havadurum
Kadir Kenar

akadirkenar@hotmail.com

Meğer rüya değilmiş!

3907

Mart ayında başlayan kış uykusundan yavaş yavaş uyanmaya başladık. Çok kötü bir rüyaydı sanki yaşadığımız. Arada bir uyandığımızda unutmaya çalıştık. Devletin dağıttığı paralar hesaplara geçince, rüyanın tatlısı da olurmuş deyip, biraz daha uyamak istedik hep beraber. Vergiler ertelenince, rüyada oyun havaları da çalmaya başladı. Mart, nisan, mayıs böyle geçti. Haziran geldi, ‘hop uyanın bakalım’ dediler! Hadi tatil bitti. Herkes iş başına! Ama bi de baktık işler güçler yok olmuş. Bizler evde yatarken, ‘hadi size bişey olmaz, çalışın! Tarlaya, ahıra gitmek serbest’ dediğimiz köylülerimiz bizim gibi bir gün bile yatıp tatlı rüyalarda gezemezken, çektikleri çileleri gören olmamış yine.

Biz yatarken; tarlalarında domates , biber diken, çeltik eken nasırlı elleri yine boş kaldı köylümüzün. Para kazanmayı bırakın, masraflarını çıkaramadılar daha. Meralarda koyun keçi otladan, damlarda büyük baş besleyen hayvancılarımız da hiç tatil yüzü görmedi. Hep çalıştı. Ama onların tezek kokan elleri de boş kaldı yine. Bir litre süte, bir kuruş zam gelmedi! Ama aldıkları yemin cuvalı bir anda yüz de elli zamlandı bile. 
 
Gelelim esnafımıza, tacirimize tüccarımıza. Öğrenci yurtlarımıza. Otellerimize. Tarım hayvancılık ana geçim kaynağımız ama, turizm ve üniversite de atar damarlarımızdan. Yaz geçti, güz de geçiyor. Bir de baktık ki, batıyor bu sektörler. Geçen yıl birbiri ardına açılan özel okullar gümledi gitti. Gece kondu kolejler yerle yeksan!
 
Evet bu hafta Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkan Yardımcısı işadama Hayrettin Çetinkaya durumu anlattı; “ İş dünyası olarak beklentimiz, kasım ve aralık aylarından itibaren başlayacak olan vergisel yükümlülüklerin ve kredi ödemelerinin faizsiz olarak en az 6 ay ertelenmesidir” 
 
ÇTSO Yönetim Kurulu Başkanı Selcuk Semizoğlu ise, artık dayanacak güçü kalmayan esnaf ve iş dünyasının bir an önce üniversitenin açılmasını beklediğini söyledi. Türkiye’de Çanakkale çapında bir çok ilin içinde bulunduğu çıkmazdı bu. Üniversiteler, küçük iller için bacasız birer fabrikaydı çünkü. 
 
Bakın üniversitenin açılmaması sadece esnafları, iş dünyasını mı etkiledi? Hayır. Mesela Belediye gelirleri düştü. Suyu, atıksuyu vs vs.. Yani diyeceğim korona olup ölmemek için uğraşırken, alçaktan sürünmeye başladık. Hani bir valiye ‘ölmek istiyorum ben’ diyen esnaf vatandaş gibi bir çok kişi. 
***
Pandemi kuruluna kısa bir not!
Koronanın kasırga gibi estiği günlerde her yeri kapattık. Mis gibi deniz kokusu aldığımız Kordon Boyunu bile. Bir kasırgadır esti geçti. Bu arada şehrin Pazar yerini de sınırladık. Girişleri üçe indirdik. Yedi kapılı Çanakkale Pazar yeri ferahlığını, rahatlığını yitirdi. Artık kapılarda ateş ölçmüyoruz. Maske takmayı da öğrendik. Diyorum ki, niye hala üç kapıdan sürü halinde geçmek zorunda kalıyoruz? Unuttuk mu yoksa koyduğumuz yasakları. Bir faydası varsa, kapalı kalsın tabi!