RANT EKONOMİSİ

Son yıllarda başta İstanbul olmak üzere tüm şehirlerimizde en karlı iş ve gelir tarlaların, yeşil alanların inşaata açılması gökdelen camlı yapıtların insanları ürkütücü görünümleri yarattığına tanık oluyoruz. Eski adamların bir sözü vardır "Taşa-toprağa para yatırmam" diye, her moda gibi yapanda, satanda, alanda bu modaya uyarak konut alım satımına hücum başladı.

                Ticaret yapan, üretimle uğraşan küçük ölçekteki ticari ve sanayi kuruluşlar ve kişiler birikimlerini işlerini terk edip inşaat işine soyundu halkımızda tasarruflarını taşa toprağa yatırdı.

                500 milyar dış borcu olan, borcunu borç ile kapatmaya çalışan bir ülke de döviz kurları 4 lirayı aşarsa, nedenini dış ülkelerin ekonomik darbe girişimi olarak yorumlamak, ekonomiyi, ticareti, sanayi bilememektir. Üretimi, teknolojisi ekonomiye katamadığımız sürece iki yakamız bir araya gelmez, ancak çoluk çombalak çalışarak, anneler babalar, kaynanalar yemez içmez harcamazlar çoluk çombalağa çıkma yaparlarsa ancak karınlarını doyururlar. 

                Ülkemizde dünyayı algılamış beynini geliştirmiş özel sektörde iş ve sanayide çok yetenekli genç enerjik insanımız politik kirliliğe bulaşmamak için özel sektörü tercih ediyorlar. Partilerimizin genel başkan ve politikacılara ir bakın tek bir ticaret ve sanayici yok, evine ekmeği dahi başkası alan bürokrat serbest meslek sahipleri yüzde 90 yüzde 10 da kendilerini feda eden fedailer.

                Tekstil sanayisinin en başarılı en büyüğü Cem Boyner yıllar önce bir denedi, dersini aldı.

                Şen ve esen kalın.