Değerli Okurlarım;
Yine farklı bir pencere açmak istiyorum. Bana tuhaf gelen bir bakış açısı yakaladım. Mutlaka size de tuhaf gelecek. Bu tuhaflık 100 yılda ancak bir defa ya gelir, ya gelmez. Niye mi? AKP iktidara geleli neredeyse 20 yıl oldu ve bizde birlik, dirlik, komşuluk, vatandaşlık, dindaşlık kalmadı. Bunun sebebi kim veya kimlerdir hepimiz biliyoruz. Ne demek mi istiyorum? Onu da dilim döndükçe anlatmaya çalışacağım. Bu tuhaflık ilk önce ülkemizde oldu. Türbanlı, türbansız, komünist, dindar, faşist ve AKP’li, CHP’li ayrımı…
Şimdi iyi okuyun yazdıklarımı. Bu ülkede bir ülkücü emniyet sibobu vardı. Sözde onu üçe böldüler; MHP, BBP, İYİ Parti… Ne oluyor be size! Siz vatanın bekası için mi yaşıyor, mücadele ediyorsunuz yoksa liderlerin ve kendinizin bekası için mi çalıyorsunuz? Oradan geliyoruz sol partilere… Yıllardır bizim vergilerimizle milletvekili maaşı alıp, ömür boyu rahat ve dokunulmaz olarak keyif üzerine keyif sürüyorlar. Muharrem İnce, Mustafa Sarıgül, Öztürk Yılmaz… Bunlar ismini bildiklerimiz. Doğu Perinçek, babası da zamanında Süleyman Demirel’in akıl danışmanı idi. Bu bizim ülkede olanlar ve hepimiz huzursuzuz.
Yarınımız belirsiz, doğmamış çocuklarımız bile borçlu doğuyor. Kocaman 2 tane çukur var ortada. Birisi FETÖ, ikincisi PKK… Ağzını açanı bu çukurlardan birine atıyorlar. Sen kendini anlatana kadar aradan üç-beş yıl geçiyor, hayatın da bitmiş oluyor. Eskiden Türkiye’de sabıkalılar hep cahil adamlardan çıkardı. Yani okumamış, okuyamamış insanları yoldan çıkartıp cezaevlerine doldururdu devlet. Şimdi ise yıllarını orduya, polisliğe, hakimliğe, savcılığa, akademisyenliğe vermiş ve bir kaç üniversite bitirmiş adamlar cezaevlerinde. İlkokul mezunu FETÖ paralel terör örgütü bir tarafta, Abdullah Öcalan gibi ne istediğini bilmeyen, batının maşası olan bir terör örgütü diğer tarafta. Buraya kadar olan açık ve net.
AKP iktidara geldiği 2002 yılında keşke ABD ile beraber Irak’a girseydi diyeceğim. Nedeni ise en azından mezhep savaşı çıkmazdı ve Irak 3 parçaya bölünmezdi. Biz lider ülkeyiz ya… Liderlerimiz de dünya lideri. Irak yarası kapanmadan Suriye ile aynı ateşe atıldı ve orda da mezhep çatışması başladı. Suriye de üçe bölündü. Sünni, Şia ve Kürt bölgesi oluştu. Bu arada Türk milletinin yine bu iki ülkede esamesi bile okunmadı. Ellerine yüzlerine bulaştırdılar. Kaddafi’ye operasyon yapılırken biz Nato’nun sözde en büyük gücüyüz. Fransa’nın saldırısı sonucu bizi de uyuttular ve Libya’yı da kana buladılar. Fransa bir tane bile Libyalı mülteciyi isteyerek almaz iken hepsi Türkiye’ye doluştular. Tıpkı Iraklı ve Suriyeli lider kurbanları gibi.
Yani anlayacağınız şu. Önce ülkemizde başlayan bölünmeler, sonrasında Irak, Suriye, Libya gibi petrol zengini ülkeler perişan vaziyette, çöller de aç susuz birbirlerini boğazlar iken bir kısmı da denizlerde boğularak can vermiştir. Hayatta kalanlar ise neredeyse köle olarak hayatlarını sürdürmeye çalışıyorlar. Olanların Türkiye’de birçok zararı oldu. Sadece Suriye 50 milyar doların üzerinde yük getirdi. Libya henüz açıklanmadı. Irak zaten yerle bir olmuştu.
Bize ne mi oldu? Bizim kiralar, market, kuru gıda, yaş sebze maalesef ki bütçemizden harcanan paralar ve yolsuzlukla gasp edilen paralar yüzünden bugün hep beraber sefalet içine sürüklenmeye devam ediyoruz. Bunun sebebi kimler hepimiz biliyoruz. Hiç bir zevki sefalarını eksik etmeyen iktidar, sopayı halkın üzerinde tutmuş ve seçimi kazansanız bile iktidar olamazsınız derler.
Ne dersiniz? Stop mu haksızlığa, ayrımcılığa, mezhepçiliğe, ırkçılığa? Bence yeterli bu kadar şaşaa…