tarafından eşkıya olarak suçlanmaktadır.  

Bunun içindir ki; romanlarındaki özgürlük barış ve sosyalizmin ruhu bize hep yol gösterecektir.