havadurum
Ensar İlyasoğlu

ensarilyasoglu@gmail.com

Eleştiriyi yasaklamak ;insanı yasaklamaktır!...

``Ne mümkün zulm ile bidad ile imha-yı hürriyet. Çalış idraki kaldır muktedirsen ademiyetten.`` Namık Kemal.

847

 Eğer akademik unvanını bilmesem cahilin biri, oturduğu koltuğun farkında olmasam sorumsuzun teki ve yine bu ülkede yaşamıyor olsam ,hukuktan bi haber olsam ; ``Türkiye`de yaşamayan bu ülkeyi ve hukuku bilmeyen birilerinin konuşmaları ve açıklamaları`` diyeceğim!...

Anladınız değil mi kimden ve neden söz ettiği mi?

Açıklamalarını hayretle,ibretle ve şaşkınlıkla izlediğim yetki ve makam sahiplerinden, sorumluluk taşıması gerekli olanlardan söz ediyorum!... Ankara Garı`ndaki katliam sonrası yaptığı tüm açıklamaları dinleyince konuşan şahsiyetlerin  sanki bu ülkeyi yönetenler, siyasi sorumluluk sahibi olanlar değil de sarayın getir-götürücüsü  konuşuyormuş  izlenimine kapılıyor insan !...

Bu ülkenin sıradan bir yurttaşı olarak utanç duydum. Konuşan mevki makam sahibi sorumlular konuşmalarını bizim bu ülkenin yurttaşlarının -en azından yurttaşlarının önemli bir çoğunluğunun- zekâ geriliğine inanmış inandırılmış bir mantıkla yapıyorsa, çok yazık! Yok eğer kendilerinin ve çevrelerinin meseleyi kavrayış ve anlayış düzeyi bu ölçüde ise ülke adına buna bu duruma daha çok hayıflanmamız, yazıklar olsun dememiz gerekiyor.

Ama bu arada bir siyasi bezirgânlık anlayışından geri durulmadığını da söylememiz gerekiyor. Birçok örgüt adını sıralayarak, en önemlisi de Cumhurbaşkanı Erdoğan`la birlikte HDP göndermelerini yaparak sergilenen siyasi kurnazlıklarını da anlamıyor değiliz!...Bu kadar açıklamayı ,mevki makam sahiplerinin   söylemlerine yönelik bu kısa notları şimdilik yeterli görüyorum.

Gelelim katliamla ilgili mahkemenin yasaklama kararına, en çok da eleştiri yasağına!..

Ey savcılar yargıçlar, eleştiriyi yasaklayan mantık! Yurttaşların anayasal insan hakları evrensel bildirgesinden kaynaklı hakları ,sayısız uluslararası  sözleşmeyi referans göstererek eleştiri yasağının saçmalığını anlatmaya gerek bile duymuyorum!... Eleştiriyi yasaklamanın(!), düşünceyi,aklı ,var oluşu yasaklamak anlamına geldiğini ve bunun asla gerçekleşemeyecek bir hayal olduğunun bilincinde misiniz merak ediyorum?!..

Eleştiri; düşünceden, düşünce ise insanın insanlaşma ve insanlığı gerçekleştirme tarihsel serüveninden kopartılamayacak olan bir niteliktir. Eleştiri, yalnızca bir hak değil; insanın var oluşundan, varlığından kaynaklanan bir özellik, bir niteliktir. Öyle, bir salonda kuralları yasalaştırıp altına imzaları atmakla gerçekleştirilebilecek bir durum da değildir. Eleştiri yasak demek; düşünmek yasak, insan olmak yasak demek gibidir. Dünya`ya dönme,güneşe ışıldama,yağmura yağma,çiçeğe açma demek gibidir!... Nasıl ki hiçbir karar,hiçbir dua, hiçbir yasak , hiçbir hayal şafağın sökmesini,tan yerinin ağarmasını,karanlıkların parçalanmasını ve ufukların aydınlıkla buluşmasını engelleyemiyorsa; hiçbir yasaklama da insan diye bir canlı yaşıyorsa onun düşünmesini ve eleştirmesini yasaklayamaz!...

Evet, biz anlıyoruz. Bütün konuşmaların,açıklamaların,yasakların,yasaklamaların ve zorbalıkların hangi siyasetin çıkarına,hangi katliamların ve sorumlulukların gizlenmesine bilerek veya bilmeyerek ama aslında ve çoğu kez bilerek ve planlı olarak uygulamaya geçirildiğini,geçirilmek istendiğini anlıyoruz,anlayabiliyoruz!...Sakın bu hesabın sorulmayacağının,bu kanlı katliamın hesabının görülmeyeceğinin yanılgısına düşülmesin! Ne timsah gözyaşları,ne hedef şaşırtmalar kafa bulandırmalar,ne yasaklamalar,ne bu katliamı gizlemek için seferber edilmiş her cepheden alana sürülmüş güçler;gerçeklerin ortaya çıkmasını,her dereceden sorumlunun hesap vermesini engellemeye yetmeyecektir!...

Bu katliamın hukuki,yasal ve siyasi sorumluları;tarihin ve insanlığın gözünden, adaletinden kaçamayacaklar!...