havadurum

Gülpınarlı kadınlar 33 günlük direnişi anlattı; "Zeytinlerimiz için bir yıl da olsa nöbet tutarız"

375

 Zeytinlik alanlarında yapılmak istenen sondaj çalışmasına karşı direniş başlatan ve 33 günün sonunda nöbeti bırakmayarak sondajcıları gönderen Gülpınarlı kadınlar, 33 günlük direnişlerini ve yaptıklarını gazetemiz Çanakkale Olay’a anlattı. 54’üncü Uluslararası Troia Festivali kapsamında düzenlenen şenliklere Başkan Gökhan’ın davetlisi olarak gelen Gülpınarlı kadınlar, direniş boyunca neler yaptıklarını, günlük hayatlarını nasıl idame ettirdiklerini ve nöbetin zorluklarını anlattı.  Havaları, suları ve zeytinleri için direndiklerini ifade eden kadınlar en büyük desteği ise eşlerinden görmüşler. Birçok kadının eşi ev işlerini ve tarla işlerini kendisi yaparken, aynı zamanda direnişte olan eşlerine yemek, su ve çay gibi lojistik destek sağlamışlar. 33 gün boyunca direnmenin zorlukları olsa da zeytinleri için yine direnebileceklerini ifade eden kadınlar;  “Zeytinlerimiz için 1 yılda olsa nöbet tutmaya hazırız” dediler. 

Kadınlar 33 günlük direniş öykülerini şu şekilde anlattılar;
 
“Direnişin sahibi kadınlardı
Sevim Yavuz; Biz zeytinlerimizin yok olmasına karşı çıktık. Yapılmayacağını öğrendiğimizde önce toplantılar yapıldı.. Ama onlar hemen sondajı kazmaya başlamışlardı. Bir anda sondaj sahasını kurdular ve bizde ona tepki gösterdik ve o gün bu gündür bunun kurulamayacağını kendilerine söyledik. Çalışamayacaklarını anladıkları itibariyle de ayrıldılar. Yani her yerde bu şekilde direniş olursa tutunamayacakları besbelli. Bir ayrıcalığımız vardı. Bu sondaj zeytinlerimizin içerisindeydi ve biz çok haklıydık. Bunu içinde orada daha fazla kalamadılar. Orada genelde biz kadınlar kaldık. Eşlerimiz işlerine güçlerine devam etmek durumundaydı. Gelip gidiyorlardı ve bize destek oluyorlardı. Onlar bize lojistik destek sağladılar. Yiyeceğimizi içeceğimizi getirdiler. Yiyecekleri belki yapmadılar ama bize çok yardımcı oldular. Evlerimizde çok zorlukla karşılaşmadık. Ama direnişin sahibi kadınlardı. 
 
 
Zaman geçmeyince kendimize davul bulduk
Gönül Işık; Makinelerin arasında zeytin ağaçlarının altında oturduk ve sondajcılar ile günlerce bakıştık. Öyle zaman geçmediğini görünce kendimize bir davul bulduk ve çaldık oynadık. Biz eğlendikçe onların moralleri bozuldu. Her sabah yedi otuzda ordaydık. Biz her sabah bıkmadan orda olduğumuzda onların moralleri bozuldu. 27’inci günde onlar pes ettiler ama biz pes etmedik. Yavaş yavaş çekilmeye başladılar. Tır sayısını çoğaltarak daha hızlı taşınmaya başladılar. Şu anda tamamen gittiler. Onlar mehter marşı ile geldi, biz onları İzmir Marşı ile yolladık. 
 
 
Çocuklarımız hep yanımızdaydı
Sevda Kocabıçak; Her sabah bıkmadan bir araya geldik. Kahvaltımızı orada yaptık, bütün günümüzü orada geçirdik ancak zeytinlerimizi bırakmadık. Müzikler ile eğlendik, ama Allaha şükür hiç pes etmedik Onları yolladık, biz kendimiz kaldık. Eşlerimizde bize destek verdi. İşi gücü hiç sıkıntı yapmadan her gün zeytinlerimiz için gitmemize destek verdiler. Biz, havamızın, ağaçlarımızın, köyümüzün bozulmaması için mücadele ettik. Akşamları sabahları eve gidersek ev ileri ile uğraşabiliyorduk. Çocuklarımızda her zaman bizimleydi. 
 
 
Çocuklarımız eşlerimiz olsa da zeytinlerimizi bırakmayacağız
Şermin Tüfekçi; Bir ayda olsa, üç ayda olsa, bir yılda olsa biz bu yola baş koyduk. Kesinlikle vazgeçmek yok. Yine gelsinler yine bekleyeceğiz. Onları gönderene kadar zeytin ağaçlarımız için mücadele edeceğiz. Zeytinlerimiz için yaz kış hiç fark etmez. Sonuna kadar bekleyeceğiz. Onları gönderene kadar, çocuklarımız da olsa, eşlerimizde olsa ne olursa olsun bırakmayacağız. 
 
Biz, çocuklarımıza zeytin veriyoruz
Ümran Hatipoğlu; Biz çocuklarımız, torunlarımız için bir araya geldik. Bizim tek geçim kaynağımız zeytin ve zeytinyağımız. Bunlar olmazsa bizim dünya üzerinde gidecek hiçbir yerimiz yok. Yine olursa haberleşeceğiz ve gene hep beraber orada olacağız. Yaz, kış, sıcak soğuk hiç fark etmez. Yoksa aç kalacağız. Biz çocuklarımıza zeytin veriyoruz. Başka bir şeyimiz yok.       

Yemeklerimizi eşlerimiz pişirdi
Hanife Erol; Bizim için direnmek çok güzeldi. Hiç yorulmadık. Bir 30 gün daha olsa yine bekleriz. Hiçbir şey bizi durduramaz. Çocuklarımıza çoğu zaman eşlerimiz baktı, yemeklerimizi eşlerimiz pişirdi çok yardımcı oldular. Zeytinliklerimizin bakımı, ilaçlanması var. Bunları hep eşlerimiz yaptı ve bizleri de çok desteklediler. Çünkü biz havamızı, suyumuzu, zeytinimizi koruduk. Sonuna kadar da koruyacağız. Umarız bundan sonra muhalefet olsun, iktidar olsun herkes bizi destekledi. Bizim zeytinimiz tek gelirimiz. Her şeyden önce sağlık diyoruz. Hiç birimiz buna kayıtsız kalamazdık çünkü bizim için çok büyük bir çevre felaketi olurdu. Vicdan sahibi olan herkes bunu böyle yapardı. Ben anneyim üretmem gerekiyor aynı toprak ana gibi. Biz kadınlar sonuna kadar bunun takibini bırakmayacağız. Herkesin bizi desteklemesini, siyasilerin buna izin vermemesini istiyoruz. 
(Eren Aşnaz)
Paylaş