havadurum

On Numara - Yusuf Eroğlu

Orhan Veli Kanık

3197

Başlığı görünce, konumuzun şiir olduğunu zannetmeyiniz. Konumuz Futbol. Ne demişti rahmetli: "Beni bu güzel havalar mahvetti, Böyle havada istifa ettim Evkaf`taki memuriyetimden. Tütüne böyle havada alıştım, Böyle havada aşık oldum; Eve ekmekle tuz götürmeyi böyle havalarda unuttum; Şiir yazma hastalığım hep böyle havalarda nüksetti; Beni bu güzel havalar mahvetti." Milli Takımımızın, Hollanda ve Norveç galibiyetlerinden sonra, Letonya; spor kamuoyunda, "Çantada Keklik "olarak görüldü. Tabiidir ki, bu algı futbolcularımıza ve haliyle Teknik Direktörümüze de yansıdı. Bunun önüne geçmek çok zordur. Yaşayanlar bilirler. Hele, 2-0 ve 3-1 öne geçmişseniz, maçı aldığınızı zannedip, yan gelip yatarsınız. Hatalarınızı göremezsiniz. Hollanda müsabakasını bir düşünün, 3- 0 öne geçmiştik. Nerede ise maç berabere bitecekti. Hiç bir zaman,"Maçı koparttık" düşüncesinde olmamalıyız. Bildiğiniz üzere, dillerde pelesenk olan bir söz vardır: "Maç doksan dakikadır" diye. Aynen öyle işte. Bu iki puanlık kayba,"Yol kazası" diyelim. Senkronize olmuş bir ekibimiz, iyi ve tecrübeli bir hocamız var. Başarılı olmamamız için hiçbir sebep yok. Bazı yazarlar, özellikle Hınçal Uç uç, Şenol Güneş hocayı yerden yere vurmuş, son yazısında. Dışarıdan gazel okumak kolay tabi ki. Düşünün, en az 15 ayrı Teknik Direktör`le çalışan, ayrı taktikle oynayan futbolcuları, kendi sisteminize adapte etmek kolay mı? Umut Meraş neden takımda yokmuş? Sakat, hasta olmadığını nereden biliyorsunuz? "At martini Debreli Hasan,dağlar inlesin" Orhan Veli`nin dediği gibi, bu rehavet bizi iki puandan etti. Belki de hayırlı oldu. Kim olursa olsun, rakiplerimizi çantada keklik olarak görmemeliyiz. Önümüzde uzun bir zaman var. İnşallah, o zamana kadar salgından kurtulup, seyircimize de kavuşuruz. Hep söylüyoruz. Futbol çok zor bir oyun. Neden mi? Karışanı çok. Mesela, Türkiye`de futbol uleması milyonlarınca seyirci var. Her akşam kanallara çıkıp ahkam kesen, onlarca yorumcu var. Şov peşinde, futbol ile kafa bulan eski hakemler, eski futbolcular var. Başarılı olunmuş ya da olunmamış, kimsenin derdi değil. Hele, birinin ak dediğine ötekinin kara demesi ile başlayan kavgalar, Televizyon kanalları için ballı börek oluyor. İşin en vahimi nedir biliyor musunuz? Millet ekran başına oturup, bu Ebu Cehilleri izliyor. Ertesi gün de, yolda, izde, kahvede; Çakar çakmaz çakan çakmak, ne güzel söyledi.Herman Toraman oğlu nasıl bozdu ama, diye geyik yapmak en büyük lüksleri. Geçen gün internette Mustafa Denizli`yi izledik. Konuşmaları ders verir nitelikteydi. Böyle kaliteli insanları, ne yazık ki televizyona çıkarmazlar."Ağam egleni" hesabı,milleti eğlendirecek adamları çıkarırlar. Hal böyle olunca da, bir Arpa boyu yol gidememiş oluyoruz. Sağlıcakla kalınız.