havadurum

ÇOCUKTA REZİLYANS (DAYANIKLILIK)

3054
"Esneyen bambu, direnen meşeden daha güçlüdür" Japon Atasözü
 
Yaşadığımız bu zor günlerin özellikle çocuklar üzerindeki etkilerini yazmak istedim bu hafta.
 
Hatırlar mısınız bir İstanbul maratonunda köprü, insanların geçişi esnasında ürkütücü bir boyutta sallanıp yıkılmamıştı. Fizik kurallarına göre normal olan bu durum herkesi çok korktutmuştu. 
 
Son yıllarda duymaya başladığımız bir ifade rezilyans. Öyle ki, Türk Dil Kurumu`nun "Türkçede Batı Kökenli Kelimeler Sözlüğü"nde bile henüz yer almayan, ancak hakkında kitap yazılmış ve günlük konuşma dilimize girmiş olan bir kelime. İyi de ne demek?
 
Rezilyans, esneklik, dayanıklılık, uyum sağlayabilme, zorluklar karşısında güçlü durabilme, hayal kırıklığına uğradığımızda da yeniden ayağa kalkabilme becerisi olarak tanımlanabilir. Düşünün ki gün boyu aynı olumsuz uyaranlara maruz kalsak da, bazılarımız bundan etkilenmiyor gibi görünürken, diğerleri bununla baş etmekte zorlanıyor. Hep bir bahane var onlar için, hep işaret edilen bir sebep... "Daha uzun boylu olsaydım, daha zengin olsaydım, şu ülkede doğsaydım, şu kişileri tanısaydım... böyle olmazdı" Oysa ki sorunlarla baş edebilme adına tam tersi başarı örnekleri de var ilham almamız gereken. Kolları ve bacakları olmadığı halde dünya çapında başarılı ve ünlü olan adamı hatırlar mısınız? Nick, sadece hayat hikayesi ile değil, insana umut veren kocaman gülümsemesiyle de yer etmişti zihinlerimizde. 
Ebeveyn olarak hepimiz, çocuğumuzu olumsuz durumlardan korumak için otomatikman eyleme geçsek de, yeryüzündeki tüm sorunları engelleyemeyeceğimize göre, en iyisi çocuğumuzu güçlükler karşısında yıkılmayacak donanımda yetiştirelim. Peki bunu nasıl yapabiliriz?
Öncelikle bir çocuk için doğduğu andan itibaren ona sevgiyle bakan, onu ilgiyle dinleyen ve ona zaman ayıran ebeveyne sahip olmak çok kıymetli.
 
Ebeveyn olarak aşırı korumacı davranmayıp çocuğun hata yapmasına ve hayal kırıklığı yaşamasına izin vermeli. Ardından yaşadığı deneyime dair konuşulmalı.
 
Daima elinden gelenin en iyisini yapması mesajı verilip sonuç odaklı mesajlardan kaçınmalı.
 
Sebatkar olmanın, başarısızlıklar karşısında pes etmeden çaba sarf etmeye devam etmenin önemi vurgulanmalı.
 
Küçük yaştan itibaren ona model olmalı; başarmak istediği hedefler, hayatı anlamlı kılan değerler aşılanmalı.
 
Stres ile baş etmeyi kolaylaştırmak için sağlıklı yaşam özendirilmeli, beslenme ve uyku düzenine hassasiyet gösterilmeli, çocuk sevdiği bir spora yönlendirilmeli.
 
Sosyal ilişkileri gerek aile içinde gerekse akranları arasında kuvvetlendirilmeli.
 
Sorun çözme becerileri güçlendirilmeli. Sonucunu değiştiremeyeceği durumları da kabul edebilme, oluruna bırakabilme davranışı kazandırılmalı.
 
Eleştiriyi kaldırabilme becerisine katkı sağlamak amacıyla mizah anlayışı geliştirilmeli.
 
Esnek düşünebilme, farklı görüşlere açık olma alışkanlığı edinmesi sağlanmalı.
 
Son olarak yazının başında rezilyans bir beceri olarak tanımlamıştı. Bu da demek oluyor ki bazı mizaç özellikleri işi zorlaştırsa da, sonradan rezilyant olmak mümkün. Dünya Sağlık Örgütü, yakın gelecekte özellikle batı ülkelerinde en yaygın sorunun depresyon olacağını öngörüyor. Dolayısıyla ne yapmalı, ne etmeli çocuklarımızı zorluklar karşısında bir bambu gibi eğilip yeniden ayağa kalkabilen bireyler olarak yetiştirmeli, tıpkı asfalta rağmen yeşeren bir tohum gibi...