havadurum
Turgut Çamer

turgutcamer@hotmail.com

Hoş geldin DENİZ Bebek

Değerli okurlarım yukarıdaki benzer başlıkla 3. kez karşılaşıyorsunuz. Bu kez hoş gelen 'DORUK' değil, 'ARTUN' değil, Doruk'un kardeşi DENİZ.

10214

 

 

DENİZ dokuz gün önce dünyaya geldi, hoş geldi. O da erkek bebek… Torun sevgisi öyle özel bir sevgi ki-torunu olanlar bilir- “Anlatılmaz yaşanır!”

Genellikle babalardan “baba olmak gibisi yok” cümlesini sıkça duyarız. Ama babalıktan dedeliğe terfi edince de “çocuk sevgisi de neymiş! Torun hepsinden şahaneymiş” derler.

Büyüklerimiz “torun sevgisi bambaşkadır” dediklerinde onlara “kendi çocuğumuzu nasıl seviyorsak torunumuzu da öyle severiz, torunun ne gibi ayrıcalığı olsun ki” diye ahkam kesen ben, şimdi İYİ Kİ TORUNLARIM VAR DİYORUM…

Çünkü onlar bizim gerçekten yaşam kaynağımız, hayata tutunma nedenimiz.

“Evlat sermaye ise torun kardır” gibi kapitalist bir yaklaşımla torunun ayrıcalığına vurgu yapılır! Kapitalist değilim ama “ben kar’ım dan vazgeçmem!”

***

            Allahtan dileğim cümlemizin torunlarını bağışlasın, kaderlerini güzel çizsin, acılarını göstermesin, olmayanlar da nasip etsin…

*Beş buçuk yıldan bu yana torun sevgisini bize DORUK yaşatıyordu… Geçtiğimiz yıl 23 Nisan’da öğretmen oğlum Atıl’ın oğlu ARTUN dünyaya gelmişti. 2 torun sevgisi ile yaşarken 9 gün önce de Avukat oğlum Anıl’ın ikinci oğlu DENİZ yaşama merhaba dedi.

            Böylece şimdilik 3 erkek torun sahibi oldum. Henüz kız torunum yok! Ne yapayım ben de ‘3 gelin’ sahibi olurum!.. 

                                                           ***

Doruk dünyaya gelince bu köşede “Hoş geldin DORUK Bebek” başlıklı bir yazı yazmıştım…  ARTUN’un annesi “baba Doruk için köşe yazısı yazmıştınız, Artun için kitap yazmanızı istiyorum” demez mi!

Ben de gelinime “Hoş geldin ARTUN Bebek…” başlıklı yazımda yanıt vermiştim. O yanıtı yeniden anımsama adına- o bölümü- izninizle aktarıyorum:

“Sevgili gelinim, Artun’la henüz dört gündür beraberiz, onunda Doruk gibi büyümesini, hatta ‘baba’ olduğunu görmek bana nasip olursa, hiç merak etme kitapta yazarım, roman’da!..” demiştim.

Hiç kuşku yoktur ki ne kadar ömrümüz var onu sadece Allah biliyor. Ama benim de tek dileğim torunlarımın ‘baba’ olduğunu görebilmek! Ne yapabilirim ki iç sesim böyle diyor!..

***

            Sevgili Çanakkale OLAY okurları torun sevgisi bir bakıma ölümsüzlük hasretini içinde barındırıyor! Şöyle ki; insanoğlu tarihin ilk dönemlerinden beri ölümsüzlüğün peşine düşmüş bunu iksirlerde vs.de aramıştır.

            Aslında insanoğlu ölümsüzdür!.. Çünkü genetik kodu kuşaktan kuşağa aktarılarak yaşamını sonsuza dek sürdürür. Torun’da genetik kodun yaşayacağının garantisi olduğuna göre bir anlamda torun sevgisi; dedelerin-ninelerin kendi ölümsüzlüklerini görüp mutlu olması değil midir?

*Torun tatlı olur… Pekiyi oğlumuz, kızımız acı mı?

Torun küçücük ama… Oğlumuz kızımızda bir zamanlar küçücüktü, ama torunumuz kadar düşmüyorduk/düşemiyorduk üzerlerine.

Aslında büyükbabalar/dedeler, babaanneler, anneanneler yaş aldıkça çocuklaşıyorlar ya!.. Torun onların yeni minik arkadaşları oluyor. TORUNLARA DÜŞKÜNLÜK BELKİ DE BU YÜZDEN…

Kendi çocuğumuza vermeye çalıştığımız terbiye-disiplin esnasında yapılmasına asla izin vermediğimiz yaramazlıkların torun tarafından yapılmasına adeta sonsuz hoşgörü gösterirken oğlumuzun; “ama baba bana izin vermemiştin”  itirazlarına da yanıtımız anında hazırdır: “Eee torun başka evladım.. Sizi büyütürken yeterince yaşayamadığımız keyifli anları torunda yaşıyoruz. Sen de torun sahibi olunca bana yerden göğe kadar hak verirsin.”

*Yavrumun yavrusu üçüncü torunum Deniz’inde; Doruk gibi Artun gibi bıyıklarımı yolarak 50 yıllık karizmamı çizmesini sabırsızlıkla ve heyecanla bekliyorum!..

Ailemize bu mutluluğu yaşatan oğullarıma ve gelinlerime yürekten teşekkür ediyorum. Yolları aydınlık olsun. Allah onlara da torun güzelliklerini yaşatsın.

- İyi ki doğdun, sağlıklı, başarılı, mutlu ol sevgili torunum.

* Hoş geldin ÇAMER ailesine DENİZ…