havadurum
Ensar İlyasoğlu

ensarilyasoglu@gmail.com

DAHA KİTLESEL DAHA GÖRKEMLİ 1 MAYIS İÇİN ALANLARA!..

2019 1 Mayıs'ı, içeride ve dışarıda çelişkilerin keskinleştiği, "dışarıdaki" gelişmelerin "içeriyi", "içerideki" gelişmelerin "dışarıyı" etkilediği ve birbirini beslediği, ekonomik krizin derinleştiği, yöneten yönetilen ilişkilerini etkilediği, yoksulların-emekçilerin daha da yoksullaştığı, bir avuç işbirlikçi tekelci rantçı sermayenin ülkenin gelirlerinin çok önemli bir bölümüne "el koyduğu" ve bu yönüyle de emekçilerle sermaye arasındaki gelir uçurumunun yaşamın tüm alanlarını etkileyecek boyunlara ve derinliğe ulaştığı koşullarda gerçekleşecektir.

6925

 

 

                Ve yine 31 Mart yerel seçimlerinde tek adam iktidarının uyguladığı tüm politikalara karşı, şehrin ve kırın yoksulları ve geniş gençlik kitleleri tepkilerini büyük kentlerin yerel yönetimlerini cumhur ittifakının elinden alarak ortaya koymuşlardır.

                Daha yerel seçimler biter bitmez, elektriğe, doğal gaza, sigaraya, benzine zamlar yapılmış, maliye ve hazine bakanının uluslararası sermayeyi ikna etme çabaları karşılığını bulamamış, fiyasko ile sonuçlanmıştır.

                Bütün bu koşullar ve gelişmeler 1 Mayıs’ın önemini fazlasıyla arttırmaktadır. Bu kez, işçi sınıfı ve diğer emekçiler açısından 1 Mayıs’ın temel şiarı olan; Birlik, Mücadele ve Dayanışmanın önemi, yaşamsal bir anlam kazanmıştır.

                Emekçiler, özellikle 31 Mart yerel seçimlerinde de bir kez daha deneyimledikleri gibi, sessiz kaldıklarında, edilgen davrandıklarında, karşı çıkmadıklarında, çıkarlarına aykırı politikalara uyum gösterdiklerinde hak kayıplarına uğradıklarını görmüşlerdir.

                1 Mayıs, bu nedenlerle şimdi daha yığınsal ve yakıcı taleplerle anlamlandırılması gereken çok daha özel bir gün değerine yükselmiştir.

                Ekonomik krizin faturasını ödememek için, ücretlerini, özgürlüklerini ve diğer haklarını genişletmek ve büyütmek için demokrasi için, bağımsızlık için, sömürüden kurtulmak için, mücadelenin esas olduğu ve 1 Mayıs’ın mücadelenin taçlandırıldığı bir gün olduğu bilinciyle alanlara çıkmalıdırlar.

                Çanakkale halkı, yaklaşık 25 yılı aşkın bir süredir kesintisiz olarak 1 Mayıs’ı alanlarda kutlamaktadır. Bu kez de ülkenin içinde bulunduğu koşullarda artan işsizliğe, yoksulluğa karşı ve özellikle Çanakkale’de yaşanan çevre sorunlarına karşı, taleplerini haykırmak için alanlarda olmalıdırlar. Hep birlikte alanları doldurmalıyız!

                İşimiz için, ekmeğimiz için, özgürlüğümüz için, bağımsızlığımız için, demokratik haklarımızın genişletilmesi için olabilecek en geniş katılımla alanlarda olmalıyız.

25 yılı aşkın süredir kutladığımız 1 Mayısların en kitleselini ve en görkemlisini gerçekleştirmek için önümüzdeki günleri 1 Mayıs çalışmalarına ayırmak, bu kentin demokratik kamuoyuna, sendikalarına, kitle örgütlerine ve partilerine yakışan bir tutum olacaktır.

1 Mayısların Çanakkale açısından bir başka yönüne daha dikkat çekmenin yararlı olacağını düşünüyorum. 1 Mayıslar yalnızca taleplerin savunulduğu bir gün olmaktan daha “özel” bir anlam da taşımaktadır Çanakkale için. Kentin, demokrasi bilincine, dayanışma kültürüne, hoş görüsüne ve çevre duyarlılığına ve yine sorunların örgütlü biçimde çözümüne katkı yapan ve bu katkı anlayışını gelenekselleştirip bir kültüre dönüştüren, sonuçlar doğurduğunu da söylemek abartı sayılmamalıdır.

Eğer bu kent, demokratik bir kent hayatına olabildiğince yakınsa ve bu demokratik kent hayatını yaşayabiliyorsa ve her gün ve her önemli olaylarda demokrasi bilincinin kent halkı tarafından içselleştirilip onun eylemine şekil veren bir değer olarak ortaya çıkmasını sağlıyorsa bu durum 25 yıldır kutlanan 8 Martlardan ve özellikle 1 Mayıslardan bağımsız değildir.

Ve yine kadınların kent içerisinde kendilerini özgürce ifade edebilmelerinin kaynaklarından başlıcalarının da 8 Martlar ve 1 Mayıslar olduğunu söylemeliyiz.

Yukarıya sıralamaya çalıştığımız genel çerçeve içerisinde ve bugün ülkemizin içinde bulunduğu koşulları da göz önünde tuttuğumuzda, Çanakkaleli emekçilerin ve başta kadınlar olmak üzere kent halkının bu kez ve yeniden “Çanakkale’nin 1 Mayısını” ya da “1 Mayısın Çanakkale’sini” yeniden taleplerimizle yaşayacağımıza ve bu geleneği sürdüreceğimize ve bu kalan süreyi kitlesel bir mücadele gününü gerçekleştirmek için değerlendireceğimize inancımızı, geçtiğimiz çeyrek asırlık 1 Mayıs; Birlik, Mücadele ve Dayanışma günü kutlama deneyimlerinden çıkardığımız sonuçlara dayanarak söyleyebiliriz sanıyorum.