havadurum
Turgut Çamer

turgutcamer@hotmail.com

SEÇME SAÇMALIKLAR!

Değerli okurlarım bugün bazı seçme saçmalıklarla bir fıkrayı görüş ve düşüncelerinize sunarak paylaşmak istiyorum.

8169

 

 

***

            - Dolar dolsa ne olur, dolmasa ne olur!

            - Dolar üç kuruş artacak, Türkiye batacak diye bir şey yok!

            - Önceden ‘öğretmen limon satıyor’ diye haberler olurdu. Şimdi var mı böyle bir haber!

            - Yeni bir park yok, yol yok, su yok, proje yok, hal/mezbaha, planlı yeşil alan hiçbir şey yok ama % 60’a yakın oy alıyor!

            - Çanakkale İskele Meydanı otopark olsun!

            - Bankalara saldırarak döviz alma yoluna gitmeyin, B ve C planını uygularım!

            - Yastık altındaki dolarları altınları çıkarın, TL’ye geçin!

            - Dövizden TL’ ye dönenler 1 ila 4 yıl içinde kazanacaklar!

            - Bize yerli lazım yerli.. Bize milli lazım milli!

            - Onların doları varsa bizimde Allah’ımız var!

            - Papaz Bronson’u al! Bana, Reza Zarrap’ı ya da bankacı Hakan Atilla’yı ver!

            - Sağlık Bakanlığı Yardımcılığına 13 gün önce bir İnşaat Mühendisi atandı!

            … Gibi ülkemiz gündemine oturan ‘seçme saçmalıkları’ yorumlayıp analiz edecek değilim. Çünkü gerçek demokrasilerde böyle gündemlere rastlanılmaz.

            *Ancak, OTDÜ Mezuniyet Töreninde daha önce Yargıtay’ın suç saymadığı “Tayyipler Alemi!” karikatürünü içeren pankart taşıyan öğrencilere verilen tahliye kararının gerekçesi akla ziyan!

            Gerekçe şu: Kaçmak için yetenek, bilgi ve maddi imkanları yok!

            Ne kadar ilginç bir gerekçe değil mi? Bir soru daha; tahliye kararının arkasında arayın bakalım “Adalet” bulabilecek misiniz?.. Ama bir şey bulabilirsiniz, o da hukuk tarihimize altın harflerle yazılacak bir küçümseme aşağılama!

***

·         Üniversite yemekhanesine giren bir öğrenci tüm yerler dolu olduğundan gidip Üniversite Profesörünün oturduğu masaya oturmuş.

Profesör kaşlarını çatarak:

- Öküzler ve kuşlar ayni masada oturamaz!

Öğrenci:

-O zaman ben uçuyorum…

            Profesör yanıta çok sinirlenmiş, sınavda öğrenciye takmış ve sınavının başarısız geçmesi için elinden geleni yapmış. Yalnız sınavda öğrenci tüm soruları mükemmel bir şekilde yanıtlamış.

            Profesör öğrenciye:

-Sana son bir soru soracağım, demiş. Yolda yürürken iki torba bulduğunu hayal et, birinde akıl var, diğerinde ise para var. Hangi çuvalı alırsın?

            Öğrenci:

-Para olan çuvalı seçerdim…

            Profesör:

            -Ben akıl olan çuvalı seçerdim…

            Öğrenci:

            -Normaal! Kimde ne eksikse onu seçer…

            Profesör küplere binmiş, öğrencinin not defterini alıp içine “öküz” yazmış. Öğrenci nota bakmadan odadan çıkmış. Bir dakika sonra öğrenci kapıyı aralamış ve “Sayın Profesör, imzanızı atmışsınız, fakat notumu yazmayı unutmuşsunuz” demiş.

***

            Sevgili Çanakkale OLAY okurları bu fıkradan sanırım şöyle bir çıkarımda bulunabiliriz; çabuk kızan eğitimci, eğitimci sayılamaz. Gerçek eğitimci isen hazmetmesini bileceksin.

SON SÖZ: Hiç kuşkusuz yukarıdaki ‘seçme saçmalıkları’, fıkrada işlenen tutum görüş ve düşünceleri kabul edip etmemekte özgürsünüz… T.Ç.