Dünyamızın tadı tuzu kaçtı

 Değerli okurlarım,

Dünyamızın “Tadı Tuzu Kaçtı” neden mi? Sizlere bugün bunların sorumlularından bahsedeyim. Milyonlarca insanın hakkı, hukuku, iradesi bir insanın eline geçerse neler olur hiç düşündünüz mü?

Fakirliğe, gelecek kaygılı gençlere, kültürel yozlaşmalara ahlaki bozulmalara, işsizliğe, göçlere ve sayamayacağımız daha böylesi yüzlerce soruna neden olur. Eğer sen seçilmiş “vatansever” bir devlet adamıysan önce benim ülkem diyorsan ülkenin menfaatlerini ve halkını düşünmek zorundasın. Mesela Amerika’nın Afganistan ve Irak’ı işgal etmesinin bedellerini Fransa’nın Libya işgalinin faturalarını ülkemiz ödedi. Bunlara karşılık olarak ülkemizde emlak fiyatlarının en fahiş artışlarına, işsizliklere ve ülkemizden göçlere neden oldu, Türkiye’miz yaşaması zor bir hale geldi.

Rusya-Ukrayna krizini ele alalım dünya için kıtlık krizinin kapıda olduğu bir gerçek fakat bununla ilgili önlemlerin ne kadarı alındı. Yeterli tahıl stoklarımız var mı? Yakıt fiyatları, hammadde fiyatları zamlandı. Dünya üzerinde yeni bir dönem başlarken küresel sermaye sahipleri ve liderler insanlığı aç ve susuz bırakıyor ve farkında mısınız bu insanları biz seçiyoruz. Ürettikleri teknolojileri satın almak için yarışıyoruz.

Silah fabrikalarının bu kadar büyümesi peki, onların da amaçları belli değil mi insan ölümleri üzerinden para kazanarak pastadaki payın en büyüğünü topluyorlar ve yine bizim tercihlerimizle.

İpleri asla bizlerin eline vermiyorlar. 5 devlet başkanı Orta Doğu ve Balkanları da içine alarak Avrupa’nın da çivisini çıkardılar. Her devlet başkanının onlarca özel uçağı var bunun sebebi nedir? Şahsı ve şürekası için biz de kiralık mı var biz mi bilmiyoruz!

Değerli okurlarım hiçbir peygamberin bu kadar mal varlığı yoktu, bu kadar israf yoktu. Allah peygamberleri seçti bize ışık tuttu, bize akıl verdi. Doğruyu iyi olanı tercih etmemiz için. Biz hangi ara bu kadar yolumuzu kaybettik. Allah’ın emirlerini kendi dilimizde okuyamamanın verdiği cahillikten olabilir mi sorusu kafamın içinde dönüp duruyor.

Yani diyeceği o ki dünya üzerinde hukuk sistemi tek çatı altında toplanmalı en azından yargı sistemi birilerinin oyun bahçesi olmamalı. Usulüne uygun çalışmalı ve gerektiğinde müdahale edilebilmeli. Dünyanın herhangi bir yerinde kanunsuzluk olursa önüne geçilmeli ve herkese eşit mesafede durulmalı. Din üzerinden siyaset ve hukuk tartışmaları son bulmalı.

Tüm kutsal kitaplarda birbiriyle ortak özellikler taşır hak yemeyin, çalmayın, zina yapmayın, adil olun ama insanlık maalesef tüm bu kuralları alt üst etti. Ve maalesef üzülerek söylüyorum ki bunların en başında başkanlar, başbakanlar, belediye reisleri gibi isimler var ve dinin arkasına sığınıyorlar.

Yazımı bitirmeden sizleri Mahsuni’nin bu güzel bestesiyle uğurluyorum;

Bu kadar milletin hakkın alanlar,

Onları kandırıp zevke dalanlar

Diplomayla olmaz hakim olanlar

Suçsuzun başına, çöktüm ise yuh