havadurum
Turgut Çamer

turgutcamer@hotmail.com

NORMALLEŞME FARE DOĞURDU!

Değerli okurlarım restaurant, lokanta, kafeterya ve kahvehanelerdeki normalleşme saçmalıkları ayrı bir yazı konusu..

4761

  Ancak “Kademeli Normalleşme” adımları içerisinde bu yazımda sizlere aylardır kan kusup kızılcık şerbeti içen! ‘Halı Saha’ işletmecilerinin yaşadıklarından örnekler sunmak istiyorum.   

***

Bu sektör 1 yıl içerisinde sadece 45 gün açık kalabildi. Halı Saha İşletmecilerinin yaşadıkları neymiş? İzninizle biraz ayrıntılı bakalım ne göreceğiz ne öğreneceğiz!

Öncelikle, Halı Saha İşletmeleri bu ülkede - devletin yapması gereken - tesisleşme girişimlerinin öncüsü olan özel kuruluşlardır. Ülke sporuna, insanların sosyalleşmesinde çok ciddi katkıları olan, Türk Futboluna altyapıdan küçük yaşta sporcu yetiştirilmesine vesile olan müesseselerdir. Türkiye’de yaklaşık 14.000 halı saha bulunmakta ve bu halı sahalarda amatör kulüplerin ve isim hakkı veren profesyonel kulüplerin futbol okullarının yaklaşık sayısı 7000 civarındadır. Basit bir hesapla halı saha işletmecileri aileleri ile birlikte 56.000, her halı sahada çalışan minimum 2 personel ve bunların ailelerini de hesaba katarsak 112.000 kişi,  her futbol okulunda minimum 3 Antrenör olduğunu düşünürsek 21.000 kişi aileleri ile birlikte 84.000 insan, ayrıca her futbol okulunda ortalama 100 çocuğumuzun spor yaptığını düşündüğümüzde 70.000 çocuk bir yıldır spordan uzak kalmaktadır. Bu rakamları topladığımızda 3000.000 - 500.000 kişi ekmek kapılarından aylardır 1 TL gelir elde edememekte ve evlerine ekmek götürememektedir.

*Halı sahalar yüksek maliyetlerle kurulan, yüksek kira bedelleri olan ve bakım masrafları da çok yüksek olan işletmelerdir. Pandemi sürecinde; fitness salonları, yüzme havuzları, spor salonları, basketbol, voleybol ve yakın dövüş sporları dahil bütün kapalı alanda yapılan sportif faaliyetler serbest iken 1500 metrekare açık alanda 14 kişinin spor yapması yasaklanmıştır.

45 günlük açık oldukları dönemde HES KODU uygulamasını ilk uygulayan işletmeler halı sahalardır. En acı olanı da tek bir bulaş ve vaka tespit edilmeyen halı sahalar Kasım ayındaki kısıtlamalarda ilk kapanan işletmeler olmuştur. Bu insanların senetleri, yüksek kiraları, elektrik borçları ödenememiş ve birçoğu icralık olmuştur. Sahalarındaki spotları ikinci elde satıp evlerine ekmek götürebilmek için çaresizliğin fotoğrafını çizdiler. Ulusal basın yayın organlarında da sıkça rastladığımız hırsızlık olaylarının kimsesiz bırakılan halı sahalarda yaşanmaya başladığını hep beraber izledik. Sahaları kardan, fırtınadan çöken, su basan, elektrik faturasını ödeyemediği için elektriği kesilen, kapalı olduğu halde son 1 aya kadar vergi istenen bu işletmeler çok ciddi şekilde batma noktasına gelmiştir.

Kapalı spor alanlarının açık olduğu yerde halı sahaların kapalı olmasını anlayabiliyorsanız anlayın!.. Teksas Üniversitesi’nin Covid -19 bulaş riski tablosunda ‘anlık temas ile bulaş riskinin çok çok az olduğu’ bilimsel olarak yayınlanmıştır.

***

            Sevgili Çanakkale OLAY okurları eski milli atlet olarak spor yapmanın bağışıklığımı güçlendirdiğini biliyorum. Tıp uzmanlarının açıklaması; çocuklar için ‘kas ve eklem hareketleri’ yaşlılar kadar önem arz eder. Yani kas ve eklem hareketleri çocuklar için ‘ikinci bir kalp’ demektir.

“Futbolu seven çocuklarımız” yeni kademeli normalleşme döneminde de çifte standartla karşı karşıya kalmıştır. Futbol dışındaki diğer branşlarda spor yapan akranları ve arkadaşları istedikleri sporu serbest bir şekilde yaparken, bu çocuklarımız evde ellerine i-Pad veya İ-Phone’unu alıp saatlerce playstation vb. oyunları oynamaya mahkum bırakılmıştır. Obez ve teknoloji bağımlısı sağlıksız bir nesil istenmiyorsa bu saçmalıklara bir an önce son verilmesi gerekir. Aksi halde obozite de Avrupa şampiyonluğunu kimseye bırakmayacağız!

1 Mart 2021 tarihinde yapılan “Tek Adam Sistemi” (TAS)’ın Kabine Toplantısında alınan kararlar bence kaos getirmiştir.     

Merakımdan soruyorum: Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu kabine toplantısı yapılmadan önce halı saha sektöründen bir kişiyle bile olsa danışma zahmetinde bulunmuş mudur? Ya da halı sahaların faaliyet saatleri ile ilgili tek cümle kurabilmiş midir yoksa bilmemekte midir? Hadi Bakan Kasapoğlu bilmiyor diyelim ki bu mümkün değildir. 10 yaşındaki bir çocuğa bile “Halı sahaları saat 19:00’da kapatacağız” deseydiniz o bile size “Hiç açmayın daha iyi derdi insanla dalga geçer gibi.”

Mantıksızlığa bakar mısınız; 19:00’da iş başı yapan halı sahaların kapanış saati 19:00 oldu. 1 maç bile oynatamadan sahalar kapanacak. Oysa Türkiye’de herkes halı sahaların 19.00-24:00 saatleri arası iş yapabildiğini bilir. Aylardır mağdur olan bu insanlara en azından 20:30’a kadar maçları oynatmalarına izin verilmelidir.

*Ülkemizde görev yapan, zamanında Beşiktaş’ı çalıştıran Slaven Bilic’in 2 yıl gibi kısa bir sürede Türkiye’mizin analizini yaptığı o muhteşem tespit ile yazımı bitiriyor, yorumu sizlere bırakıyorum...

“Türkiye’de ki en temel problem şu; yetkisi olanların bilgisi yok, bilgisi olanların yetkisi yok...”

NOT: Normalleşmenin fare doğurmadığı, ‘ikinci kalpli’ sağlıklı günler dilerim… T.Ç.