havadurum

PARALEL EVRENSİTE

1918
Prof.Dr. Aydın Büyüksaraç
Maymunlar Cehennemi adlı filmi geçmişte izlemişsinizdir. Televizyonlarda defalarca yayınlandı 1968 yapımı. Orjinal adıyla “Planet of the Apes”. Ape maymun demek, Türkçe’ye çevirirken maymunlar gezegeni yerine cehennemi tercih etmiş yapımcılar. Ape aynı zamanda maymunsu demek. Filmde maymunun hayvan hali pek kalmamış ama insanlaşamamışlarda. Dolayısıyla maymunların oluşturduğu bir dünya nasıl olurdu kurgusu ilginç bir şekilde işlenmiş. Açıkçası izlerken etkilenmiş ve hayvanların dünyasında insan olmanın zorluğunu hissetmiştim. Oldukça beğenilmiş olsa gerek ki sonraki yıllarda yeni sürümleri yayınlandı. Çok ilginç yeni sürümlerinden biri 2011 yılında “Maymunlar Cehennemi: Başlangıç” olarak yayınlandı. Benim için ilginçliği 2011 yılında ve başlangıç adıyla yayınlanmış olması. Benim de yazının devamında kurgulayacağım film 2011’de başlıyor. 2014 yılında da  “Maymunlar Cehennemi Şafak Vakti” diye bir sürümü daha yayınlandı.
Şu Amerikalılar ne ilginç insanlar diye düşünüyordum eskiden. Akıllarına ne kadar garip fikirler geliyor. Maymunlar evrim geçirecek ve insanlara hükmedecekler. Ama yaşam deneyimim arttıkça kurgulanan pekçok şeyi yok artık bukadarıda olamaz dediğimiz şeylerin gerçekleştiğini gördükçe bu neden olmasın diye düşünmedim değil. Peki nasıl olacak? Maymunlar nasıl evrim geçirecekler? Kolayı var. Genetik bilimi bu işin üstesinden gelebiliyor. O zaman bir senaryoda ben yazamaz mıyım? Neyim eksik. Belki bir kurgu film dizisi de ben yapar sinemalarda izlettiririm insanlara.
Senaryo gereği filmde farklı bir gezegene gitmeden önce dünyada deney yapılması gerekiyor. Bir de bu kıllı görüntü hoş olmuyor. Madem sonunda maymun olmayacaksın kılların da olmasın. Ağdayla, epilasyonla da olabilecek gibi değil. O zaman ne yapmalı? Bu kurguyu biraz daha farklı canlılar üzerinde denesek, mesela maymunsu değilde insansılar üretsek. Hem deney yapmak da kolay. İnsanlar ürkmezler. İnsanların arasında rahatça dolaşabilirler. İnsan gibi görünen ama insansılar….denenir ve başarılı olurlarsa bunları alır başka bir gezegende yeni bir dünya düzeni ile kolonileştiririz.
İnsansılarda ne gibi özellikler olmalı? Öncelikle insana benzer özellikleri olmalı. Konuşmak, yemek, yürümek, araba kullanmak bunlar tamam. Ama duyguları almalıyız. Genel duruşları asık suratlı olmalı, insanlara ciddi görünmeli ve korku salmalılar. Kendileri gibi olmayanları bu duruşlarından ve özel olarak yaydıkları kokudan tanımalılar. İnsansıların gelişimini kolay sağlayabilmek, yeni insansılar üretebilmek için bunlar bir üniversitede çalışsınlar. Ona da üniversite demeyelim. Ne olabilir Madem yeni bir evren insansılara mekan olacak. Bu durumda şimdiden ismini koyalım Paralel Evren. Bu üniversitenin ismide bu durumda Paralel Evrensite olabilir. Beklenen normal insan davanışları sergilememeliler. Örneğin bir insan hastalandığında işine gelemediğinde banane işine gelmeyen insanlar istifa etti sayılır deyip, onlar ölseler bile geriye kalanlar maaş alamasın diye düşünmeliler. Başka ne olabilir, bunların ayrı bir dini de olmalı. Varolan bir dine benzetilebilir de. Ama bu dinde insan hakkı olmamalı. Bu nasıl bir din anlayışıysa hiçbir dinde insanlar hakkında olumsuz kurgular yapılmaz. Ama bunlarda var. Hem de en acımasızından. Zaten farklı kokan insanların hakkı da olmaz. Bu inanışta insansılar dışındakilerin yaşam olanakları da olmamalı. Ancak insanlar, insansıların egemenliğini kabul eder ve “hizmet” ederlerse o zaman onları da ikinci sınıf insansı olarak ödüllendirebilmeliler. Daha başka, bu evrensitede insanlara yer bırakılmamalı. İşten atabileceklerini atabilmeliler. İnsanları uzaklaştırmak için baskı kurmalı insansılar. Kadro vermeyip, sonradan biz onlara verecektik demeliler. Onların yerine insansılar alınarak hemen boşluklar doldurulmalı. Onlardan “hizmet” etmeleri istenmeli ve buna karşılık para da kesilmeli maaşlarından. Maalesef bu paralel evrende de para olmak zorunda. Bu insansılar uzaktan kumanda edilebilmeli. Bir merkezden yönetilmeliler. Böylece paralel evrene gittiklerinde zıvanadan çıkmayıp merkezin dediklerini yapmaya devam etmeliler. Paralel evrensitenin her bir biriminde insansı temsilcileri olmalı. Bunlar doğrudan Vektöre bağlı olmalı. Vektör de sektöre… böylece bir hiyerarşileri olmalı.
Aaa o da ne? Film çoktan sahne almış ve oynanıyor. Bakın çevrenize şöyle tepelere doğru. Manzaralı eski çöplükten kötü kokular geliyordu zaten. Meğer bizler bu filmin bir parçası figuranı olmuşuz bile çoktan. Başroller paylaşılmış, ünlü olmuşlar.
Filmin sonunda ne mi olacak? Tabii ki kazananlar yine iyiler olacak. Yani insanlar kazanacak. İnsansılar mı? Onlar genetik ürünü. Tekrar değiştirmek zor. Bilimde imkansız olmadığından insanların yardımıyla belki tekrar bu dünyaya uyumlanabilecekler.