havadurum
Ensar İlyasoğlu

ensarilyasoglu@gmail.com

DÜŞMANDAN BİLE TEHLİKELİ!...

PYD'ye bağlı silahlı güçlerin Tel Abyad'ı IŞİD'den temizlemesi üzerine söylenenler, yazılıp-çizilenler hala kulaklarımızda çınlıyor!...

1014

                                       

     Tüm manşetleri, manşetlik sözleri yinelemenin bir anlamı yok. Burada yalnızca iki belirlemeyi, daha doğrusu iki açıklamayı aktarmakla yetineceğim.  

     Birincisi; ‘PYD, IŞİD’den daha tehlikelidir’ açıklaması, ikincisi; ‘PYD Tel Abyad’da etnik temizlik yapıyor’ çığırtkanlığıdır. Bu sözlerin ve yazıların sahiplerini söyleme gereği duymuyorum. PYD’nin IŞİD’den daha tehlikeli olduğu ifadesi; neresinden tutarsanız tutun, hangi paradigma üzerinden değerlendirirseniz değerlendirin sözün sahibi çevrelerin IŞİD’le en azından ve en hafifinden bir yakınlığı olduğunu çağrıştırıyor... Daha somut olarak ifadelendirirsek; PYD Türkiye için mi IŞİD’den daha tehlikelidir, neden? Sorusunu sorduğumuzda çok genel belirlemelerden, PYD-PKK eşitleme çabalarından başka hayata uygun politikanın doğal akışına uygun bir cevap bulamazsınız.

     Hani, toprağını, coğrafyasını savunan ve bu coğrafya üzerinde tarihsel olarak birikmiş bütün değerleri; insani, ahlaki yaşama dair; geçmişe, bugüne ve geleceğe dair bütün değerlerini korumak için savaşan örgütlenmiş bir halkın güçlerini, daha doğrusu direnen bir halkın kendisini tarihin gördüğü en alçak, kural tanımayan bir işgalci çete ile eşitleyip ve hatta sözün sahibinin söylediği gibi; ‘ PYD, IŞİD’den daha tehlikelidir’. Tanımlamasını yapmak yalnızca politik aklın değil; ahlakın, vicdanın ve tüm insani değerlerinde reddedeceği bir tutum olarak elbette sahibinin boynunda asılı kalacaktır.

     Bu söz üzerine, söyleyebiliriz ki; IŞİD’in Tel Abyad’dan sökülüp atılmasını içine sindiremeyen bir ruh halinin hezeyanı!...

     Peki; ‘ PYD Tel Abyad’da etnik temizlik yapıyor’ manşetini atanlar; daha dün Kobane’de IŞİD çetelerinin İslam dini açısından en kutsal saatlerden olan sahur vakti; kundaktaki bebekleri, çocukları, hamile kadınları, kadınları, yaşlı-genç demeden tüm sivil insanları, katlederken tarihin en alçak soykırımlarından birisini gerçekleştirirken ve her şey o kadar açıkken, daha önce attıkları manşetlerin, söyledikleri sözlerin utancını duyuyorlarsa eğer kendileri adına belki, evet belki çok küçük, zerre kadar insanlıkları kalmış olabileceği umuduna kapılabiliriz.

     İnsanlık için, Türkiye için gerçek tehlikenin ve tehdidin kim olduğu gözlerimizin önünde, sınırlarımızın kıyısında gerçekleşirken, hala ‘kim daha tehlikeli’ bulanıklığı arasında ve arkasında gezinip duranlar, olsa olsa cellatların, soykırımcıların değirmenine su taşıdıklarının farkına varabilirlerse, kendileri adına yine bir küçük umuda kapılabiliriz. Aksi halde katlettiği cesedi güvenlik güçleriyle birlikte arayan katilden, katledilenin yakınlarıyla birlikte ağıt yakan caniden; suçunu, günahını, sorumluluğunu gizleme gayreti ile timsah gözyaşları döken bir ikiyüzlüden başka bir anlam ifade etmeyerek, tarihin değersizler sayfasında yer almaktan kurtulamayacaklar.

     Kobane’de yalnızca tetiği çeken, bombaları patlatan katillerin sorumlu olduğu bir durumdan değil, sorumlusunun, cinayet ortağının katliama ortak olanların çok daha fazla, çok daha derin, çok daha geniş bir çevre, durum ve sonuçla karşı karşıyayız.

     Düşmanın, ne yapacağını, nasıl davranacağını, hedeflerini, amaçlarını genel olarak tanımlayabilirsiniz. Yapacağı kötülükleri hesaplayabilirsiniz. Düşmanlığın normlarını, ideolojisini, savaş yöntemlerini ve yapabileceği kötülükleri hesaplayabilirsiniz ama bugün IŞİD denilen, bu sapkınlaşmış/sapkınlaştırılmış, çeteleşmiş/çeteleştirilmiş güruhun yapabileceği kötülükleri hesaplayamazsınız. Çünkü IŞİD, düşman kavramı ve tanımlamasından daha değersiz ve tarihin gördüğü en ahlaksız yöntemleri benimseyen bir kötülük yapılanmasıdır. Bu nedenle düşmandan daha değersizdir. Tersinden söylersek düşman bile IŞİD’den değerlidir!...

     Evet, katiller suçludur ama katilden daha suçlu olan; katilin kötülüklerine, ahlaksızlıklarına yalnızca göz yummakla kalmayıp ona doğrudan veya dolaylı desteği sunanlardır. 

     Kim daha doğmamış bir bebeğe kurşun sıkabilir!? Ama daha kötüsü, daha tehlikelisi karşısında duran katilin ana karnındaki bebeğe bile kıyabileceğini gördüğü, bildiği ve tanık olduğu halde onun yaptığı katliamı herhangi bir gerekçeyle yumuşatan, dolaylı yollarla savunan başka hedefler göstererek, katliamların etkisini azaltmaya çalışan daha az suçludur diyebilir miyiz!?

     Evet, bir halkı önce yok sayanlar, asimile ve inkar etme çabasında olanlar bunu başaramayınca şimdi katliam senaryosu uyguluyorlar. Diyarbakır’dan Tel abyad’a uzanan, diğer halklara ve inançlara doğru genişleyen bir coşkuyu, moral değerlerin yükselişini, kazandığı başarıları ve psikolojik üstünlüğü kabul edemeyenler ve bir bütün olarak bu halkların birleşik gücünden, ayağa kalkışından rahatsız olanların genel tablosu, ruh hali içerisinde cellatlar, Kobane’de bir katliam gerçekleştirdiler. Ama hedeflerine ulaşamayacaklar çünkü onların hiçbir değerleri yoktur!... çünkü onlar; küfürden kötü, düşmandan bile değersizdirler!...