Köy enstitüleri marshall yardımına kurban verildi

Değerli okurlarım, 
 

Yıllardır içimizde dert olan bir yaradır Köy Enstitüleri. Yıllarca küresel güçlerin ülkemizin ilerlemesini engelemek için çok çabalar harcadığını biliyoruz. Ülkemiz Mustafa Kemal ile beraber uçak, tren hatta traktör yapmaya başlayınca dünya top yekün ayağa kalktı. İsmet İnönü, Atatürk’ün projesi  Köy Enstitüleri’nin bir sonraki ayağı olan köylerde toprak reformu yapma kararı alıp ‘Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu’nu’ çıkarmak isteyince, köy ağaları ve büyük toprak sahipleri bu projeye karşı çıktı ve dünyayı ayağa kaldırdılar. Bu itirazların en büyüğü o dönem Halk Partisi(CHP) miletvekili olan ay ı zamanda bir toprak ağası olan Adnan Menderes’ten geldi. İsmet  İnönü projeden vazgeçmeyince Adnan Menderes ve ekibi Halk Partisi’nden ayrılıp Demokrat Parti’yi kurdular. Demokrat Parti 1950 yılındaki seçimi kazanıp tek başına iktidara geldi. Demokrat Parti büyük oy farkliı olmamasına rağmen seçim sistemi sayesinde meclisi büyük çoğunluğu alarak güçlü bir iktidar konumuna geldi. Seçim gecesi askerlerin İsmet İnönü’ye gelip, Paşam! darbe yapıp iktidarı size teslim etmeye hazır deseler de, İsmet İnönü çok partili sisteme geçme zamanı gelmiştir diyip, bu teklifi ger çevirdi. Seçim döneminde, cahil halkımız başlarına ne geleceğini bilmeden kominizim geliyor, din elden gidiyor propagandası ile halkın dini hassasiyetleri ön plana çıkartılarak manipule edilmiştir. Demokrat Parti ilk icraat olarak Köy Enstitüleri’ni kapatmıştır. Peki, Türkiye efsanesi Köy Enstitüleri neden kapatıldı?

Köy Enstitüleri kurulduğundan beri tartışıldı ve bu tartışma 80 yıl geçtiği hâlde zaman zaman alevlenerek sürdü. Kimine göre çağdaşlığı yakalamak için gerekliydi, kimine göre de “komünist” hayatını teşvik ederek, ülkeye komünist rejimi getirmek için kurulmuştu.

Cumhuriyetin kurulduğu ilk yıllarda okuma yazma oranı yüzde 5`i geçmiyor ve nüfusun yüzde 80`i köylerde yaşıyordu. 1940 yılı itibariyle tarıma elverişli köylerde Köy Enstitüleri açıldı. 
 

1960`ta Columbia Üniversitesi`nde "Türkiye`de Köy Enstitüleri" doktora tezini veren  Fay Kirby (1926-1990), Köy Enstitüleri için "Türk toplumunun çağdaş bir toplum durumuna getirilmesinde bir kaldıraç olarak kullanma yolunda, ta II. Mahmut döneminde başlamış olan deneylerin art arda gelen başarısızlıklarından elde edilen deneyimlerinden sonra bulunmuş olan çıkar yoldur." der.
 

Bununla beraber, Sovyetler benzeri bir yapılanmaya gidildiği iddiasıyla büyük tartışma başlatıldı.
 

Dönemin Millî Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel, kendisinden önce köy eğitimine yönelik başlatılmış çalışmaların yeterli olmadığını görerek, Türk milletine özgü yepyeni eğitim kuruluşları ile köy eğitimi sorununu çözmek üzere 17 Nisan 1940’da “ziraat işlerine elverişli bulunan yerlerde, köy öğretmeni ve köye yarayan diğer meslek erbabını yetiştirmek” amacıyla, “Köy Enstitüleri” kurulması tasarısını Meclis’e getirdi. Tasarı, Meclis’te hararetli tartışmalara sahne oldu, 148 red oyuna karşılık 278 oyla tasarı kabul edildi.
 

17 Nisan 1940’da Köy Enstitüleri Kanunu”nun kabul edilmesiyle, 1937-1940 yılları arasında kurulmuş olan, Eskişehir-Çifteler, İzmir-Kızılçullu, KırklareliKepirtepe, Kastamonu-Gölköy Köy Öğretmen Okulları, “Köy Enstitüsü” adını aldılar. 1940 yılından itibaren sırayla, 1940’da Adana-Haruniye-Düziçi, İzmit-AdapazarıArifiye, Antalya-Aksu, Balıkesir-Savaştepe, Isparta-Gönen, Kars-Cılavuz, MalatyaAkçadağ, Kayseri-Pazarören, Samsun-Ladik-Akpınar, Trabzon-Beşikdüzü, 1941’de Konya-İvriz, 1942’de Sivas-Yıldızeli, Erzurum-Pulur, 1944’de Aydın-Ortaklar, Diyarbakır-Ergani-Dicle, 1948’de Van-Ernis Köy Enstitüleri olmak üzere 21 Köy Enstitüsü kuruldu

Öğretim süreleri en az beş yıl olan Enstitülere, tam devreli köy ilkokullarını bitirmiş sağlıklı ve yetenekli köy çocukları seçilerek alındı.

Köy Enstitüleri`nde eğitim görenler hem örgün eğitim aldı hem de tarım teknikleri konusunda bilgiler edindi. Böylece tarımda verimliliğin arttırılması planlandı. 
 

Köy Enstitüleri`nin kendisine ait tarlası, bağı, besi hayvanları, arı kovanları ve atölyeleri vardı. Köy Enstitüleri`nde verilen derslerin yarısı temel örgün eğitim diğer yarısı ise uygulamalı eğitim konularıydı.
 

Araştırmalara göre; Köy Enstitüleri sayesinde 1940 ve 1946 yılları arası 15 bin dönüm tarla tarıma elverişli hale getirildi ve bu tarlalarda üretime başlandı, 750 bin fidan dikildi, 1200 dönüm bağ oluşturuldu, 150 büyük çaplı inşaat, 60 işlik, 210 öğretmen evi, 36 ambar ve depo, 48 ahır ve samanlık, 100 km yol, 16 su deposu, 12 tarım deposu, 20 uygulama okulu ve 12 elektrik santrali yapıldı. 
 

Köy Enstitüleri, 1946 yılında Hasan Âli Yücel`in Millî Eğitim Bakanlığı görevinden ayrılmasına kadar işlev görmeye devam etti.
 

Hasan Âli Yücel`den sonra MillÎ Eğitim Bakanı olan Reşat Şemsettin Sirer Köy Enstitüleri`ni Köy Öğretmen Okulları`na dönüştürdü.
 

Marshall Yardımı için Köy Enstitülerinin kapatılması şartı sunuldu. İsmet İnönü, DP’ nin Enstitüler’in ilk kapatılma teklifini reddetti, ancak ikincisini onayladı. 27 Ocak 1954’de kapatıldı.
 

Köy Öğretmen Okulları da 27 Ocak 1954 tarihinde Demokrat Parti hükümeti tarafından kapatıldı. 
 

Köy Enstitüleri`nin kapatılması bazı Köy Enstitüsü müdürlerince bir tür karşı devrim olarak nitelendirildi. Evet,beyler hala Menderes ve Demokrat Parti’yi savunuyor musunuz?  Cargill gibi Bunge gibi firmaların ürettiği tohum ve ilaçlarını hayatımıza soktular ve tarım sanayimiz bu ağaların yüzünden tarım alanında ülkemizin iki yakası bir türlü bir araya gelmedi.  Artık uyanma zamanı gelmiştir! Tüm Türkiye Cumhurriyeti vatandaşları bir olacak el ayak öpme işinden vaz geçecek.  Vatan elden gidiyor.  Bugün de bakıyoruz daha büyük bir tezgah kurulmuş. Sağlık Bakanı özel hastane zinciri sahibi,  Milli Eğitim Bakanı özel okul zinciri sahibi, Turizim Bakanı oteller zinciri sahibi,  Şehircilik Bakanı mütaahhit ve para babası, Tarım Bakanı evlere şenlik.  Beyler uyanın! Artık bu ülkeye kim zarar veriyorsa hepsinden hesabını soralım…