havadurum
Ensar İlyasoğlu

ensarilyasoglu@gmail.com

ÇASİAD'IN ADAYLARLA TOPLANTISI ÜZERİNE

ÇASİAD 1 Mart Cuma Akşamı Ton TV'de belediye başkan adayları, sayın Ülgür Gökhan'ın ve Ayhan Gider?in katıldığı bir program düzenledi.

7303

  

            Toplantının moderatörlüğü, soruların seçimi,  tümüyle ÇASİAD’a ait oldu. Yani ve bir anlamda, Çanakkaleli iş insanlarının başka bir ifadeyle sermaye kesiminin örgütü, adı geçen iki adayı bir toplantıda buluşturarak onların görüşlerini “belirlediği” soruları yönelterek Çanakkale halkına duyurmuş oldu. Programın ne kadar izlendiğini bilmiyorum. Ancak temenni edilirdi ki; sermaye örgütünün yanında Emek ve Demokrasi Örgütleri ve Güçleri de moderatörlük sorumluluğuyla kendi sorularını yöneltebilsinler… Böylesi daha katılımcı ve daha demokratik olurdu. Farklı sorularla, kentin farklı bileşenleri, adayların çeşitlendirilmiş sorulara verecekleri cevaplarla kent sorunlarını çok farklı yönleriyle tartışabilmiş olurlardı.

            Şimdi gelelim işin özüne!... İlk soru genel olarak şöyle; “Yapımına başlanan Çanakkale Köprüsü kent merkezine göçü de beraberinde getirecek, bunun için bir kentsel planlama yapıldı mı?”

 Cümle tamı tamına böyle değil ama anlam böyle…

            Allah Allah!... Hipotezden baylar bir soru üretmiş. Kesin! Yani köprü Çanakkale’ye göçü tetikleyecek!... Sebep!? Bu nokta spekülatif!... Moderatör açısından kesin! Ülgür Bey planlamayı anlatıyor, Ayhan Bey göçün olmayacağını söylüyor. Bu soruya bizim de bir cevabımız olsun; birincisi bu soruda Çanakkale Köprüsüne bir gönderme hatta olumlu bir gönderme var, siz buna,  soruya “sindirilmiş”, soruya “yedirilmiş”,  kamuflajlanmış hükümet safından bir köprü propagandası da diyebilirsiniz. (Ayrıca, o köprüde uygulanacak olan, diğer köprü, yol ve şehir hastanelerinde uygulanan ve geleceğe borçlandırılmış vaziyetleri de söylemiyoruz şimdilik) Bu aynı zamanda, Ayhan Bey’e olumlu bir “pas” olarak da değerlendirilebilir. Bu soru, tartışmanın ve sorulacak soruların ekseni konusunda da dikkatli izleyiciye ipuçları verme özelliğini de taşıyordu. Ve yine, ilerleyen dakikalarda da açığa çıkacağı gibi, “ince” sorular-“ince” çalışmalar, diplomatik dilde buna; tek taraflı, inceltilmiş diplomasi denir!... Moderatör de bu konuda fena değildi(!) Bir başka şey yerel yönetim dendiğinde, belediyecilik dendiğinde nedense baylarımızın aklına ilk gelen imar!  Beton! Kat!… Bırakınız halkçı belediyeciliği, sosyal belediyecilik yok! Çocuk yok! Genç yok! Kadın yok! Yaşlı yok! İnsan yok! Kentli yok! Kent var, kentli yok! Trafik evet! Otopark sorunu evet! ve daha birçok evet!

Kaldı ki, trafik meselesi özellikle Çanakkale açısından, sadece otoparkla bitecek bir sorun değil… ÇASİAD mensuplarının daha iyi bilmesi gerekir ki, otomobile erişim, otomobil üretimi, arz-talep ilişkileri, arz-talep arasındaki uyum ve bir kentin tarihsel konumlanışı bağlamında değerlendirme yapılmadığı sürece otopark sayısı ile bu sorun çözülemez. Hafifler, hepsi o kadar… Bu ayrıca başka, uzun bir tartışmanın konusudur.

Tekrar tartışmaya dönersek; İyi de nerede insan hakları! Nerede çocuk hakları! Nerede kentli hakları! Nerede kadın hakları! Nerede çevre hakları! Nerede hayvan hakları! Nerede sayın moderatör!? Bu konu da hiç mi soru sorulmaz!? Bütün sorularınız imar! Beton! Rant!  Perdelenmiş Rant hesapları…

            Demokratik belediyecilik yok! Halkçı belediyecilik yok! Başka bir ifadeyle demokratik halkçı belediyecilik konusuna yönelik tek sözcük yok! Tek soru yok! Tek anlatı yok! Katılımcılık yok! Aleniyet yok! Kısacası halkın yönetime katılmasından, bu katılımın mekanizmalarının oluşturulmasından, katılımın süreklileştirilmesinden ve etkin kılınmasından söz eden yok! Soru yok! Soru olmayınca cevap da yok!

            Elbette üç dönem belediye başkanlığı yapmış, Ülgür Gökhan’a kente dair sorulabilecek çok soru olabilir, bu gayet doğaldır. Ayhan Bey’in elbette böyle bir hikayesi yoktur. Sayın Gider’e partisinin belediyecilik anlayışı üzerinden soru sorulabilir. Ve elbette bu genel çerçeve de yeterli değil, örneğin Çanakkale’nin sorunları konusunda bugüne değin yaptıkları ve söyledikleri tartışılabilir. Belediyecilik konusunda ne düşündüğünü bilmiyoruz. Örneğin, Çanakkale’de kişi başına düşen yeşil alan miktarını az buluyor!... Peki, kendisi belediye başkanı olsaydı, Özgürlük Parkı’nın yerinin imara açılıp açılmayacağını, orada çok katlı binaların yapılıp yapılmayacağını bilmiyoruz! Peki devam edelim, o zaman “İstanbul’a ihanet ettik” diyen anlayış ve kent yönetme kültürü ve AKP’li belediyelerin neredeyse kentleri yeşil alansız bıraktığı gerçeği insanın aklına gelmiyor değil… Eğer Ayhan Bey, bu konuda birkaç şey söyleseydi biz de daha sağlıklı değerlendirmeler yapabilirdik… Yani Ayhan Bey’in söylediklerini ölçebileceğiniz, belediyecilik alanında somut bir hikaye yoktur.

Bu nedenle moderatörün sorduğu sorular, her iki adaya da hukuki bir eşitlik temelinde olsa da, somut ve fiili durum göz önünde bulundurulduğunda bu sorulardaki hukuk eşitliğinin pratik bir değeri yok. Ancak Ayhan Bey’e avantaj sağlayan bir taraf var-vardı Ayhan Bey’in bunu nasıl değerlendirdiği ise ayrı bir tartışma konusundur. Bu konuda bizim yorum yapmamız doğru olmaz…

Biz eğer Çanakkale Halkının siyanürcü şirketlere karşı verdikleri mücadeleyi bilmesek ve bu yabancı ve yerli siyanürcü şirketlerin yerli ortaklarının kimler olduğunu ve kimlere ait olduğunu bilmesek, Kaz Dağları konusunda Kaz Dağlarının ki burası aynı zamanda Troya Coğrafyası’dır. Bugüne değin hangi politikaların ürettiği tehlike ve tehditlerle karşı karşıya kaldığını ve bu tehdit ve tehlikelerin Çanakkale halkının hangi mücadeleleriyle püskürtüldüğünü bilmesek orada söylenen “kendine pay çıkarmalara” inanırdık.

            Bugün açısından özellikle Çanakkale’nin toplam, birleşik değerleri açısından hak ettiği belediyecilik; demokratik halkçı belediyeciliktir. Demokratiklik ve halkçılık bir yönetsel paradigmanın, birbirini besleyen ve geliştiren iki yönünü içinde barındırır. Halkın gerçekleştirdiği mekanizmalarla ve var olan sendikalar, kitle ve meslek örgütleri aracılığıyla yönetimlere katıldığı, söz ve karar sahibi olduğu, kente dair, kentin tüm yaşam alanlarına dair alınacak kararlarda etkin olduğu, ve hatta seçtiği yöneticileri, seçim süreci tamamlanmadan geriye çağırma hakkının olduğu bir genel yönetsel işleyiş biçimidir. Çanakkale’nin hak ettiği yerel yönetim anlayışı tam da budur. Bugün tartışılması gereken ve Çanakkale’nin ihtiyacı olan tartışma böylesi bir tartışmadır. Belediyecilik tarihleri, dikey limitleri zorlayan, rant tartışmalarına konu olan hikayelerle dolu yeşil alanları birer birer yok eden anlayışların söyledikleri sözler elbette ihtiyatlı bir anlayışla karşılanır. Sonuç olarak ÇASİAD’ın düzenlediği toplantı elbette bu kentin doğal bir bileşeninin ve sadece kendi paradigmasına uygun soruları yönelttiği, kendi sorularının dışında programa iletilen hiçbir soruyu adaylara yöneltmediği, programın tek yanlılığının ve tek yönlülüğünün ve demokratik olmama halinin bir göstergesi olmuştur.

            Biz umuyoruz kentin bir başka doğal bileşeni olan emek ve demokrasi örgütleri, sendikalar da kendi bulundukları gerçeklik ekseninde, böylesine bir program gerçekleştirme olanağını bulabilmiş olsunlar. Aslında söz ettiğimiz emek ve demokrasi güçleri, ÇASİAD’ın gerçekleştirdiği bu toplantıda, moderatörlük pozisyonunda olmalıydılar. Soruların seçiminde söz sahibi olmalıydılar. Ancak o zaman kentin farklı iki sosyal, sınıfsal kesiminin katılımıyla bu tek yönlülük soru seçimindeki tek taraflılığın sakıncaları giderilmiş olabilirdi.

            Biz bu yönü ile toplantının görebildiğimiz eksikliklerini; Emek ve Demokrasi Güçlerinin katılım eksikliğini çok genel ifadelerle dile getirmeye çalıştık. Kısacası; demokratik yönetim- halkçı belediye talebi; halk demokrasisine genişleyen, siyasal demokrasinin vazgeçilmez, olmazsa olmaz ve kentlilerin tüm haklarının gerçekleşmesini içeren bugün Çanakkale’ye yakışan yönetsel paradigması olarak özetlenebilir.

            İmar sorunu da, kat sorunu da, rant sorunu da, otopark-trafik sorunu da, çevre sorunu da ve kentin/kentlinin yaşamına dair tüm sorunlar da en demokratik, en ahlaki ve en hukuki bu genel tablo içerisinde çözümlenebilir.