havadurum

Efeyurtlu'nun ilk davası görüldü

1133

 Eğitim Sen Yönetim Kurulu üyesi Burak Efeyurtlu, 9 Kasım 2017 tarihinde evine yapılan baskınla gözaltına alınmıştı. İşlerinden atıldıkları gerekçesi ile Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’ya destek olarak eylemlere katıldığı, Gülmen ve Özakça için sloganlar attığı ve ‘suç ve suçluyu övme’ sebepleri ile 5 gün boyunca gözaltında tutulan Efeyurtlu, çıkartıldığı mahkemece serbest bırakılmıştı. Efeyurtlu’nun ilk davası dün görüldü. Çanakkale Adliyesi’nde gerçekleşen davanın ilk duruşmasına, Eğitim Sen Çanakkale Şubesi Yönetim Kurulu ve üyelerinin yanı sıra, diğer sendika, parti, STK, dernek yönetici ve üyeleri de katıldı. Mahkeme, savcının mütalaasını almak üzere 9 Mayıs tarihine ertelenirken, mahkemeye çıkan Efeyurtlu, hakkında yapılan suçlamalar ve savunmasına dair bilgilendirmede bulundu. Sendika Genel Merkezi programı dahilinde gerçekleştirilen tüm eylemlerin kendi üzerinden bir örgüt talimatıyla gerçekleştirildiği suçlaması yapıldığını belirten Efeyurtlu, bilgisayar incelemeleri ve evinden çıkan dokümanlarda böyle bir vurguya rastlanmadığını ifade etti.  Yine genel Türkiye Solu tarafından atılan ‘‘Faşizme karşı omuz omuza, susma sustukça sıra sana gelecek’ gibi sloganların örgüt sloganları olarak gösterildiğini belirten Efeyurtlu; “Bunların yıllardır Türkiye solu tarafından genel olarak atılan sloganlar olduğunu, herhangi bir terör örgütü maksadı taşımadığını mahkemeye belirttik” dedi.   Mahkeme heyetine Türkiye’de önce ceza verilip daha sonra sorgulamaya geçildiğini ve bunun ifade özgürlüğü ve insan haklarına aykırı olduğunu belirttiklerini ifade eden Efeyurtlu; “Bizim itirazımız OHAL uygulamalarında bu insan hakları ve ifade özgürlüğünü yok sayan eleştiriler olduğunu belirttik” dedi.

 
“Eylemler için illegal örgüt suçlaması yapılıyor”
Hakkında ki iddianame ve dava süreci ile ilgili konuşan Efeyurtlu; “Bizim, sendika olarak yaptığımız bütün eylemlerin hepsi benim adımla kurulmaya çalışılıyor. Yapılan eylemlerin, benim bir örgütten talimat alarak düzenlediğim iddia ediliyor. Ancak bu talimata dair, bilgisayar incelemelerinde veya evimde çıkan dokümanların hiçbirinde herhangi bir bulgu yok. Bunların sendika Genel Merkezi tarafından alınan kararlar neticesinde yapılan eylemler olduğunu mahkemeye sunduk. ‘Faşizme karşı omuz omuza, susma sustukça sıra sana gelecek’ gibi sloganlar’ üzerinde terörizm propagandası yapıldığı suçlaması atılmaya çalışılıyor. Bunlara dair savunmamızı yaptık. Bunların yıllardır Türkiye Solu tarafından genel olarak atılan sloganlar olduğunu, herhangi bir terör örgütü maksadı taşımadığını belirtik. Aynı zamanda, OHAL sürecinde yaşanan mağduriyetlere değindik. 50 kişinin bu süreçte intihar ettiğini, intihar eden 50 kişiden, 10 kişinin intihar etmesinin ardından göreve iade edildiğini ifade ettik. Türkiye’de önce ceza verilip, sonra yargılamaya geçildiğini belirterek buna itiraz ettik. Bizim itirazımız OHAL uygulamalarında bu insan hakları ve ifade özgürlüğünü yok sayan eleştiriler olduğunu belirttik. Bunun dışında evde çıkan kitapların kitabevlerinde satıldığını, yine suçlama unsuru olarak önümüze konulan Grup Yorum müziklerinin izinli olarak hala birçok müzik evinde satıldığını ifade ettik. Aynı zamanda yapılan eylemlerin Çanakkale’de yüzlerce kişi ile yapıldığını ve bunları tek başıma benim yapmamın mümkün olmadığını söyledik” dedi. 
(Eren Aşnaz)
Paylaş