yusuf@canakkaleolay.com
Türkçemizin çok güzel deyim ve Atasözleri vardır. Bu kadar güzel, felsefi, iğneleyici, güldürücü, düşündürücü, hüzün verici tekerlemeler hiçbir dil ve ulusta yoktur. Biz Türklerin zekâsından fışkıran taze filizlerdir. Keskin sirke kabına zararlıdır, etme bulma dünyası, imamın fikri başka zikri başkadır, imam yellenirse cemaat büyük abdestini yapar, kendi düşen ağlamaz, üzüm üzüme baka baka kararır, ak köpeğin pamuk pazarına zararı vardır, ye kürküm ye, yağma Hasan'ın böreği, say sayabildiğin kadar bu sayfa değil kitaplara sığmaz bizim kültürümüzün bir parçasıdır.
İnsan beyni ne alırsa ne algılarsa onu satar. Batı kültürü alan batı kültürü satar, doğu kültürü alan doğu kültürü satar. Bir Âlim’den bir zalim, bir zalimden bir âlim çıktığı daha dünyada sıkmamıştır, çok istisnalar kaideyi bozmaz.
İnsan’ın en değerle varlıkları sabırlı olmak, hoşgörülü olmak, Vefa’lı olmak, adil olmak, paylaşmayı, insanları, hayvanları, Doğa’yı sevmektir, sözde değil, öz de sevmektir.
Ama işte işin Ama’sı, her şeyin bir haddi seviyesi vardır. Aşıldığı anda ne dostluk ne vefa kalır, hele onurlu gururuna sahip kişiler tüm köprüleri atıp, her mevki ve şöhreti iterek, tekmeleyerek kendini koruma, yüceltme becerisine sahiptir, en son örnek Ahmet Davutoğlu’dur.
Geçmişti bir gün rahmetli İsmet İnönü’yle özel bir toplantıda zamanın başbakanı rahmetli Süleyman Demirel’in dini siyasete alet ettiği, laiklikten taviz verdiği, irticanın hortladığı, tehlikeli bir yola girildiği şikâyetleri üzerine hiç unutmam İsmet Paşa “çocuklar merak etmeyin Süleyman Bey batı kültürü almış bir kişidir, politika yapıyor diye” yanıtlamıştır, evet ne ekersen onu biçersin iki sininde yattığı mekân nur gölü olsun.
Hoşçakalınız.
