havadurum

Ersümer "Vatandaş 23 Haziran'da iki krizi de İstanbul'da çözecek"

1138

 Anavatan Partisi (ANAP) Çanakkale Teşkilatı, kurulduğu yıldan itibaren düzenlenen ve geleneksel hale gelen iftar yemeğinde bu yıl da bir araya geldiler. Bu yıl 36’ncısı düzenlenen iftar yemeği, her yıl olduğu gibi yine yoğun bir katılımla gerçekleşti. Eski belediye başkanları, il başkanları ve ilçe başkanlarının da hazır bulunduğu toplantıya Başbakan Eski Yardımcısı, Enerji ve Tabi Kaynaklar Eski Bakanı Mustafa Cumhur Ersümer de katıldı. Toplantıya ayrıca Kepez Eski Belediye Başkanı Dr. Ömer Faruk Mutan da katıldı. İftarın ardından partililere hitap eden Eski Bakan Ersümer, ülke ve Çanakkale gündemine yönelik değerlendirmede bulundu. Siyasi bir tartışmanın içinde ekonominin de değerlendirilmesi gerektiğini, çünkü siyasetin aynı zamanda ekonomiyi de ilgilendirdiğini belirten Ersümer; “İstanbul’daki seçimlerin iptal edildiği kararının verildiği andan itibaren dolar ne kadar hızla yükselmeye başladı hepimiz gördük. İşte bu, siyasetin ekonomiye etkisidir” dedi. Vatandaşın 23 Haziran’da takdirini kullanacağını ve vatandaşlık hakkı olan oyunu kullanarak hem siyasi hem de ekonomik krizi çözeceğini söyledi. Ersümer, konuşmasında; “Ekonomi dünyası, ‘Seçim bir an önce bitsin, hükümetimiz ekonomik problemlere yoğunlaşsın’ diye beklerken, İstanbul seçimi nedeniyle 23 Haziran’a kadar bu iş tekrar ertelendi. Yani iş tekrar vatandaşa düştü. Ben inanıyorum ki, vatandaş, hem siyasi, hem ekonomik krizi de 23 Haziran’da İstanbul’da çözecek. Daha sonra da hükümetimiz yoluna devam edecek, biran önce acil tedbirler alacak ve Türkiye’yi bu badirelerden kurtaracak diye bekliyoruz” ifadelerine yer verdi. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin iptal edilmesi ile ilgili olarak Ersümer; “Kamu düzenini ilgilendiren bir sebeple seçim iptal olduysa, o seçimde kullanılan oyların hepsinin iptal edilmesi gerekir. Zarfın içinden cımbızla belediye başkanlığını alıp seçim iptali yapamazsınız. Diğer seçimlere itiraz edilmedi demek, o seçimi geçerli hale getirmez. YSK’nın bu itiraz konusunu resen dikkate alması gerekiyor” dedi. 

 
“Adı ‘kriz’ olsun, ‘sıkıntı’ olsun ülke zor bir süreçten geçiyor”
Başbakan Eski Yardımcısı, Enerji ve Tabi Kaynaklar Eski Bakanı Mustafa Cumhur Ersümer; “Burada siyaseti değerlendirirken, ekonomiyi de konuşacağız. Siyaseti ekonomiden ayırmak, ayrı ayır değerlendirmek mümkün değildir. ‘Kriz’ denilince kızılıyor ama Türkiye ekonomik yönden ciddi, zor bir dönem yaşıyor. Siyasi yönden de aynı sıkıntıları paylaşıyoruz. Geçirdiğimiz seçimler ve hala devam eden tartışmaları da bir araya getirince siyasi bir sıkıntının içinde olduğumuzu da görüyoruz. Diğer yandan da bu sıkıntıların yurtdışına yansımaları var, yurtdışından Türkiye’ye bakış var. Dolayısıyla bunların tamamının da Türkiye’deki ekonomiyi ciddi derecede etkilediğini söylememek mümkün değildir. İstanbul’daki seçimlerin iptal edildiği kararının verildiği andan itibaren dolar ne kadar hızla yükselmeye başladı hepimiz gördük. İşte bu, siyasetin ekonomiye etkisidir. Daha sonra bir ajansın beyanına göre hükümet doları baskılayabilmek için bir milyar dolar para bozdurdu. Bu da ülke ekonomisine az bir yük değil. Çok kısa süre önce yaşadığımız siyaset, dış dünya ve ekonominin ortaya çıkarttığı süreç. Adı ‘kriz’ olsun, ‘sıkıntı’ olsun ülke zor bir süreçten geçiyor. Netice itibariyle hem siyasi, hem ekonomik, hem de dış ilişkiler bakımından zor günler geçiriyoruz. Fakat Türkiye, batılı bir ülkedir. Türkiye’nin yüzü batıya dönüktür ve şuana kadar bütün politikalarımızın da öyle olmasının doğru olduğunu düşünerek hareket ediyoruz. Dış politikadaki kararlar, tercihler, ülkelerin, sadece şimdiki neslin değil, gelecek nesilleri de etkiler. Orada verilecek yanlış veya yanlı kararların etkilerini nesiller geçtikçe daha fazla görürüz. 
 
“Hükümetin 23 Haziran’dan sonra ülkeye odaklanması gerekiyor”
Enerji ve Tabi Kaynaklar Eski Bakanı Ersümer; “2001 yılında yüzde 14 küçülen hükümette ben görevdeydim. O zaman ne yaptık? Derlendik, toparlandık, iç düşmanı, dış düşmanı bir kenara bıraktık ve ‘biz bu ekonomiyi nasıl düzeltebiliriz’in çabası içine girdik. Üç partili dönemdi ama üç parti de aynı noktaya parmak bastı. Her türlü fedakarlığa katlanıldı, vatandaş da bize destek verdi. 2002 yılına girerken Türkiye’nin önemli problemleri hallolmuştu ve çok kısa bir süre sonra da mevcut iktidarın göreve geldiği dönemde ekonomide ne enflasyon, ne bankalar, ne de döviz krizi vardı. burada krizin var olup, olmadığı konuşuluyor. Alınacak tedbirler konusunda bu iş hala ciddiye alınmış değil. Ekonomi dünyası, ‘Seçim bir an önce bitsin, hükümetimiz ekonomik problemlere yoğunlaşsın’ diye beklerken, İstanbul seçimi nedeniyle 23 Haziran’a kadar bu iş tekrar ertelendi. Yani iş tekrar vatandaşa düştü. Ben inanıyorum ki, vatandaş, hem siyasi, hem ekonomik krizi de 23 Haziran’da İstanbul’da çözecek. Daha sonra da hükümetimiz yoluna devam edecek, biran önce acil tedbirler alacak ve Türkiye’yi bu badirelerden kurtaracak diye bekliyoruz” dedi. 
 
“Çiftçi, işçi, emekli, esnaf can çekişiyor…”
Eski Bakan Ersümer; “Burada çiftçi bir arkadaşa söz versem öyle şeyler anlatır ki, gözleriniz yerinden oynar. 23 Nisan’da Akçapınar köyüne davet edildim. Köye hizmeti geçenlere tam bir kadirşinaslık örneği göstererek plaket verdiler. Daha sonra oradaki bir köy kahvesinde sohbet ettik. Oradaki insanlar bana  ‘biz artık ekmiyoruz, çocuklarımızı köyde tutamıyoruz, ekerek elde edeceğimiz üründen kazanamayacağımız parayı bugünden görüyoruz. Girdi maliyetlerindeki artışlar, hükümetimizin çiftçiye bakış açısı bizi bugünlere getirdi. İthal edilen ürünlere verilen paralar bize verilseydi biz çoktan çiftçiliği ayağa kaldırırız’ dedirler. Yani çiftçinin şu şartlarda memnun olduğunu söylemek mümkün değil. Zaten emeklinin yaşadığı sıkıntıyı biliyoruz. Asgari ücret, açlık sınırında, işçimiz büyük sıkıntıda. Kapanan dükkan sayısına bakarsak, esnafımızın da can çekiştiğini görürüz. Hepimiz kredi borçlusuyuz. Türkiye’de 2002’den beri gelen hane borcu yüzde 182 artmış. Herkes kredilerini takla attırarak, kredi kartlarını kullanarak yaşam mücadelesini sürdürme çabasında. Bunları konuşmamız gerekiyor. Bizim bu olaylara nasıl baktığımızı hem kamuoyunun bilmesi hem de bu paylaşımımızdan sonuçlar çıkararak yolumuza devam etmemiz gerekiyor” dedi. 
 
“Çanakkale’nin çiftçisinin bu şekilde üretimden yeteri kadar pay alamamasının üzüntüsünü yaşıyoruz”
Çanakkale’deki yatırımı ve uygulanan tarım politikalarını değerlendiren Ersümer; “Bizim işimiz Çanakkale, Çanakkale’deki yatırımlar da takip ediyoruz. 1915 Çanakkale Köprüsü, hepimizin gurur vesilesi. Köprü yapılıyor ama köprünün ekonomik, sosyal yönden, Çanakkale’ye ve ilçelerimize nasıl katkılar sunabileceğinin araştırılması gerekiyor. yine Ezine İhtisas Organize Bölgesini önemsiyorum. İhtisas Organize bölgelerinin illere ciddi katkıları oluyor. Çanakkale Müzesi de önemli bir yatırım. Çanakkale’nin dünyaya tanıtılması için önemli bir kapı oldu. Bu yatırımlarda emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Tabi yeni yatırımlar yapılmasını ve bu yatırımların hızlanmasını bekliyoruz. Biz, dönemimizde çiftçimizin topraklarının yüzde 100’ünün sulanmasını istedik ve ciddi yatırımlar yaptık. Şuanda işletmede olan 21 barajımız var ve bu 21 barajın 17’si bizim hizmet döneminde gerçekleşti. Çanakkale’ye 12 gölet yapıp bitirdik. Biz, Yeniceli çiftçimizi tütünden kurtarıp biber ektirmeye teşvik ettik. Yenice kendi sınırları içinde Türkiye’de en fazla göleti bulunduran Türkiye birincisi bir ilçemiz. Ama kulağımıza biber üretimi ve satışı ile ilgili hiç iyi şeyler gelmiyor. Yani sadece çiftçinin tarlasını suya kavuşturmak, elektrik götürüp, sulama masraflarını hemen hemen sıfıra indirmek çabalarımızın karşılığı bugün yok. Bu, tarım politikasındaki yanlışlıkları gösteriyor, Çanakkale’nin bu kadar usta çiftçisinin bu şekilde üretimden yeteri kadar pay alamamasının üzüntüsünü de yaşıyoruz” dedi. 
 
“Zarfın içinden cımbızla belediye başkanlığını alıp seçim iptali yapamazsınız”
İstanbul seçimine yönelik değerlendirmelerinde, sadece belediye başkanlığı iptal ederek yeniden seçim yapılmasının mümkün olmadığını söyleyen Ersümer; “Bir seçim geçirdik. Bir ülkenin seçime gidebilmesi, sandığın, adayların ortaya çıkabilmesi önemli bir şey. Seçim sonuçları da İstanbul arızasının dışında hemen hemen tüm siyasi partilerin içine sindirdiği sonuçlar oldu. İstanbul’a arıza demek istiyorum, çünkü orada olayın hukuki olup, olmadığı hala tartışılıyor ve bu konu hakkında herkes bir şey söyledi. Ben de bir şey söylemek isterim, çünkü seçimi iyi bilirim, birçok seçim yasası da elimden çıkmıştır. Burada bir yanlışlık var. Seçim iş ve işlemlerinin yapılacağı yerler, zamanlar, süreler bellidir. Geriye dönük bir takım itirazlar yapılır, yapılmaz tartışılır. Buradaki itiraz, eğer siz olağan üstü hal kabul ediyorsanız, sandık kurullarından dolayı bir seçimi iptal ediyorsanız, bu iptal sebebi, kamu düzeni ile ilgilidir. Kamu düzenini ilgilendiren bir sebeple seçim iptal olduysa, o seçimde kullanılan oyların hepsinin iptal edilmesi gerekir. Zarfın içinden cımbızla belediye başkanlığını alıp seçim iptali yapamazsınız. Diğer seçimlere itiraz edilmedi demek, o seçimi geçerli hale getirmez. YSK’nın bu itiraz konusunu resen dikkate alması gerekiyor. Kamu düzeni olan yerde YSK’nın resen karar vermesi gerekir. Böyle bir karar verilmedi. Tabi bunlar netice itibariyle yara açıyor. Güven sarsıyor, Türkiye’nin demokrasiden beklentilerini azaltıyor. Tabi sonuçta böyle bir seçim olacak, vatandaş gidecek oyunu kullanacak. Sonuç ne olursa olsun, hükümetimiz bir an önce ülkeye odaklansın. Bu ekonomik kriz nasıl kalkacak, işsizliğe, yoksulluğa nasıl çare bulunacak, ona bakılsın” ifadelerini kullandı.
 
“Umarım seçim sonuçları şekilde değerlendirilir ve bir an önce ülke problemleri hızla çözülür”
Eski Bakan Ersümer; “Biz 1989 yılında bir seçim yaptık, yüzde 40,5 oy aldık ve Türkiye’de tek başına iktidar olduk. Aradan 2 yıl geçti oyumuz yüzde 21,75’e düştü. O zamanın muhalefeti Süleyman Demirel ve Erdal İnönü, ‘Siz 21,75’in hükümetisiniz, siz 21,75’lik bir hükümetsiniz, istifa edin, seçime gidin’ dediler. Ben o dönem Genel Başkan Yardımcısıydım. Turgut Özal bizi topladı konuştuk. O sıralarda da Cumhurbaşkanlığı seçimi geldi ama ben o gün de istemedim Sayın Özal’ın Cumhurbaşkanı olmasın. Fakat 21,75’lik sonuç olmasaydı, Sayın Özal Cumhurbaşkanlığına aday olmazdı. Öyle baskılar kuruldu ki, Sayın Özal, ‘Ben artık uğraşamayacağım Cumhurbaşkanı olacağım’ dedi ve parti de o zamandan sonra iflah olmadı. Ana Vatan Partisi’nin siyasi hayatta maalesef varlığının sona ermesini sebebi o mali seçimlerdir. Ben bu seçimlerin vatandaşın ciddi bir uyarısı olduğunu, hükümetimizin bu uyarıyı kabul edeceğini umuyorum. O zaman bizim önümüzde fazla zaman da yoktu. Seçimden sonra Sayın Özal, Cumhurbaşkanı oldu ve hemen akabinde Genel Seçimlere gitmek zorunda kaldık. Fakat mevcut hükümetimizin önünde 4,5 yıllık bir süre var. Bir de Kılıçdaroğlu gibi ana muhalefet lideri var. Kılıçdaroğlu, ‘Sayın hükümet, önümüzde uzun bir süre var, biz de size destek olalım, Türkiye’yi şu krizin içinden çıkartalım’ diyor. Tabi bu da mevcut hükümet için büyük bir şans. Ayrıca AKP’nin bu seçimde aldığı oy, umutsuzluğa düşmesini gerektiren bir oy da değil. Netice itibariyle yüzde 44’lük oyları var. Umarım seçim sonuçları bu şekilde değerlendirilir ve bir an önce ülke problemleri hızla çözülür” dedi. 
 
“Çanakkale’de gösterilen seçim başarısı için başkanları tebrik ettim”
Önceki haftalarda merkez ve ilçe belediye başkanlarını ziyaret ettiğini söyleyen Ersümer; “Çanakkale’de örnek bir seçim oldu. Bunu çeşitli vesilelerle ifade ettim. Hoşgörü, sevgi, saygı içinde Türkiye’ye örnek bir seçim yapıldı. Bu sonucu sağlayan, tüm parti teşkilatları, milletvekilleri ve adaylardır. Tabi burada basının yapıcı, ciddi bir rolü olmuştur. Dolayısıyla böyle bir sonuç alınmıştır. Tabi bu kadar tartışmanın içinde Çanakkale’de örnek bir seçim olması nedeniyle gidip, seçime giren arkadaşları tebrik etmek istedim. Çanakkale’den başladık, Eceabat, Gelibolu, Evreşe, Lapseki, Çardak ve Umurbey Belediye Başkanlarını ziyaret ettik. Kendilerini tebrik ettim, bundan sonraki çalışmalarında başarılar diledim. Yapabileceğimiz bir şey olduğu zaman her zaman yanlarında olduğumuzu söyledik. Ben, Çanakkale’nin bu barış havasına kendi çapımda nasıl bir katkı sağlayabilirim düşüncesiyle bu gezileri düzenledim. Gidemediğimiz yerlerden de sitemler aldık. Umarız, bayramdan sonra da diğer belediyelerimizi ziyaret edeceğiz. Seçimler gelip geçiyor ama baki kalan insanların dostlukları arkadaşlıkları ve neticede hizmetleridir” ifadelerini kullandı.
(Baykal Sağlam)
Paylaş