havadurum

On Numara - Yusuf Eroğlu

Emekli Cenneti!

4217

Kendi kendimizi kandırmaktan öteye gidemiyoruz. Efendim, Ülkenin puanı düşmüşmüş. Papua Yeni Gine`nin bile gerisine düşmüşüz. Yahu, Allah aşkına! Ya nasıl olacaktı? Senin takımlarının bir tamamına yakın kısmının kaptanları yabancı. Üstelik, ununu eleyip, eleğini asmış futbolcular. Türkiye`ye niye geliyorlar? Emeklilik döneminde voliyi vurmak için. Başka? Rakı, Balık, Boğazda keyif. Oh işler keka. Suyundan da koyun. Türkiye`de futbolu yabancılar oynuyor, Bizimkiler ne yapıyor? Yamaklık yapıyor. Yardımcı personel.. Genel İdare Hizmetleri. Hatta hizmetçi bile diyebiliriz. Galatasaray`da bir Belhanda var. Bir türlü paylaşılamıyor. Üstelik kaptan yapmışlar. Dedik ya. Bu yabancıların çoğu da "emeklilik çağına" gelmiş adamlar. Yurt dışında işleri bitince, buraya geliyorlar. Burada biraz göze girerlerse, hoop, Arap ülkelerine, ya da Çin`e gaydırı guppak Eminem yapıyorlar. Dünyalıklarını yapıp, emeklilikte rahatça yaşamayı garanti ediyorlar. Garip bir şekilde, Türkiye`de futbol kendi aramızda yaptığımız maçlarda,"yavaş" oynanıyor. Yabancı takımlarla oynadığımız zaman da ise, hızlı. O tempoya uyabiliyorsan bunu içeride niçin uygulamıyorsun? Geçen akşam Başakşehir, Manchester United takımını 2-1 yendi. Vay anasını! Büyük zafer diye takla attık. Ülke puanına değer kattık. Hele, son zamanlarda meydana gelen, Deprem, Yangın, Virüs felaketlerinden sonra, ilaç gibi geldi. Bizim golleri atanlar Demba Ba ve Edin Vişça., Takımın yüzde doksanı yabancı. Lig maçlarında da öyle. Bir bakıyorsunuz, yabancılar, kendi arasında On bire, On bir maç yapıyorlar..Takımın ismi Türk., Mucize gerçekleşmezse büyük bir ihtimalle Başakşehir gene sonuncu olacak. Evet, ama "puanlı" sonunculuk. Şerefli yani. Altmış yılda gelebildiğimiz nokta budur: Şerefli yenilgilerden şerefli sonunculuklara. Peki ya Milli Takım. Tamamına yakını Lejyonerden oluşuyor. "Nasıl düzelecek abi", diye sorduğunuzu duyuyoruz. Bakınız. Sahte İmparatorlar üretmekten vazgeçersek. Bu gibi; kendilerini vazgeçilmez olarak gören asalakları, futbolumuzun içinden atarsak.Topu görse, `Bomba` diye Karakol`a götürecek adamlardan yönetici yapmazsak. İcazetli bir Federasyon kurmazsak. Hakem Kurullarını, kısır bir döngü içinde, toplam beş kişi içinden, münavebeli atamaktan vazgeçersek. Bu gün aldığımız kararı, ertesi gün tekzip edip, ortadan kaldırmazsak. Yabancı sayısını azaltırsak. Gelen yabancılara kalite ve yaş şartı koyarsak. Akşamları televizyon kanallarını çıkıp, al ileri ver geri deyip, ahkâm kesenlere müsaade etmezsek. Rüzgâr`dan etkilenip, kendini yere atan ve hakemleri kandırmak isteyenlere, kırmızı kart gösterirsek. Yani, Ahlaklı sporcu yetiştirirsek. Yanlış yapan hakemin lisansını yırtarsak. Alt yapıya önem verirsek. ki. Alt yapı dediğimiz zaman,tesislerle ilgili yatırımı da düşünürsek.VAR adlı, futbolun seyir zevkini kaçıran abes uygulamadan vazgeçersek. Ve en önemlisi de. Adaletten, haktan hukuktan ayrılmazsak, belki kırmızı kar yağdığında başarılı olmuş oluruz. Niye mi? Yahu, Ali yazıyor.Veli bozuyor. Bu Kervan ne yazık ki böyle yürüyor. İki bıyık bükümü sağa. Üç evlek ileri. Haydi Allah rast getire. Sağlıcakla kalınız.

Yusuf Eroğlu