havadurum
Turgut Çamer

turgutcamer@hotmail.com

Efsane Başkan Reşat Usta…

2846
DEĞERLİ okurlarım, 6 Ekim Cumartesi günü küçük oğlum Atıl’ın Ankara’da evlenme düğünü vardı. 13 Ekim Cumartesi günü de Çanakkale On Sekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Anafartalar Yerleşkesi S. Demirel Konferans Salonunda “Bir Şehir-Bir Başkan Reşat Tabak ve Çanakkale” kitabının tanıtım toplantısındaydım.
 
***
 
Sevgili arkadaşım Nihal, babası Efsane Başkan Reşat Tabak’ın ölümünün 25.yıldönümü etkinlikleri için; kardeşim Müjgan’dan telefonumu alarak, davet etmesi beni ziyadesiyle mutlu etti. Ne yapıp edip bu davete icabet etmeliydim. İlk-Orta-Lise öğrenimimiz bitene kadar evlerimiz karşı karşıya idi. Çocukluk ve gençlik dönemimizde bu kadar yakındık.. Yüksek öğrenimimiz nedeniyle; Çanakkale doğumlu Nihal adeta İzmirli, Kepez doğumlu olan ben de Ankaralı olmuştuk!.. Dile kolay 44 yıl sonra karşılaşıyorduk babası için hazırladığı anı kitabı etkinliğinde…
 
İlk tepkisi; -Tıpkı Sait Amcaya benziyorsun.. Bende; - Normal değil mi? Oğullar babalarına benzer… dedim.
 
Sevgili babacığım, Sevgili başkanımız Reşat amca gibi ’usta’ idi. Çanakkale’nin sipariş üzerine mobilya yapan ilk ustasıydı. 1947 İstanbul’dan gelip Kepezli annem Münevver Hanım ile evlenmiş. Babam, Çanakkale Marangozlar-Mobilyacılar Derneği Başkanlığı da yapmıştı. Onu yitireli 21, annemi yitireli 18 yıl oldu. Onlara özlemim tükenmiyor…
 
***
 
Efsane Başkanımız Reşat Tabak 1968 yılında belediye başkanı seçildiğinde Çanakkale’nin nüfusu 17 bin idi. Aynı yıl Kimya Mühendisi olmak için Ankara’ya gitmiştim. Sınıf arkadaşlarımızla ilk tanışma günlerimizde, bir Kayserili arkadaşım bana; - Çanakkale’nin nüfusu kaç? dedi, bende 17 bin dedim. - Nasıl olur! Koskoca Çanakkale’nin nüfusu 17 bin olur mu? Şaka yapıyorsun Turgut!.. dedi.
 
Ben; - İnanmıyorsan git.. Devlet İstatistik Enstitüsüne, Nüfus İşleri Genel Müdürlüğüne ya da Milli Kütüphaneye araştır, soruştur
 
Ertesi gün Kayserili Mehmet arkadaşımla okul kantininde karşılaştım. - Çanakkale’nin nüfusunu öğrendin mi?..
 
Mehmet; - Haklıymışsın dedi. Ona sordum sen Çanakkale’nin nüfusunu kaç tahmin ediyordun? ‘- En az 200 bin.. Bizim gelişmemiş ilçelerimizin-kasabalarımızın bile nüfusu 30-40 bin’ dedi. Bu kez şaşırma sırası bendeydi!..
 
*Bu anımı şu nedenle aktardım. Gerçekten o yıllarda “Çanakkale’ye Batının Hakkarisi” yakıştırması yapılıyor ve bu benzetme devam ediyordu.
 
İşte, Reşat TABAK ile başlayan çağdaş şehircilik normları Çanakkale’mizin gözde kentler arasında yer almasını sağlamıştır. Reşat Tabak 1968-1980 yılları arasında üç dönemlik belediye başkanlığında özellikle yol-su-kanalizasyon ve imar planlarının kent nüfusunun 100 binleri aşacağını öngörerek yoğun bir çaba içine girmiş, su ve kanalizasyon şebekesini yapmış ve Çanakkale’nin ilk imar planını da Reşat Usta hazırlatmıştır.
 
Türkiye Belediyeler Birliği’nin kuruluşunda önderlik, Marmara ve Boğazları Belediyeler Birliği’nin başkanlığını yaptı. Çanakkale’nin üniversite kenti olmasını arzuladı, Terzioğlu Vakfı’nınve 18 Mart Üniversitesi’ninkurulmasına öncülük etti, ama; ne yazık ki üniversitenin açılışını göremedi..
 
*Halkla iç içe yaşayan, dürüst, alçak gönüllü Sevgili Başkanım ruhun şad olsun…
 
***
 
Sevgili Çanakkale OLAY okurları, etkinliğin Sarıçay Oteldeki kokteylinde arkadaşım Nihal’e bir sürprizim olduğunu ve senin arşivinde bulunduğunu sanmıyorum diyerek bir fotoğrafı imzalayarak armağan ettim. Fotoğraf Ankara’da çekilmiş, karede; Başkan Reşat Amcanın sağında ben, solunda Ecevit Hükümetinin İçişleri Bakanı Hasan Fehmi GÜNEŞ, onun yanında Eski Belediye Başkanımız İsmail ÖZAY var. Nihal’i bu sürpriz ve armağan çok memnun etti, öperek teşekkür etti. Bende mutlandım...
 
Değerli okurlarım, bu ve benzeri etkinlikler belki de yıllarca birbirini görme olanağını bulamayanlar için bir vesile oluyor. Benim naçizane önerim, koşullarınızı zorlayarak ta olsa katılımcı olun, sonunda eminim ki; sizlerde o anları yaşamınız boyunca unutamayacaksınız…
 
Yazımın finalini Nihal’le sonlandırmak istiyorum. Nihal, kitabın satışından elde edilecek geliri tümüyle “çocuklar için” özveriyle çaba gösteren kuruluşlara bağışlayacak. Onun bu asil tutum ve davranışını; henüz 15 yaşımda iken okumuş ve hafızamda yer etmiş olan Yunanlı Filozof Epictetus’un şu ünlü özlü sözüyle ne denli çakıştığını sizlerin takdirine sunuyorum;
 
“Güneş; ışık ve sıcaklığından başkalarını yararlandırmak için, yalvarılmasını beklemez. Sende güneş gibi senden beklenilen iyiliği istenmeden yap.”
 
Dilek gönüllüsü olan sevgili arkadaşım Nihal, İzmir Karşıyaka’da ikamet ediyor. ‘Gönüllülük ve Hayırseverlik’ konusunda duyarlı İzmirli dostları ile Çanakkale’mize çok anlamlı özel bir gün yaşatmıştır.
 
*Onu ve onun dostlarını da en içten sevgi ve saygılarımla kutluyorum.
 
DOSTÇA SELAMLAR…