Güneşhan; "2018 toplumsal barışın yok olduğu, Krizin derinleştiği bir yıl olmuştur"

  

Tarafsız yargı bağımsızlığının ortadan kalktığını belirten Güneşhan; “Bugün sadece ve sadece barış istediler diye akademisyenler tutuklanıyor, hapse atılıyor ve işlerinden güçlerinden oluyorlar, iş sözleşmeleri fes ediliyor. Mahkeme kararıyla bile iş başı yaptırılmıyor. En yüksek yargı organı olan ve kararları herkes tarafından uyulması ile zorunlu olan Anayasa Mahkemesi kararları alt mahkemeler tarafından uygulanmamaktadır. Alt mahkemeler gücünü hukuktan değil, maalesef saraydan almaktadırlar. Bugün ülkemizde temel hak ve özgürlükler, düşünce özgürlüğü, basın özgürlüğü ve halkın haber alma özgürlüğü rafa kaldırılmış ve yok denecek kadar azalmıştır. Bugün, yüzün üzerinde gazeteci cezaevinde tutuklu bulunmaktadır. Varlığıyla onur duyduğumuz Metin Akpınar ve Müjdat Gezen’i sabah evlerinden polisle aldırıp hapse tıkmaya çalıştılar. Hayatı boyunca FETÖ ile mücadele eden Parti Meclis Üyemiz ve geçmiş dönem Milletvekilimiz Eren Erdem hakkında hiçbir somut delil olmamasına rağmen bir kumpas kurularak bugün cezaevinde tutulmaktadır. Pazartesi günü mahkeme tutuksuz yargılanması ve derhal serbest bırakılması ile ilgili karar vermiştir. Ancak savcının itirazı ve sabahı beklemeden geceleyin alelacele oluşturulan bir mahkeme ile tekrar tutuklanmasına karar vermiştir. Bu bir hukuk skandalıdır. Eren Erdem suçsuzdur. Suçsuz olan birinin cezaevinde olması hepimiz için büyük bir üzüntüdür” dedi.

 

Ülkenin 2018 yılında çok ciddi bir ekonomik kriz ile karşı karşıya kaldığını ve bu krizin halen devam ettiğini ifade eden Güneşhan; “16 yıllık AKP iktidarı sonucunda Türkiye Cumhuriyeti ekonomik bağımsızlığını kaybetmiştir. 16 yıllık AKP iktidarının sonucunda Türkiye Cumhuriyeti’nin ekonomisi bir avuç tefeciye teslim edilmiştir. Vatandaş, esnaf, çiftçi, sanayici, yani herkes ve devlette borç batağındadır.  2018 ilk dokuz ayında Londra’daki bir avuç tefeci, faiz lobisine ödenen para 9 milyar 724 milyon dolardır. 16 yıllık AKP iktidarında ise 159 milyar dolardır. Türkiye’deki faiz lobisi ne ise 16 yılda ödenen para 600 milyar TL’dir. Bu faize ödenen paralar ile Türkiye’de neler yapılabileceğini hepimiz çok iyi biliyoruz.  Bugün gelinen nokta itibariyle Türkiye sadece almış olduğu borçları ödemek için değil, aynı zamanda bunların faizlerini ödemek içinde borç para bulmak zorundadır. Bunun için dünyanın en yüksek faizini veren 3. ülkeyiz. 2018 yılı sonu itibariyle baktığımızda işsizlik çift hanelere ulaşmış yüzde 12 seviyesindedir. Bu işsizlik genç nüfusta ( 15-25 ) yaş arasında yüzde 21. Oysa işsizlik tüm kötülüklerin anasıdır. İşsiz kalan anne baba çocuklarına bakmak için, ihtiyaçlarını karşılamak için herşeyi yaparlar. İşsiz baba, okulun istediği pantolonu alamayınca intihar etti. Bugün ülkemizde 4 milyon emekli aldıkları emekli maaşı yetmediği için iş bakıyor. Çiftçimizin durumu ortada, gübre fiyatları, ilaç fiyatları, akaryakıt fiyatlarının ne kadar olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz. Esnaf, bugün kan ağlıyor ve dükkân kirasını ödeyemeyecek durumdadırlar. Yıllardır babalarından kalma dükkanları çalıştıranlar bugün teker teker kapatmak zorunda kalıyorlar. Vatandaşlarımız perişan. AKP iktidarı döneminde vatandaşın borcu 79 kat arttı. Vatandaşımızın toplam borcu 522 Milyar TL’dir. Vatandaşımız borç batağındadır. Vatandaşımız bugün nefes alamamaktadır. Tüketici kredisi borçlarındaki artış 229 kat arttı.  Yani iktidar geldiğinde 56 milyon olan tüketici kredisi borçları şimdi 12 milyar 233 milyar TL” dedi.

 

Güneşhan 2018 yılı için; “2018 yılı sonunda Türkiye demokratik parlamenter sistemden tek adam rejimine geçildiği, ekonominin iflas edip yabancılara teslim edildiği, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının ortadan kalktığı, toplumsal barışın hızla yok olduğu, uluslararası alanda saygınlığının hızla yok olduğu bir yıl olmuştur” ifadelerini kullandı. 

 

Belediye Başkanı Ülgür Gökhan için, Danıştay 1. Dairesinin yapmış olduğu incelemelerden sonra soruşturma izninin iptal edildiğini dile getiren Güneşhan; “Hepinizin bildiği gibi geçtiğimiz dönemde Belediye Başkanımız Ülgür Gökhan ve AKP Belediye meclis üyesi Tülay Ömercioğlu arasında bir siyasi tartışma meydana gelmişti. Ancak AKP’li arkadaşlar yanlış bilgiler aktararak Cumhurbaşkanı Sayın Tayyip Erdoğan’ı da işe katmışlardır. Konu ulusal basına da yansımıştı.  AKP yönetimi daha sonra da, Cumhuriyet Savcılığına başkanımız hakkında suç duyurusunda bulunmuşlardır. Cumhuriyet Başsavcılığı da soruşturma izni verilmesi için İçişleri Bakanlığı’na başvurmuştur. İçişleri Bakanlığı da içeriğine tam olarak bakmadan siyasi olarak değerlendirip soruşturma izni vermiştir. Belediye Başkanımız Ülgür Gökhan da bu soruşturma izninin iptali için Danıştay’a itiraz etmiştir.  Danıştay 1. Daire yapmış olduğu incelemelerden sonra soruşturma izni iptal etmiştir. Belediye Başkanımız Ülgür Gökhan ile Tülay Ömercioğlu arasında geçen diyalogda herhangi bir hakaret herhangi bir suç unsuru olmadığına karar vererek ve soruşturma iznine gerek olmadığını belirtmektedir” dedi. 

31 Mart yapılacak olan yerel seçimlerde, Çanakkale merkez ve diğer ilçelerde Belediye Başkan adaylarının, belediye meclis üyesi adaylarının ve il genel meclis üyesi adaylarının sıralamalarının tespiti için çalışmalara başladıklarını belirten Güneşhan; “Birden fazla belediye başkan aday adayının olduğu yerlerde tüm üyelerin katılımıyla gerçekleşen eğilim yoklamasıyla Belediye Başkan adayımızı tespit ettik. İl genel meclis üyesi aday sıralamasını da yine tüm ilçelerde eğilim yoklaması yaparak belirledik. Belediye meclis üyesi sıralamalarının tespitinde ise ilçeleri serbest bıraktık. Çünkü her ilçenin kendine özgü bir yapısı vardı, dinamikleri vardı, kanaat önderleri vardı. Merkez ilçede ise fermuarlı eğilim yoklaması yapılması yönünde MYK karar aldı. 31 Mart tarihinde yapılacak olan yerel seçimlerde biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak tüm seçim çevrelerinde iddialıyız. Yerel yönetim sosyal demokratların işidir. Cumhuriyet Halk Partili belediyelerin yönetildiği ilçelerde, yerleşim bölgelerinde, yaşam kalitesi, kaynakların doğru kullanılması, herkese eşit davranılması, demokratik, şeffaf, katılımcı bir anlayışla yönetilmesi açısından son derece başarılıdır. Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz, Çanakkale halkının teveccühünü ve desteğini almış bir partiyiz. 1968 yılından beri Çanakkale’de Belediye Başkanlığı, sosyal demokratların, Cumhuriyet Halk Partisinin yönetiminde olmuştur. Bundan sonrada olmaya devam edecektir. Biz, Cumhuriyet halk Partisi olarak Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun da direktifiyle ülkemizin içinde bulunduğu krizde göz önüne alınarak sahip olduğumuz belediyelerde ve yeniden kazanacağımız belediyelerde en az, 2 bin 200 TL maaş verilecektir. Yine bize ait olmayan ve yeni kazanacağımız belediyelerde, hiç kimsenin işi ile, ekmeği ile, aşı aile oynanmayacaktır. Onların haklarını sonuna kadar koruyacağız” dedi.

 

Fermuar sisteminin, Genel Merkez tarafından eksik kalan alanları doldurmak amacı ile gerçekleştirildiğini ifade eden Güneşhan; “Türkiye’de, Çanakkale’de fermuarla da olsa, Belediye Meclis üyelerinin seçimini eğilim yoklaması ile yapacak olan tek Merkez ilçe Çanakkale. Fermuar sisteminde amaç şu; fermuar sisteminde belli sıralar Genel Merkez kontenjanı olarak ayrılıyor, belli sıralar da örgüt tarafından belirleniyor. Eksik görülen bazı yerler, meslek grupları olursa, ittifaklardan arkadaşlar alınacaksa, bunlar değerlendirilerek fermuar doldurulacak anlayışı ortaya kondu. Bizden 7 arkadaşımızda fermuarda değerlendirilmek üzere merkez ilçemize dilekçe ile başvurdu. 3 arkadaşımızda kontenjanda yerlerini aldı. 10 arkadaşımız bu şekilde yerlerini alacak. Diğer 38 arkadaşımızda yarışa geçecekler. Fermuar sisteminde yer alacak arkadaşlarımız yüzde 100 değerlendirilecek diye bir kaide yoktur. Hepsi de değerlendirilebilir, bir kısmı da değerlendirilebilir. 48 arkadaşımız CHP’de aday adayı olurken, fermuar sitemini biliyordu. Bunu bile bile girdiler. Gönül isterdi ki hiçbir arkadaşımız olmasın, ama oldu” dedi.

  

Gökçeada ve Kepezle ilgili son durumu aktaran Güneşhan; “İyi Parti ile Genel Merkez bazında sık sık görüşüyoruz. Bu görüşmelerde, CHP’li belediyelerde İyi Parti’nin aday çıkartmaması, İyi Parti’nin sahip olduğu belediyelerde de CHP’nin aday çıkartmaması ana ilke olarak belirlenmişti. Ancak gelinen nokta itibari ile İyi Parti ile biz burada bir dizi görüşmeler yaptık. Bu görüşmelerimizi bir noktaya getirdik. Buradan sonra görüşmeler Genel Merkezler bazında ilerliyor. Bu noktada Genel Merkezimiz bize, ‘biz İyi Parti ile anlaştık, İyi Parti Kepez’de aday çıkartmayacak, sizde Gökçeada’da aday çıkartmayacaksınız’ derse, buna uyacağız. Biz belediye olarak Kepez’e sahibiz, İyi Parti belediye olarak Gökçeada’ya sahip. Bunlar hiç olmazsa biz çıkar ve yarışırız. Adaylarıımız çalışmalarını hızlı bir şekilde sürdürüyor. Gökçeada’da da eğilim yoklaması ile adayımız belirledik. Kendisi de süreci bekliyor ve konuyu büyük bir olgunlukla karşılıyor” dedi.