havadurum
Ensar İlyasoğlu

ensarilyasoglu@gmail.com

LAÇİNER VE SEZAR’IN HAKKI!...

1662
Kitapla insan arasındaki ilişki, insanın niteliğinin göstergelerinden birisi olduğu kadar; aynı zamanda niteliğini yükselten unsurlardan da birisidir. Daha genel söylersek; bir toplumun kitapla olan ilişkisi, toplumların çeşitli alanlarda ve anlamlardaki niteliklerinin ölçütlerinden birisi olduğu kadar; toplumların ilerleyişinin de vazgeçilmez belirleyenlerinden birisidir. Aynı zamanda kitaplar, insanlığın her alandaki bütün birikimlerinin bugüne ve bugün üzerinden yarınlara bağlanmasının da araç ve değerlerinden sayılmaktadır. Buradan kütüphanelerin bir toplum için ne denli önemli olduğunu söyleyebiliriz ve zaten kütüphanelerin önemi binlerce kez yinelenmiştir.
Özellikle bizim ülkemizde gazete ve kitabın son derece sınırlı sayıda özellikle de kitabın yok denecek ölçüde okunduğu bir ülkede, kütüphanelerin önemi bir kat daha artmaktadır. Öyle ki; üniversiteyi bitirdiği halde ders dışı tek bir kitap bile okumayan, bir toplum için üzüntü verecek ölçüde sayılarda gencin olduğunu söylemek haksızlık olmaz. Ve hatta daha ileri giderek söyleyelim; masal kitapları da dâhil olmak üzere ömrünü hiç kitap okumadan tamamlayan insan sayısı da problem sayılabilecek ölçüdedir, denilebilir.
Kuşkusuz ki bu söylediklerim kaba bir gözleme dayanmaktadır. Toplumların kitap ve kütüphanelerle olan ilişkisi, o toplumların yaşama kültürünü olduğu kadar yaşam kalitesi konusunda da veriler sunmaktadır. Ancak kütüphanelerle ilgili daha özel bir yönü vurgulamak istiyorum. Kütüphaneler; farklı düşüncelerin, farklı inançların, ideolojilerin, felsefi görüşlerin, estetik anlayışların ve bunun gibi tüm farklılıkların birleştiği mekânlardır. Buradan daha da sembolik bir anlam çıkarırsak; tüm bu farklılıklar raflarda yan yana, iç içe, kavgasız ve gürültüsüz barınabilirler.
Çok kısaca genelleyerek söylemeye çalıştığım nedenlerle; ÇOMÜ Kütüphanesinin kuruluşunu, işleyiş tarzını, üniversite için olduğu kadar Çanakkale için de son derece değerli bir katkı olarak görüyorum. Kütüphaneye emek veren, katkı sağlayan herkesi özellikle Sayın Laçiner’i alkışlıyor ve tebrik ediyorum. Rektör Laçiner; kütüphanenin gerçekleştirilmesinde ve kitaba ulaşmada sağladığı olanaklarla gerçekten son derece önemli bir iş başardı. Umuyoruz ki, kütüphane çok daha fazla zenginleşerek üniversitenin ve Çanakkale’nin temel bir ihtiyacını karşılama yolunda ilerler. Bir cümle daha; kütüphanelere önem vermek farklı düşüncelere, çoğulculuğa; farklı düşüncelerden ve çoğulculuktan beslenmeye, farklılıklardan zenginleşmeye önem vermek anlamına gelir.
Kuşkusuz ki kütüphane kurmak tek başına yeterli değil. Özgür bir tartışma ortamına, kitap sevgisini ve kitabın insan hayatının vazgeçilmez bir yol arkadaşı olduğu bilincinin de kavranmasını ve geliştirilmesini de bir o kadar gerekli kılar. Kütüphanelerde anlamını bulan çoğulculuğun ve farklı düşüncelerin kampüslere, sınıflara ulaşarak üniversitede bir yaşama kültürüne dönüşmesinin özgürlükçü iklimini yaratmak, önemli bir görev olarak karşımıza çıkmaktadır. ÇOMÜ Kütüphanesini gerçekleştiren ve kitap seçiminde hiçbir kısıtlamaya gitmeyen rasyonel ve çoğulcu aklın aynı mantığı ve düşünsel-eğitsel aklın üniversiteyi yönetme paradigmalarının da buna uygun olmasını beklemek doğal ve anlaşılabilir bir beklentidir. Kadrolaşma ve yalnızca kendisi gibi düşünenlerle üniversiteyi yönetme veya üniversitenin tekçi bir anlayışla yönetildiği söylem ve iddiaları, kütüphaneyi gerçekleştiren akıl ve mantıkla çelişkili bir görüntü sunmamalıdır diye düşünmekteyiz. Merkezdeki yöneticinin kendisi gibi düşünenlerden, onunla sonsuz uyumundan yaratıcı fikir ve pratiklerin doğması son derece sınırlı bir sonuç doğurur/doğurabilir. Eleştirel ve çatışmalı uyum; bir üniversite için daha yaratıcı sonuçlar doğurabilir düşüncesindeyiz. Yalnızca üniversite yönetimlerinde değil; kampüslerde ve sınıflarda çoğulculuğa, farklılığa, eleştirilere; eleştirel ve farklı düşüncelerden öğrenmeye ihtiyaç bilimsel olduğu kadar, demokratik ve özgürlükçü bir üniversitenin vazgeçilemez çağın ve ülkenin ihtiyaçlarına en uygun yoldur diye söylenebilir. Kütüphaneyi gerçekleştiren akıl ile üniversiteyi yöneten akıl arasındaki felsefi ilişki, anlayış; kökleri antik çağlara uzanan felsefi düalizmin genel mantığını çağrıştırmaktadır!...
Yeni dönemde öğrencilerin kütüphaneyle, kitapla daha çok buluşmasının önemli olduğunu bir kez daha vurgulamalıyız. Farklı düşüncelerle, felsefi görüşlerle, inanç sistemleri ile ilgili kitapları okuyarak genç insanların ve aslında herkesin kendisini gerçekleştirme serüveni aynı zamanda üniversite için sağlam bir gelecek oluşturmasının geleneklerini de yaratacağı tekrar edilemeyecek kadar açık ve bilinen bir gerçekliktir. Bu görev; kitabı vazgeçilmez kılan, yeni bir yaşama kültürü anlayışı tüm üniversite bileşenlerinin yukarıdan aşağıya çabaları ile hayat içerisinde karşılığını bulabilir.
Son söz olarak; başta Sayın Rektör Laçiner olmak üzere, kütüphanenin kurulmasında ve kitaba ulaşmada sağlanan olanaklarda emeği geçen herkesi bir kez daha kutlamayı ve onlara teşekkür etmeyi Çanakkale’de yaşayan bir kentli olarak görev sayıyoruz.
Sezar’ın hakkı Sezar’a!...