Değerli Okurlarım; Rusya dünyaya numara çekip duruyor.
Başta biz Türkiye olarak, en fazla zarar görecek olmamız kesin olmakla beraber, maddi ve manevi çok zararlı çıkacağız. Neden mi? 26 Nisan 1986 Sovyetler Birliği’ne bağlıyken, yani Rusların kontrolünde iken Çernobil faciası nasıl oldu? Kimse hala gerçeği anlatmıyor. Olan kime oldu? Karadeniz kanser hastasından geçilmiyor. Çayımız dünyanın en değerli çayı iken yıllarca çiftçimiz zarar etti. Kim karşıladı can ve mal kaybımızı? Hiç kimse…
Yine bizim halkımıza oldu ne olduysa. Hesap bile soramadık Ruslardan. Bilerek patlatıp gittiler. Şimdi yine işgal ettiler Ukrayna’yı ve nükleer santralleri. Yok efendim; “Beş, altı ayda nükleer silah üretirler, bize tehdit olurlar” diyorlar. Demek ki Rusya zaten dünyaya tehditmiş. Kendi ağızlarından ve kimse bir şey demiyor. Yani bizim ve Avrupa’nın kaderi Putin’in elinde kalmış.
Rusya ele geçirmeden, önce nükleer santrale füze ile saldırı düzenledi ve bir şey yok. Zarar görmedi zırvası tuhaf. Bence Rusya nükleer bombayı bile atarım provası yaptı. Dünyanın tepkisini ölçtü. Nükleer santrale tonajlı füze ile saldırı yapılmayacağını en iyi bilen ülke bence Rusya’dır. Kimse bizi salak yerine koymasın. Ukrayna 31 yıldır atom bombası yapmadı da bu savaş döneminde mi yapacak. Yani dünya kendine sormalı. Bu kepazeliğe ne kadar daha dayanabilir? Dünyayı sürekli tedirgin eden ülkelere en sert cevabı vermenin zamanı gelmedi mi? Yok soğuk savaş, yok kafalarına göre ülkeleri işgal etmeleri…
ABD ve Rusya bunun bedelini hemen ödemeli ve bu nükleer silahlardan arındırılmalarının çoktan zamanı geldi. Her sıkıştıklarında hemen nükleer tehdide başvuran nükleer silah sahipleri, bu kabadayılıktan vazgeçsinler. En azından bunu dünyaya borçlular. Medyada televizyon programlarını izliyorum. İnanamıyorum… Sanki futbol yorumcusu gibiler. Her şeye nane olanlar, neredeyse savaş muhabiri ve savaş dersi veren strateji uzmanı olmuşlar. Film izlemiyorsunuz arkadaşlar! Bir de Çetiner Çetin diye biri var, Haber Türk muhabiri. Ukraynalı askerler, 4 tane Rus casusu yakalamış. Adamların GPRS çıktı üzerlerinde. Canlı yayında yakalanan casusları çekti. Neredeyse pasaportlarını bile çekti ve diğer casuslara belki de ulaşacaktı Ukraynalı asker veya istihbaratçıları. Çetiner Çetin her şeyi deşifre etti. Bu mu habercilik sizce? Yoksa ben mi bilmiyorum bu işi? Diğer yandaşlar çoktan kaçmıştır. O bizim emekli generallerimiz (yani NATO’nun kurmayları), yıllarca vatanın değil de ABD ve NATO’nun askeri olmuşlar. Her biri evlere şenlik.
Bir üniversiteye kapağı atmış, tuhaf tuhaf açıklamalar yapılıyor. Her kafadan bir ses çıkıyor. Yok Montrö, yok şöyle, yok Montrö böyle… Montrö tartışmaya açık değil. Şartları, yazılı kuralları belli. Siz kimsiniz? Her biriniz ayrı bir zırva ile miletin kafasını karıştırıyorsunuz. Bizim medya zaten zıvanadan çıkmış. Partilerin ağzından konuştukları için, kendi fikirleri zaten yok. Ellerine ne yazacakları, ne konuşacakları tutuşturuluyor ve çıkıp yazıyor, çiziyor, bolca konuşuyorlar gazeteciler. Üst kurulu ya da dernekleri bunları bu dönemlerde uyaramıyor. Bir tarafta en ufak iktidar karşıtı yazıda hapisler, diğer tarafta iktidar yanlısı gazete ve TV yorumcuları. Bir eli yağda, bir eli balda ve arabalarında çakarlar ile gidiyorlar yollarda. Yemeğe giderlerken dersin ki sanki savaşa gidiyorlar. Sağ şeritten kornaya asıla asıla… Bu ne ya böyle! Sokak muhabiri ise, bir çatışma ya da önemli bir habere koşuyorlar ise bir ayrıcalık verilebilir ama bu her gazete ve gazeteci için geçerli olmalı. İktidar yanlısı için değil. Bilmem anlatabildim mi?
Mesela bugün NATO’nun açıklamasında aynen “NATO bir savunma örgütüdür” dedi. Aman Allah’ım… Libya, Irak NATO’ya mı saldırmıştı veya NATO ülkesine mi saldırmıştı? Ben hatırlamıyorum, ya siz hatırlıyor musunuz?
Müslüman bir ülkeyi vurur iken; NATO saldırı örgütü maşası, yemeyince NATO bir savunma örgütü oluveriyor. Hadi oradan! Siz kimi kandırıyorsunuz? Ukrayna’da şuan insanlar ölüyor ve bunun sebebi de George Soros’tur. Ben bile ilk zamanlarda oradaydım. Ne yaptıklarını gözümle gördüm. Gece Kiev’de yattım ve sabah kaktığımda hükümet gitmişti. Cumhurbaşkanı zehirlenmişti. Başbakanı gözetim altına alınmıştı. Yani kimse geri çekilip seyretmesin.
Elinizi değil, gövdenizi koyun kayanın altına. Gelelim Afganlara… Getirildiler ve eğitildiler. Bunlar Ukrayna’ya mı gönderildiler? Yani onlar da Rusların dilinden anlarlar.
Eski sevgililer, hepimiz biliyoruz.
Yıllar önceden Rusları bozguna uğratmışlardı.