Mavi gözlü aslanlar bir daha gelmez Türkiye'ye

06.01.2022         



 Değerli Okurlarım;

2022 umarım, gönülden isterim, huzurlu bereketli olsun. Dileklerim ile yeni yılda ilk yazımı paylaşmak istiyorum.

Bu işçi zammı ile başlamak isterim. Sanki işçiye ceplerinden zam yapmışlar. Hadi oradan işçiye zam mı yaptınız? Petrole, elektriğe, doğalgaza, vergilere, pasaporttan taşıt puluna kadar ne zam mı? Bu pasaportu dolar ile mi alıyorsun? Ehliyet, kimlik bunları dolar ile mi alıp zam yapıyorsunuz? Vicdansızlar! Bu yaptığınız zamlarla, bankada parası olan yandaşlarınızın kur farkını mı ödeyeceksiniz? Yoksa merkez bankasındaki kayıp paraları mı yerlerine koyacaksınız? Siz kimi kandırıyorsunuz!

Bir de ortalığı susturmak, gündemi değiştirmek için belediyelerde terör örgütü üyeleri varmış, falan feşmekan laflarla gündemi değiştiremezsiniz. Bazılarının da hiç bir suçu günahı yok. Onları da korkutup, size biat etsinler diye ölümü gösterip sıtmaya razı ettiniz. Sizde hiç Allah korkusu yok mu? Cumhuriyet kurulduğundan bugüne kadar işçi liderleri ile sahneye çıkıp, zamların sonuçlarını okuyan başbakan cumhurbaşkanı gördünüz mü hiç? Ben hatırlamadım. Araştırdım, bugüne kadar gören de olmamış. İşçi liderleri sus pus geldiler kameraların önüne. Sanki dayak yemişlerdi. Bu işçi sendika liderlerini biraz araştırın. Neleri var neleri… Daireler mi? Dükkanlar mı? Hatlı otobüs, taksi mi? Sorarsınız yıllar öncede böyleydi. Bu pazarcılar oda başkanlarına bir bakın, araştırın neleri var. Yani esnaf ve işçilerde de suç var. Başlarına sağlam birilerini seçsinler.

Bu yeni yılda bir şey daha gördük İstanbul’da. Birini Süleyman Demirel zamanında, biri Turgut Özal zamanında yapılan köprüler… Borcu yok, harcı yok. Tek taraf ödeniyordu köprü geçişleri. Şimdi gidiş geliş ödenecek. Bu ne ya böyle! Bence bu köprüler de yakında özelleşir ise şaşmayın. 10’lu çeteye verirler ise inanın, şaşmayın. Bu nasıl bir düşünce? Vatandaşın cebini nasıl boşaltırız, nasıl soyarız diye ellerinden geleni yapıyorlar çünkü insanların hiç bir değeri yok. Ne iktidarda ne de muhalefette. Nereden mi çıkarıyorum. Biraz geriye gidin. Atatürk’ten sonra kim halkını düşünmüş? Halkın arasından hiç milletvekili seçen bir parti var mı? Ankara’da bin tezgahtan geçmiş, gelmiş geçmiş her türlü film fırıldak bilen, yeni yeni soyma çalma çırpma bilen adamlar ve avukatlardan seçiliyor hepsi. Gidip Diyarbakır’ın, Sivas’ın, Edirne’nin, Çanakkale’nin içini bilen, halkı ile gülen, halkı ile ağlayan bir vekili seçen var mı? Üç beş milyonu cebinde olmayanı seçen var mı? Sağında da solunda da hepsi aynı. Kimse oy verdiği mebusunu bile bilmiyor çünkü halkın tamamı sadece lidere oy veriyor. Kendilerinin derdine derman olacak asıl vekilleri kimse bilmiyor. Ülkemizde Atatürk’ün zamanına bir bakın. Nasıl bir meclis olmuş, vekiller nasıl seçilmiş, vekiller görevlerini nasıl icra etmişler… Atatürk’e diktatör diyenler sizde okuyun, bakın hele. Hangi vatandaşına bağırmış, çağırmış? Kime ceza vermiş? Kim tazminat davası açmış Mustafa Kemal Atatürk’e? Bir inceleyin lütfen. Belki ben size yanlış bilgi veriyorumdur. Yani camilerde iktidar uşağı olmuş imamlar, din adamları, üniversitelerdeki rektörler iktidarın uşağı olmuş ve abuk subuk TV programlarında yalakalık yapacaklar diye her taraflarını sallayan kişileri görüyoruz. Bu hemen hemen bütün siyasi partilerde var fakat iktidara yakın olanlar, aman Allah’ım yani robot olsalardı yazılım hatasından mutlaka fire verenler olacaktı. Bunların yazılım hataları da mümkün değil. İçlerinde bir Şamil Tayyar çıktı, o da bir zaman direndi içlerinde. Sonunda ya atıldı ya da vicdanına yenildi ve gerçekleri gördü. Zaman zaman konuşuyor hakikatleri.

Bir de Bülent Arınç var. İçi yanıyor ve avukatların en fırıldağı. Dışarıda bıraktılar damadını, verdiler kendisine ağlaya sızlaya. Kozmik odasını patlattırdı FETÖ abisine. Hala da dışarıda gün yüzü görmemesi gereken bir adam. Hala da namuslu ayaklarına yatıyor ya, eyvah eyvah. Verilmedik iki makam var; başbakanlık , cumhurbaşkanlığı… Allah’tan buralara laik görülmemiş yoksa Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı mumla arardık.

Yani ülkenin kara kutusunu, kozmik odayı başbakana açtırdı.  Böylesi bir daha gelmez bu ülkeye. Gelmesin de zaten. Suyumuzu, havamızı kirletmesin daha fazla. Kime hizmet etmiş ise oraya gönderin ya da zindanlarda yaşatın. Bir eli yağda, bir eli balda yaşamasına daha fazla izin vermeyin. Ülkemizin yöneticileri hala TV ve Twitter’da insanların kafasını karıştırıp, şanlı muhalefetin ve haklının yanında duruyormuş gibi görünüyor ya , yuh sana Bülent Arınç yuh….


1251

Yazarın daha önceki yazıları

Yazarın Arşivine ulaşmak için tıklayınız.
© 1998 - 2015 Çanakkale Olay
TÜm hakları saklıdır.


E-mail adresiniz ile abone olun

POPÜLER ETİKETLER