havadurum
Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Darbe girişiminin ardından…

Darbelerin önemli etkilerinden biri de değerler sistemi üzerinden yarattığı erozyonlardır. Darbeler sonrasında ortalığa; döneklik, hainlik, yalan, iftira, intikam gibi etik değerler dışındaki birçok özelliğin dökülüp saçıldığını izlemekteyiz. Bir başka görüşe göre de, bu özellikler sistemin bir verisi olduğu için darbeleri beslemektedir. Bu konu sosyoloji bilimiyle uğraşanların değerlendirilmesi gerekli bir konu, ancak biz 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında yaşadıklarımızı irdelemeye çalışalım.

1686

Çanakkale’de darbe girişiminden en çok etkilenen kurumların başında ÇOMÜ gelmektedir.

Sedat Laçiner’in kimliği bağlamında,  rektörlüğü dönemindeki ilişkileri kapsamında böylesi bir gelişme olası bir gelişmedir.

Ancak doğal olmayan, o dönem bu ekibin arkasında olup her türlü desteği verenlerin şimdi sanki böylesi bir durum hiç yaşanmamış gibi hareket edebilmeleri, Çanakkale halkının gözünün içine baka baka yalan söylemeyebilmeleridir.

Türkiye’de ilk defa bir rektörü protesto etmek için miting düzenleyen Çanakkale halkı, meydanlara çıkınca özellikle bazı siyasetçilerin yoğun saldırılarına uğradı.

Bu şahıslar rektöre sahip çıkmak için sıraya girdiler…

Böylesi dönemlerde olayları, özellikle kişilerden bağımsız olarak tartışmayı ve değerlendirmeyi uygun bulduğum için kişilerin adreslerinden ziyade olayların üzerinde durmak istiyorum.

Basın açıklamaları birbiri ardına geldi, Çanakkale halkının tepkisi için her türlü karalamada bulundular.

Bu denli bir savunma mekanizması içerisinde olanlar bugün geldi, geçmişte söylediklerini unuttular.

Bu şahısların geçmişteki tavırları için herhangi bir özeleştiride bulunmamaları nedeniyle bugünkü tavırlarının; Laçiner nezdinde FETÖ terör örgütü hakkındaki tepkilerinin samimi olmadığını söyleyebiliriz.

Yine buradan hareketle yarın öbür gün koşulların kendilerine uygun olduğu gelişmelere bağlı olarak, yine aynı omurgasızlıkla, tavırlarının  eski günlerdeki gibi olacağı olası bir durum…

İşte bu omurgasızlık varlığını sürdürdüğü sürece bu ülkenin başı darbe belasından kurtulmaz dersek; sosyoloji biliminin sınırlarına el atmış olur muyuz bilemiyorum!

Hani o ÇOMÜ Terzioğlu kampüsünde ellerine bayrakları alarak Laçiner’e destek verenler var ya, şimdi birçoğu “demokrasi nöbetlerinde” bayrak sallıyorlar.

Hele hele Laçiner’in tetikçiliğini yapan, hukuk dışı bazı operasyonlarda kiralık görevler üstelenen bazı tipler var ki; şimdi çıkıp hiçbir şey olmamışçasına davranıp, zeytinyağı gibi su üstüne çıkarken bir yandan da durumu kurtarmak adına her zamanki gibi karalama ve çamur atma faaliyetlerini sürdürmeye devam ediyorlar.

Çanakkale halkına alkolik, pis, üreme sorunlu, tembel diyerek hakaretlerde bulunan Laçiner yandaşları nerede, o çok övündükleri sosyolojik tahlillerini şimdi neden yapmazlar acaba, yapsalar da konumlanacakları yer ihanet ve hainlik boyutunda olacaktır, tıpkı diğer birlikte oldukları arkadaşları gibi.

FETO’cu çetenin Çanakkale’ye ayar verme çabaları olarak o dönemde Laçiner ve ekibinin üstlenmiş olduğu rol Çanakkale halkının demokrasi barış ve özgürlükler noktasındaki tercihleri nedeniyle boşa çıkmış, Çanakkale halkı darbeyi daha o dönemde alt etmiştir.

Ancak geçmişte bu cephe içerisinde yer alanları yakından takip etmek demokrasi adına oldukça önemlidir.

Bu çetenin ne kadar takiyeci olduğu, oynayamayacağı oyun, kullanamayacağı maske olmadığını herkes gördü.

Şimdilerde de yeni rollerine “demokrasi meydanlarında” başladılar, bakalım kendilerini daha nerelerde hangi kılıkta göreceğiz.

Çanakkale’de darbe girişimi sonrasında yaşadıklarımızdan biri de intikam alma temelinde kurulan kumpaslar ile yol alma gayretlerinin varlığıdır.

Hemen darbe girişimi sonrasında eski ilişkilerine bağlı olarak; sürdürülen soruşturmaların konusu olması gerekli kişiler, şimdilerde FETO’cu çete ile ilişkisinin olması bile düşünemeyecek insanlar hakkında ihbarlarda bulunarak itibarsızlaştırma adına bazı faaliyetlerde bulunmaktadırlar.

Bunun sadece bir intikam alma faaliyeti dışında dayandığı bazı temellerinin olabileceğine; FETO’cu çetenin akıl almaz kumpas ve özeliklerini okudukça hak vermeye başladım.

Yeni bir kumpas ile ortalığı karıştırmak noktasındaki görüş benim içinde şimdilerde anlamlı olmaya başladı.

Gördüğünüz gibi darbe mekaniğinin, değerler sistemi üzerindeki yıkıcı etkilerini bertaraf etmek için yine ihtiyacımız olan şey demokrasidir, açıklıktır, şeffaflıktır, ilkeli olmaktır.