havadurum
Ensar İlyasoğlu

ensarilyasoglu@gmail.com

Meğer 'kağıttan kaplan'mış ya...!?

Hadi bir de tersinden konuşalım, tersinden soralım...

4652

 

 

 

Hani ne oldu savunma sistemlerinize!? Patriotlarınız, S-400’leriniz çalışmadı mı!? Uçaklarınız, uçak savarlarınız yakalayamadılar mı!?

 

Uzun menzilli füzeleriniz, güdümlü füzeleriniz açığa mı düştü!? Nerede kaldı savaş teknolojiniz, o halkları ürkütmeye, korkutmaya çalıştığınız silahlarınız tutukluk mu yaptı!?

 

Kara Kuvvetleriniz, Deniz Kuvvetleriniz, Hava Kuvvetleriniz nerede kaldılar!?

 

İstihbarat örgütleriniz, ajanlarınız, casuslarınız sizi haberdar etmedi mi Coronadan!?

 

Ne oldu, teslim mi oldunuz… Hayvan pazarından kaçma denilen bir haylazdan ya da laboratuarda üretilip dışarı sızıveren bir neidüğü belirsizden mi korkup, şehirleri, sokakları teslim ettiniz!? Vah vah!...

 

Ne oldu dualarınız karşılık bulmadı mı!?

 

Mabetlerinizden yapılan haykırışları tanrı kabul etmedi mi!?

 

Hani “Cennette ev hazır” diyen o zat-ı muhteremin gayretleri boşa mı düştü!?

 

Hani burnundan kıl aldırmayan, o kibirli halleriniz, ne oldu korktunuz mu!?

 

Çalıp çırptıklarınızı, ihalelerden stokladıklarınızı yiyip içemeyecek misiniz!? Lokmalar boğazınıza mı diziliyor!?

 

Bak corona eşitleyiverdi sanki!?

 

İlaç tekellerine göre rotasını belirlediği söylenen Dünya Sağlık Örgütü fos mu çıktı, haber veremedi mi tehlikeyi önceden!?

 

Bütün sağlık sistemleriniz, gösterişli propagandalarınıza rağmen etkisiz mi kaldı bir virüs karşısında!?

 

Bütün düzeniniz, sisteminiz, bütün paradigmalarınız, nasıl da işe yaramaz, nasıl da etkisizmiş değil mi!?

 

Bu sizin eserinizdir, bu eseri siz yarattınız ve şimdi yarattığınız bu eserin karşısında, bu öngörüsüzlüğün kurbanlarından biri oldunuz… Sokakları terk ettiniz, şehirleriniz, ölü şehirlere döndü… Bu eserinizden ancak utanabilirsiniz!...

 

Korkunuz, ürpertiniz, gök gürültüsünden korkan mağara insanının korkusundan, ürpertisinden daha derindir, daha sarsıcı daha etkileyicidir!...

 

Evet, başka her şeyden ve her durumdan olduğu gibi, coronadan ve bu salgının yarattığı sonuçlardan da yararlanmayı düşüneceksiniz!... Biz sizi biliyoruz ve tanıyoruz… Günahlarınızı, suçlarınızı, ona yüklemeye ve bu mikrobu bir imkana, bir fırsata, bir ranta ve kâra çevirmenin hesaplarını yapabilirsiniz ve yapacaksınız!...

 

Ama işiniz o kadar kolay değil bu sefer, işiniz zor!

 

Güven kaybettiniz!... Sisteminiz, ahlakınız, ideolojiniz güven kaybetti!...

 

Halklar, bütün değerleri yaratanlar, bu sorundan da öğrenerek çıkacaklar… Umuyoruz ki, yaşadıkları dünyaya dair yeni sorular soracaklar!... Bilimin, aklın ve adaletin, yani bilimsel aklın ve yöntemin insanlığın geleceği için önemini kavramaya biraz daha yaklaşacaklar!...

 

Biz umutlarımızı yitirmiyoruz ve yitirmeyeceğiz, sorularımıza devam edeceğiz, yeni cevaplar arayacağız… Ve insanlığın çıkarına olan cevapları onlarla paylaşacağız!...

 

Bütün bu kâra yönelik, ranta yönelik, savaşçı sistemin, dünyayı kirleten, kimyasallara boğan gözükaralığın çıkmaz yol olduğunu anlatmaya devam edeceğiz…

 

Şimdi bir yol ayrımına doğru yürüyor insanlık… Çıkış; eşit, özgürlükçü, insanlığın ihtiyacına göre düzenlenmiş, bir değer yaratma sistemine yönelmenin gerekliliğini kavramakla gerçekleşebilir!...

 

Biliyoruz ki, buradan siyasi gericiliği yoğunlaştırarak, iktidarlarını pekiştirmek isteyen ve insanlığın eskiden beri tanıdığı fırsatçılar çıkabilir, çıkmak isteyebilir… Buna asla izin verilemez ve bununla sonuna kadar savaşmanın da büyük bir tarihsel zorunluluk ve gereklilik olduğunun bilincindeyiz…