Değerli Okurlarım;
Adem ile Havva’yı tartışalım istedim.
Rabia bitti uzun zamandır.
Şimdi bunlar Adem ile Havva diye başlar. Hikaye hep bunlar.
Sadece Müslümanların anası, babasıysa, tartışmaya açtıkları konu bilinçsizce tartışılıyor.
Cennete girmek için sürekli insanları tarikat ve cemaatlerle kandırıp, oy devşiriyorlar. Allah’ın buyruklarına karşı çıkan Adem ile Havva cennetten kovulmuş. Allah’a karşı gelen günahkarları savunmak, halkı kışkırtmak size mi kaldı? Dünya iki kişiden halk olmuş ise, dünyada 8 milyar insan var. O zaman hepsi gelsin, Sezen Aksu ve onun gibileri taşlayalım. İnsanları sürekli kutuplaştırmaktan vazgeçin. O zaman Netflix yasaklansın. Lucifer diye bir şeytan dizisi var. Orada resmen Havva’yı ağzıma almak ya da yazmaktan haya ederim, dünyaya gelmiş ve önüne gelenle aşk yaşayan birini oynuyor.
Bunu hiç mi AKP’li ya da diyanetten izleyen olmadı.
Gelelim yargılama konusuna… Siz neden insanları dini konularda yargılıyorsunuz? Dinle alakalı bir suç işlemiş ise Allah’ın huzurunda zaten hesap verecekler. Namaz kılmıyorsa bir insan, öbür dünyada da olsa o borcu ödeyecektir. Neden Kuran’ı Türkçeye çevirip, insanların dini öğrenmesine yardımcı olmuyorsunuz? Bunu bizzat Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a söylüyorum. Her konuda reform yaptık, yenilik yaptık diyorsunuz. O zaman Kuran’ı Türkçeye çevirt ve Kuran insanlara yol göstersin.
İnsanlar gerçeği öğrenirse oyunuz düşer, taraftar kaybedersiniz ya da peygamber efendimiz Hazreti Muhammet’in hayatının bazı kesitleri tartışmaya açılır. Bunlar size mi kalacak? Sadece Kuran’da şöyle bir bakış açısı da var; “Peygamber de olsan hata yapabilirsin. İnsansın sen. Hatayı yap, ben affederim.” der Musa Aleyhisselam, 40 sene Yahudileri çöllerde gezdirdi kutsal topraklar için. Kendi giremedi. Peygamber değil miydi? En sert peygamberlerden biri idi. Siz kimsiniz de Allah’ın ceza işlerine soyundunuz! Ceza verecekseniz önce etrafınızda yolsuzluk, hırsızlık yapanları cezalandırın. Allah: “Neyle gelirsen gel affederim ama kul hakkı ile gelme karşıma.” diyor. Şuan kul hakkı yeniyor, suistimal ediliyor. Ülke 50 yıl geriye gitti. Doğmamış yetimlerin hakkını yediniz. Doğmamış çocuklarımız borçlu doğacak. Sizin torunlar garantide nasıl olsa. Hepsi Amerika’da doğdu ve Amerikan vatandaşı oldu. Madem bu Amerika kötü, neden bütün torunlarınız ABD vatandaşı? Sizin ve etrafınızdaki cenahın neredeyse tamamı Türkiye’de doğmuyor mu? Mısır’da doğuma götürseydiniz, Rabia oradaydı. Suudi daha yakın ABD’den. Yani insanları bu kadar cahil yerine koymayın artık.
Bir de, ikide bir; “Biz bu ülkeden gitmeyeceğiz.” diyorsunuz. Size gidin diyen mi var? 20 yıldır devleti yöneten, yapan, yıkan, yiyen, içen sizsiniz. Bu ülke, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının tamamınındır. Siz gitmek istiyorsanız gidin ama önce seçime gidin. Kazanamaz iseniz aldığınız gibi devir teslim ederek, helalleşerek gidin. Ecdadımız dediğiniz Osmanlı’nın son padişahları gibi, son kalan altınları ya da şimdiki dolarlarla değil. Gerçi padişahlar, sizin yaşadığınız şah şahı zaten yaşamadılar.
Etrafınızdaki gençler kokainle yakalanıyor, pudra şekeri deniyor. Bu kadar cüret çok fazla. Ağalar, dinle iman ile çok oynamayın. Gençlerimiz bunları gördükçe dinden uzaklaşıyor. Allah korusun, yarın bir gün savaş olsa, seferberlik ilan edilse savaşacak genç bulamayacağız. Ergenekon’la ülkenin milliyetçi, Kuvayi Milliye ruhunu bitirdiniz. Sen komünistsin, sen faşistsin, ben dindarım, sen Kürtçüsün…
Bunlar gençlerin arasına nifak soktu ve gençleri düşmanlaştırdı. Gençlerimiz, işsizlikle savaşır iken, gittiniz Suriyeli, Iraklı, Libyalı, Afganları getirdiniz. Gençleri daha fazla zora soktunuz. Kiralar 5 kat arttı. İşler paylaşıldı, bir ekmek 4’e bölündü. Yağlı işlere de kendinizde yetişen partili, torpilli çocuklar yerleştirildi. Puana, sınava bakmaksızın yerleştirdiniz. Allahtan korkarak yapın ne yapıyorsanız. Bugünler geçecek belki. Tebessüm ederek geriye bakacağız. Belki de gözyaşlarımızla hatırlayacağız bu ve geçmiş günleri. Bir de kendi yaptığınız suçu, hataları ona buna yapıştırıyorsunuz. Bu Fetullahçı Terör Örgütü geçmişte Özal, Erbakan, Demirel, Ecevit 3’lü hükümetten beri vardı. En büyük atlayışı AKP zamanında yaptı. “Fetöcüler, ne istediniz de vermedik?” diyen, zamanın başbakanı, bugünün cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dı.
Yani bu ne perhiz, ne lahana turşusu. O kadar hatalar yapıldı ki… Bir dünya lideri ABD’de bir otoparkta 90 dakika bekletildi. 15 Temmuz öncesinde dünya liderimiz, onlarca özel kuvvet askerimizi şehit eden Rusya’da, kapıda dakikalarca bekletildi. Çağırılıp, hesap soracağımız Putin’in ayağına gittiniz ve sarayın içinde resmen çöktünüz. Bu ecdada ayıp oldu. Mustafa Kemal’in cumhuriyet anlayışına da ayıp oldu. Hangi Osmanlı padişahı ayağa gitti? Mustafa Kemal kimin ayağına gitti? Nice krallar, cumhurbaşkanları, başbakanlar Mustafa Kemal’in ayağına geldiler. Ölmüş, hala devlet başkanları önce Anıtkabir’e gider, saygısını gösterir, sonra iş konuşurlar. Bunları da mı hiç görmüyorsunuz? Taş yerinde ağırdır. Kalkmış; “Ukrayna ve Rusya arasında arabuluculuk yapmaya hazırım.” der başkanımız.
Bize ne!? Ukrayna’ya gaz veren Soros geldi ve Avrupa serbest dolaşım verdi. Onlar aracı olsun, bize ne. Gürcistan’ı aldılar serbest dolaşıma, biz yıllardır kapıda bekliyoruz Avrupa’ya girelim diye. Yüzümüze bakan yok. Suriye’de ne yaptık? 100 milyar dolar gitti ve bir o kadar da vatandaşın zararı var. Toprak mı aldık?Üs mü aldık? Yetmiyormuş gibi, burnumuzun dibine, Golan Tepeleri’ne İsrail, ABD zaten gece gündüz, canı ne zaman isterse vuruyor. Biz ne yapıyoruz? Şimdi de Rus ve Ukrayna mı kaldı bize? Zamanında Kırım’a sahip çıkma, ilhak olduğunda, halk dilinde işgal edilerek Rus toprağı oldu. Neden o günlerde dikilemedik? Biz Afgan, Irak, Suriye kadar mı olamayız? Dünya vurdu, ne halt ettiler? Bir taş mı götürdüler? ABD, Afgan’da 100 milyar dolarlık silah bırakıp kaçtı birbirlerini öldürsünler diye. Bir o kadar Irak’ta bıraktılar, bir o kadar Suriye’de, Kürtlere ve PKK’ ya bıraktılar. Biz neden akrabamız olan Kürtlere sahip çıkmıyoruz da küresel güçlere bırakıyoruz? Akrabalarımız ile etle tırnağız.
Türkiye ve Kürtlerin elinde petrol olur. Kime ne ihtiyaç kalır? Arap ülkelerinden dost mu olur? Liderlerinin hepsi, Londra tefecileri tarafında eğitilmiş, profesyonel tefeci. Hepsi bize para veriyorlar. Rulet oynuyorlar, bire bilmem kaç kazanıyorlar. Nakdi bırak, sanal paralarla bizi soyuyorlar. Buna dur demenin zamanı geldi de geçti.